BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

27 Nisan'ın bilinmeyenlerini anlattı...

Hürriyet'in Ankara Temsilcisi olan Metehan Demir, 27 Nisan bildirisinin bilinlmeyenleri Best FM'de anlattı...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM
Best FM’de hafta içi her gün yayınlanan ve Cem Arslan ile Tufan Yakar’ın sunduğu “Konuşan Türkiye” programına katılan gazeteci Metehan Demir, “eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Başbakanlık’tan aranmadığı” ifadesinin doğru olmadığını söyledi ve o gece yaşananların bizzat şahidi olduğunu belirterek, bugüne kadar hiç anlatmadığı bir olayı paylaştı. Hürriyet'in Ankara Temsilcisi olan Metehan Demir, 27 Nisan bildirisinin Yaşar Büyükanıt'ın kişisel tasarrufu olduğunu diğer komutanların da kendisine bu nedenle serzenişte bulunduğu söyledi.

BÜYÜKANIT KOMİSYONA DOĞRU MU SÖYLEDİ? 

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun karşısına çıkan eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a 27 Nisan ve Dolmabahçe görüşmesi soruldu. “27 Nisan bildirisi muhtıra değildir” diyen ve bunu bizzat Başbakan’ın da söylediğini belirten Büyükanıt, “27 Nisan gecesi Başbakanlık’tan arandığım doğru değil” şeklinde bir açıklamada da bulunmuştu.

Best FM’de hafta içi her gün yayınlanan ve Cem Arslan ile Tufan Yakar’ın sunduğu Konuşan
Türkiye programına katılan Metehan Demir de bu konuyu gündeme getirdi. Büyükanıt’ın Başbakanlık’tan aranmadığı ifadesinin doğru olmadığını söyleyen Metehan Demir, o gece yaşananların bizzat şahidi olduğunu belirterek, bugüne kadar hiç anlatmadığı bir olayı paylaştı:

MUHTIRAYI ÖMER ÇELİK'İN YAYNIDAYKEN ÖĞRENDİM 

“Şu an bunu ilk kez söyleyeyim. Karşında 27 Nisan bildirisini ilk duyan üç dört kişiden biri var. O nedenle o gece Yaşar Büyükanıt’ın, Başbakanlık’tan aranmadığı ifadesinin ya da şöyle düzelteyim isimlerin açıklanmasını istemedikleri için sadece şöyle birinin adını vereceğim, üç kişi vardı o gece; ben Ankara’da Kavaklıdere’de bir restoranda saat 22.05’de otururken, artık yemeğin sonlarına doğru yaklaşırken, yanımda şu an AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olan Ömer Çelik ve onunla birlikte, ondan Başbakan’a daha da yakın iki kişi de dâhil olmak üzere, (büyük ihtimalle şu an bir tanesi bizi dinliyor) üçümüz oturuyorken bir anda bir telefon geldi.

ÇOK ÜST DÜZEY BİR PAŞA ARAYIP BİLDİRİYİ ANLATTI

O telefona da Genelkurmay’ın böyle bir hazırlığı tamamladığı, gece saati olduğu için gazetelerin baskıya yetişmeleri anlamında gazetecilere haber vermeye başladıklarını ve bana da söylediklerini söylediler. Bunu söyleyen çok üst düzeyde bir paşaydı, çok üst düzey. Yaşar Büyükanıt değildi ama nerdeyse Yaşar Büyükanıt. Ondan sonra ben yayına bağlandım; Habertürk’te Saynur vardı o zaman ama bana DSP ile ilgili sorular sorarken yani DSP falan o zaman bir kriz vardı, bir şey vardı. 27 Nisan gecesi saat 22.05’ten bahsediyorum. Sonra bunu ben canlı yayında söyledim ve geldim. Dışarıda balkona çıkıp konuşmuştum canlı yayına onların yanında değil. Sonra döndüğümde telefonları zarıl zarıl çalmaya başladı. Çünkü ben canlı yayında dedim ki; ‘Biraz sonra Türkiye’nin akışını değiştirecek bir gelişme olacak, bir kurum önemli bir yazılı açıklama yapacak’. Bunun üzerine bana inanmak istemediler, kabullenmek istemediler. Ben de bunu ispat etmek için o bildirinin beni arayan manipüle etmesin diye arayan kişiden bana bunun orijinalini gönderirseniz inanabilirim demiştim ama orijinalini istemiştim.

ÖMER ÇELİK BENİM YANIMDA GENELKURMAY'I ARADI

Bunu onlara gösterdim. Bunun üzerine benim yanımda, Genelkurmay Başkanı’nın evini aradılar. Arayan kişi Ömer Çelik’tir. Ömer Çelik aradı ve biraz sonra tekrar geldi dedi ki: ‘ya biraz istirahata çekilmiş, yarın sabah erken saatte İstanbul’a gideceğini söylediği için’… Hâlbuki biz Başbakan aradığını kendisine söylemiştik. Çünkü bu talimatı da Ömer Çelik hani Ömer Çelik arıyor diye değil bizzat Başbakan’dan o talimatı aldığı için Genelkurmay Başkanı bu telefon görüşmesini gerçekleştirmek istedi. Yani resim bu kadar net…

YAŞAR BÜYÜKANIT BİLDİRİYİ TEK BAŞINA YAZDI

Ama şunu da söyleyeyim: ‘Yok Yaşar Büyükanıt gizli bir ekip ile beraber hazırladı, yok bazı akademisyenler vardı, yok bilmem kim vardı.’ Bir sürü komplo teorisi var. O günü ben o kadar net biliyorum ve o kadar net şahitleriyle konuştum ki o gün Yaşar Büyükanıt’ın tek başına yazdığını söyleyebileceğimiz bir 27 Nisan bildirisiydi. Tamamen duygusal bir tepki, tamamen bir komutanın sorumluluğunda olmaması gereken bir tepkiyle yazılmış. Hatta daha sonrasında bir Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturmuş bir komutan bile, ‘Paşam keşke bize söyleseydiniz’ serzenişinde bulunduğu bir süreçtir. Yaşar Büyükanıt’ın o gün onu, bir cümle var, bunu yıllarca söylemeyeceğim, çok yıllar sonra söyleyeceğim, neden yazdığını ben biliyorum ama bir başka hem de tahmin ettiğimizden çok daha enteresan bir sebebi var; Bana kalırsa şimdi konuşmalardan onu görüyorum. Ama Türkiye’nin krizleri tahmin ettiğimizden çok daha basit nedenlere dayanıyor. Bu planlanmış falan filan değil. O Yaşar Büyükanıt evine geldikten, o bildiriyi tamamladığı saat 21.00- 21.30’a kadar geçen süre içinde ki yaşadığı 3-3,5 saatlik bir olay o kadar, başka bir şey değil.”