BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,18
ALTIN 3.000,21
HABER /  GÜNCEL

26 Ağustos 2011 Basın Özeti

Economist Kürt sorununundaki son gelişmeleri ve Türkiye'nin Kuzey Irak harekatını yorumluyor.

Abone ol

Economist dergisi, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki PKK kamplarını hedef alan hava saldırılarından fazla sonuç alamayacağını öne sürüyor.

Derginin analizinde özetle şöyle deniyor:

"Bölgede yaklaşık 3 bin Kürt köyünün boşaltılıp yıkıldığı, muhaliflerin işkence gördüğü ve yargısız infaz kurbanı olduğu 1990'lı yıllarınkini hatırlatan bir manzara var. Ama o tarihten beri, Erdoğan iktidarı altında Türkiye'deki 14 milyon Kürt'ün koşulları daha iyi oldu."

"Devletin Kürtlerle ilişkisinde yaptığı "hataları" ilk kabul eden lider olan Erdoğan, bir dizi önemli reformla, Kürtlerin yasaklı ana dilleri üzerindeki sınırlamaları hafifletti, yoksul bölgelere para döktü ve PKK'nın hapisteki lideri Öcalan'la gizli görüşmeler başlattı. 2009'da PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak bir anlaşma, olasılık dahilindeydi."

'Erdoğan Kürtlerin taleplerinden usandı'

"Ancak bir dizi PKK saldırısından sonra bu çöktü. Fakat hükümet, 12 yıldır hapiste olmasına rağmen PKK üzerindeki hakimiyeti büyük ölçüde koruyan Öcalan'la konuşmaya devam etti. Geçtiğimiz ay militanlar şiddeti tırmandırıp 40'dan fazla asker ve polisi öldürünce her şey değişti."

Türkiye'nin operasyonlarda 100 kadar militanın öldürüldüğü açıklamasını PKK'nın reddettiğini, Ankara'nın da operasyonlarda Kuzey Iraklı sivillerin öldüğü yolundaki haberleri örgüt propagandası olarak nitelediğini hatırlatan Economist, şöyle devam ediyor:

"PKK'ya karşı savaşında Ankara'yı destekleyen ABD'nin rahatsızlığı da artıyor. Türkiye ile Iraklı Kürtler arasındaki ilişkilerin iyi olması ABD'nin Irak'ta istikrarı sağlama çabaları açısından hayati önem taşıyor. Ama Türkiye, saldırıları sürdürmekte ısrar edeceğini söylüyor."

"Türkiye, bu operasyonlardan ne elde etmeyi umabilir? Muhtemelen çok fazla bir şey değil. Daha önceki sınır ötesi operasyonlarda PKK'nın kamplarına zarar verildi, birçok militan öldürüldü. Ama militanlar, daha kalabalık olarak gelmeye devam ediyorlar."

"Orduyla polis arasındaki koordinasyon eksikliği ve güvensizlik de işleri kolaylaştırmıyor. Kürt sorunun sadece askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini kabul eden Erdoğan, reformlara devam edeceğini açıklamıştı. Ama yakın çevresi Başbakan'ın Kürtlerin ısrarlı taleplerinden usandığını söylüyor."

"BDP'nin talep listesi bölgesel özerklik, Kürtçe eğitim, PKK savaşçıları için af ve sadece PKK'lıları değil tüm muhalifleri hapse gönderen yasaların kaldırılmasını da içeriyor. Erdoğan, yeni anayasada bu taleplerin bazılarına yer vermek zorunda kalacak. Ancak üst düzey bir güvenlik yetkilisi, Erdoğan bu taleplerin tümünü karşılasa bile şiddetin durmayacağını söylüyor."

"Bölgedeki gerçek sıkıntılardan güç alarak ortaya çıkan PKK, o zamandan bu yana Avrupa ve Orta Doğu'ya yayılan, örgütlü suçla ve Türk güvenlik güçleri içindeki yozlaşmış unsurlarla bağlantısı olan karmaşık bir şebekeye dönüştü. Suriye ve İran da PKK'yı Türkiye'ye karşı koz olarak kullandı."

