Mahalle baskısı gerçekten var mı? Son tartışmalar neye işaret ediyor.
Abone olAnayasa taslağı gündemi hareketlendirdi. Türban odaklı tartışmalar tansiyonu yükseltiyor. Protokolde köşe kapmaca oynayan komutanlara YÖK Başkanı ve Yargıtay Başsavcı'nın beyanatları eklendi..
Hükümet psikolojik baskı altına mı alınıyor? Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar'a göre yaşanıyor.
Yazar Şamil Tayyar, hükümetin nasıl kıskaca alınmak istendiğini şu sözlerle dile getiriyor:
-(...)Yeni anayasa çalışmalarıyla bu süreç daha farklı bir boyut kazanmaya başladı. Derin devletin 28 Şubat refleksi hortladı. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, kendisi bir anayasa profesörü olmasına rağmen, akademik kariyerine gölge düşüren çıkışlarla rolünü oynuyor. Ayrıca iktidara aba altından sopa gösteriyor: ‘Türban yüzünden iki parti kapatıldı.’ Demek istiyor ki, böyle giderseniz sizi de kapatırlar.
Kapatma davasını açacak olan kim? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı. Bir de bakıyoruz, eş zamanlı Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya sahaya çıkıyor: ‘Dini siyasete karıştırmayın.’ Dinin siyasete karıştırıldığı yok da, aynı frenkstan yayın yapılıyor; Böyle giderseniz kapatma davası açabilirim!
Bunlar yetmiyor tabi.
Sosyolog yanı cebinde gizli bir genel yayın yönetmenimiz, bu yeni dönemin sosyolojik şartlarını oluşturmaya çalışıyor: Darbe olabilir. Sonra? ‘Bu darbe hepinizi götürür’ diyor. Eleştiriler karşısında da ‘darbe’ sözcüğünü farklı manada kullandığını söylüyor. Ama filmlerdeki gizli reklamlar gibi bilinç altına ‘darbe’ sözcüğünü kazıyor.
Bir aklı evvel yazarımız da ‘Bundan sonra muhtıra olmaz, fiili durum (darbe) olur’ diyerek tüy dikiyor. Anlayacağınız, psikolojik harekat devam ediyor. 27 Nisan süreci, farklı bir ambalajla vizyona giriyor."