BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,72
ALTIN 2.958,22
HABER /  GÜNCEL

28 Ağustos Basın Özeti

İngiltere gazetelerinde Suriye'deki gelişmeler öne çıkıyor. Independent gazetesinde Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim'le yapılan bir mülakat dikkat çekiyor.

Abone ol

İngiltere gazetelerinde Suriye'ye ilişkin haberler öne çıkıyor.

Independent gazetesinde, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’le yapılan mülakat dikkat çekiyor.

Gazetenin Ortadoğu Muhabiri Robert Fisk’le Şam’da bir araya gelen Velid Muallim, Suriye’deki şiddetin arkasında Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğunu iddia ediyor.

Fisk’in kaleme aldığı makalede Muallim’in şu sözlerine yer veriliyor:

“Avrupalılar söylüyorum: Suriye halkına karşı alınan 17 karara destek verirken, Suriye halkının refahına yönelik attığınız sloganları anlamıyorum. Ve Amerikalılara sesleniyorum: Afganistan ve Somali’de yaptıklarınızı iyi okumalısınız. Suriye’deki bu terörizmi desteklerken uluslararası terörle mücadele konusunda attığınız sloganları anlamıyorum.”

Independent yazarı Fisk, Muallim’le Şam’da bir araya geldiği binadan etraftaki çatışma seslerini duyabildiğini aktarırken, sorulara İngilizce yanıt veren Muallim’in çok yavaş konuştuğunu belirtiyor.

Muallim, ülkesindeki şiddet olaylarının yüzde 60’ının ABD’nin etkisi altında olduklarını ifade ettiği ‘Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’dan geldiğini’ iddia ediyor.

Suriye Dışişleri Bakanı, iki yıl öncesine kadar Katar Emiri ile Beşar Esad’ın çok yakın arkadaş olduğunu belirtirken Katar Emirin Esad’a, Arap Birliği gözlemcilerinin ülkeye girişine izin vermesi karşılığında El Cezire televizyon kanalının yayın politikasını değiştirip Suriye’yi ve taraflar arasında uzlaşıyı destekleyeceği sözünü verdiğini aktarıyor.

Independent’a konuşan Muallim, Amerika’nın Körfez ülkelerini İran’ın nükleer kapasitesi konusunda korkutmayı başardığını belirtirtirken, ABD’nin Suriye’deki şiddet olaylarının arkasındaki en büyük güç olduğunu diğer ülkelerin de ona alet olduğunu söylüyor.

Muallim’e göre Suriye’deki kriz, halkın ‘yasama, reform ve yeni bir anayasa gibi meşru talepleriyle başladı ve ‘dış unsurlar’ bu talepleri kullanıp halkın barışçıl isteklerini gasp etti’.

Robert Fisk’in kimyasal silahlarla ilgili bir sorusuna Muallim, “Suriye kimyasal silahlara sahip olsaydı bunları asla kendi halkına karşı kullanmazdı” cevabını veriyor.

Fisk’e göre Suriye Dışişleri Bakanı, ülkedeki şiddetin sorumlusu olarak gösterilen Şebbiha üyelerinin rejimin paralı militanları olduklarını iddialarını reddederken, grup için ‘silahlı gruplara karşı mallarını korumak isteyen silahsız kişiler olabilecekleri’ ifadesini kullanıyor.

Tampon bölge gündemde

Daily Telegraph gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Suriye’de tampon bölge kurulabileceği yönündeki açıklamalarını iç sayfalarına taşıyor.

Gazete, Hollande’ın ‘Türkiye’nin sunduğu tampon bölge kurulması yönündeki teklifi müttefikleriyle değerlendirdikleri’ yönündeki sözlerini hatırlatırken, olası bir tampon bölgenin yalnızca siviller için değil sınırın her iki tarafında da operasyonlar düzenleyen Suriyeli isyancılar için de ‘sığınak’ olacağı yorumunu yapıyor.

