BIST 9.673
DOLAR 35,16
EURO 36,64
ALTIN 2.959,05
HABER /  GÜNCEL

27 Mayısçının itirafları

İhtilalciler olarak üniversite öğrencilerini ‘kullandıklarını’ bizzat itiraf eden Soyuyüce, inanılmaz şeyler söyledi.

Abone ol

27 Mayıs’ta öğrenci hareketlerini biz organize ettik 27 Mayıs ihtilalinde harekatın İstanbul ayağını planlayan Kurmay Binbaşı Şefik Soyuyüce, darbe sonrası öğrenci eylemlerinin bizzat kendileri tarafından organize edildiğini açıkladı. Haftalık haber dergisi Aksiyon’a konuşan Şefik Soyuyüce, özellikle 28 Nisan 1960’tan sonraki öğrenci eylemlerinin kendi kontrollerinde yapıldığını söyleyerek, “Öğrencileri 4–5 kamyona bindirip bir yerde bırakıyor ve ‘şurada gösteri yapsınlar’ diyorduk.” şeklinde konuştu. Anılarını yazmaya başlayan Soyuyüce, ihtilal öncesinde İstanbul Üniversitesi Mediko Sosyal’de iki doktor vasıtasıyla öğrencilerle temas kurduklarını belirtti. Soyuyüce, “Öğrencilerle bizim diyaloğumuzu onlar sağlıyordu. Onlar benim arkadaşlarımdı. Karargâhı da oraya kurmuştuk.” dedi. Öğrencilere yiyecekleri bile kendilerinin getirdiklerini anlatan Soyuyüce, “Tümenden üç kamyon dolusu helva, peynir, ekmek getirdim, üniversitenin arka kapısından içeriye soktum, çocuklara dağıttık. Ondan sonra, bütün 28 Nisan’dan sonraki hareketler bizim kontrolümüzde yapıldı.” şeklinde konuşuyor. İhtilalciler olarak üniversite öğrencilerini ‘bizzat kullandıklarını’ itiraf eden Şefik Soyuyüce, 27 Mayıs gecesi 67 ciple bütün İstanbul’u uyandırdıklarını ve sokağa çıkma yasağı ilan ettiklerini söyledi. İhtilalciler olarak üniversite öğrencilerini ‘kullandıklarını’ bizzat itiraf eden Soyuyüce, 27 Mayıs gecesi 67 ciple bütün İstanbul’u uyandırarak sokağa çıkma yasağı koyduklarını söylüyor. Soyuyüce şöyle devam ediyor: “İstanbul o zaman 4–5 milyon nüfuslu bir şehirdi. Halk sokağa döküldü mü, bir daha onları toplamak mümkün olmayabilirdi. Onun için geceden halkın uyandırılması lazımdı. 67 tane ciple bütün İstanbul’u uyandırdık. Sokağa çıkma yasağı koyduk. ‘İhtilal oldu, sokağa çıkmayacaksınız.’ dedik. Yani ihtilal İstanbul’da erken saatte gece 01.30’da başlamış oldu.” Şefik Soyuyüce o dönemde tutuklanan devlet adamlarını yurtdışına gönderme fikrini öne sürmüş. Soyuyüce, teklifini şöyle dile getiriyor: “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nde cumhurbaşkanı, başbakan, milletvekili olan kişileri Münih, Zürih sokaklarında çöpçü onbaşısı yapamam. Onun için bunları, tespit edilen kişileri yurtdışına çıkaralım, sefaretlere gidip her ay ikişer bin dolar paralarını alsınlar; ama belli bir müddet Türkiye’ye gelmesinler. Biz de geri kalanlarının üstüne, bir kum sandığını düzeltir gibi süngeri çekelim. Kabahatli başka kimse yoktur. Türkiye’nin kalkınmasına bakacağız deyip, gerekli reformları yaparak Türkiye’yi kurtarmaya bakalım dedim.” ‘Niye yaptık ki bu darbeyi?’ Bu teklifinin üniversite hocalarının, “Demokrat Partili yöneticiler eğer yargılanmazsa ileride 27 Mayıs’ın meşruiyetine gölge düşer, yasal zemine oturamazsınız.” sözleri ile kabul edilmediğini aktaran Şefik Soyuyüce, Aksiyon’daki röportajında şunları kaydetti: “Ama biz, birbirine küsmüş, mezarlıklarını, kahvelerini, camilerini ayırmış halkı, ay–yıldızlı bayrağın altında milleti toplamak istiyorduk. 27 Mayıs’ın hedefe ulaşıp ulaşmadığına gelince, hayır, hedefine ulaşmadı. Ulaşsa ülke bugün bu halde kalır mıydı? Bugün hâlâ 27 Mayıs evvelinden daha kötüyüz. Biz ülkeyi Atatürk’ün bıraktığı yerden belli bir yere götüremedikten sonra niye yaptım ki ben o darbeyi?”