"Türk istihbaratı Çukurca saldırısını Suriyeli bir PKK komutanının planladığını söylüyor. Ilımlı bir isim görülen ve Türkiye'yle sonuçsuz kalan anlaşma için çaba harcayan Karayılan da kayıp. Karayılan'ın İranlıların elinde olduğu söyleniyor. Ama tüm bu spekülasyonlar içinde bir gerçek öne çıkıyor: Kürtler ve sorunları daha uzun süre gündemde olacak."

'Kaddafi işgalden korkuyordu'

Guardian, manşetindeki özel haberde gizli belgelere dayanarak, Libya hükümetinin son aylarında olası gördüğü bir Batı işgalini engellemek için yoğun bir lobi faaliyeti yürüttüğünü yazıyor.

Gazeteye göre, Eylül sonunda ya da Ekim başında işgalin başlamasından korkan Kaddafi yönetimi bu çabalar çerçevesinde ABD ve dünya komuoyunu etkilemeyi hedefledi, Obama'dan başlayarak uluslar arası kanaat oluşturucularla temas kurmaya çalıştı.

Kaddafi, NATO'nun Libya mühalesine karşı çıkan Demokrat Kongre üyesi Dennis Kucinich'i Trablus'u Trablus'a getirmek için çaba harcadı. Libya hükümeti Kongre üyesine seyahat harcamaları ve barınma dahil tüm seyahat masraflarını ödemeyi teklif etti. Bu ziyaret gerçekleşmedi ve Kucunich Suriye'ye gitti. Kucunich, davet konusunda Libya Başbakanı'yla konuştuğunu ancak güvenlik kaygılarıyla gitmekten vazgeçtiğini söyledi.

Libya Başbakanı 23 Haziran'da Obama'ya gazetenin ifadesiyle "dalkavukça" bir mektup yazarak, nazik bir dilde, Amerikan hükümetinin isyancıları memnun etmek için Libya devletinin mal varlıklarına el koyma kararından şikayetçi oldu.

Guardian bir başka haberinde de isyancıların bir komutanına dayanarak, Kaddafi'nin memleketi saldırıya hazırlanan isyancıların Libya topraklarında bulunan Fransız ve İngiliz özel birliklerinden yardım aldığını yazıyor. Gazeteye göre, özel birlikler hava harekatlarını yönlendiriyor ve isyancıların koordinasyonunu sağlıyor.

'Apple bir şirket değil, dindir'

Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan, elektronik devi Apple'ın kurucusu Steve Jobs'un sağık sorunları nedeniyle şirketin icra kurulu başkanlığından istifası gazetelerde önemli yer buluyor. Independent "Apple'ı dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline getiren Jobs o kadar önemli bir güçtü ki yerini ancak dört kişi doldurmaya çalışacak" diyor.

Gazete, Advanced Media Ventures adlı şirketin kurucusu Shelly Palmer'ın " Apple bir din. Bir şirket değil. Mezhepler ve dinler, kurucularından sonra da devam ederler." dediğini aktarıyor.

Guardian, "Bilgisayar ve tasarım gurusu" olarak nitelediği Jobs'u yerine gelen yeni CEO Tim Cook'un, Apple'ın değişmeyeceği mesajını verdiğini aktarıyor.

'BBC muhabiri ABD kurşunuyla mı öldü?'

Daily Telegraph, 28 Temmuz'da Afganistan'da Taliban'ın üstlendiği bir intihar saldırısında ölen 25 yaşındaki BBC muhabiri Ahmed Omid Pulvak'ın Amerikan askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybetmiş olabileceğini belirtiyor.

Olayla ilgili olarak başlatılan bağımsız soruşturma raporunda Pulvak'ın intihar eylemcilerinin saldırısından kurtulup, hemen olay yerine gelen Amerikan askerlerinin silahlarından çıkan kurşunla ölmüş olabileceği kaydediliyor.