Daily Telegraph’a göre olası bir tampon bölgenin kimin denetiminde olacağı sorusunun kısa vadede netlik kazanması zor ancak Türkiye ve Arap ülkeleri liderliği üstlenebilir.

Suriye’den kaçanların sayısının son bir ayda ikiye katlandığı belirtilen haberde, Türkiye’nin güneyindeki Suriyeli sayısının da 80 bine ulaştığı ifade ediliyor.

Pussy Riot'tan mektup var

Guardian gazetesinde, Rusya’da bir katedralde yaptıkları Putin karşıtı protesto gösterisi nedeniyle hapis cezasına çarptırılan Pussy Riot punk grubu üyesiyle yapılan yazılı mülakat dikkat çekiyor.

Gazetenin avukatları aracılığıyla gönderdiği sorulara yazılı cevap veren grup üyelerinden 30 yaşındaki Yekaterina Samutseviç, iki yıllık hapis cezasından korkmadıklarını, bu tip bir cezayı beklediklerini söylüyor.

‘Dine yönelik nefretten kaynaklanan holiganlık’ yapmakla suçlanan grup üyesi, mahkeme kararının Putin karşıtı mücadelelerini güçlendirdiğini belirtiyor.

Guardian’a gönderdiği mektupta Samutseviç, üç grup üyesinin her birinin dört kişilik farklı hücrelerde kaldığını ve hücrelerin de farklı katlarda bulunduğunu ifade ediyor.

Grup üyesi, kendi hücresindeki diğer mahkûmların mali suçlardan hüküm giydiğini ve gruplarını desteklediklerini aktarıyor.

Samutseviç, Guardian’a gönderdiği mektupta Putin için şu ifadeleri kullanıyor:

“Putin’in sorunu, artık birçok kişinin elindeki gücü ve otoriteyi değil, Rus halkının kararlılığı karşısında yüzündeki korkuyu ve tereddüttü görüyor olması.”

'İngiltere hapishaneleri kapasitelerini aşıyor'

Guardian gazetesi iç sayfalarında İngiltere ve Galler Bölgesi’ndeki hapishanelerin kapasitesi ile ilgili bir habere yer veriyor.

Habere göre, İngiltere ve Galler’deki hapishanelerin yarısından fazlası kapasitesinin üzerinde tutuklu barındırıyor.

İngiltere Hapishane Reform Vakfı’nın raporunu aktaran gazete, kapasite dışında kalan mahkûm sayısının 7 bin 300’ü bulduğunu yazıyor.

Rapora göre en kalabalık hapishane, Liverpool’da 175 mahkûmu barındırmak üzere tasarlanmasına rağmen 336 tutuklunun kaldığı Kennet hapishanesi.

Gazeteye konuşan vakfın sözcüsü, son beş yılda artan tutuklu sayısı nedeniyle tek kişilik koğuşların iki, iki kişilik koğuşların da üç kişiye çıkarıldığını, gardiyanların da çalışma şartlarının zorlaştığını söylüyor.

İsrail'den kuklalı önlem

Daily Telegraph’ta yer alan bir haberde, İsrail’in olası bir İran saldırısına karşı nasıl tedbirler alınması gerektiğini halka anlatmak için bir kukla kullandığı yazıyor.

Habere göre, İsrail ordusunun evlerin posta kutusuna bıraktığı 15 sayfalık bir broşürün kapağında görünen Susam Sokağı’nın ‘Kırpık’ adlı kuklası İsraillilere, saldırı anında çalan sirenlerden tam 3 dakika 30 saniye sonra sığınak bulmaları tavsiyesinde bulunuyor.

Broşürde, İsrailli ailelerin bir araya gelip saldırı karşısında nasıl hazırlıklı olacaklarını belirlemeleri, bunu yemek yerken veya televizyon izlerken yapmamaları, ayrı bir zaman ayırmaları tavsiye ediliyor.