BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,64
ALTIN 2.958,60
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

25 yıldır saklanan Kur'an günışığında

"İstiklal Şairi" Mehmet Akif Ersoy'un "Yakın" diye vasiyet ettiği Kur'an-ı Kerim meali yayımlandı

Abone ol

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMÜ) Medeniyetler İttifakı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Recep Şentürk, 25 yıldır sakladığı ''İstiklal Şairi'' Mehmet Akif'in çalışması olduğu belirtilen Kur'an-ı Kerim mealinin yaklaşık 3'te 1'lik bölümünü yayımladı.

Mahya Yayınevi'nden çıkan Mehmet Akif'in olduğu belirtilen Kur'an-ı Kerim mealinin tanıtım toplantısı, FSMÜ Medeniyetler İttifakı Konferans Salonu'nda yapıldı. Toplantıya HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Ekici ile çok sayıda akademisyen katıldı.

Kitabı yayımlayan Prof. Dr. Recep Şentürk, toplantıda yaptığı konuşmada, Mehmet Akif'in yakıldığı, kaybolduğu düşünülen Kur'an-ı Kerim mealinin 3'te birlik kısmını yayımlamanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getirdi.

Şentürk, bugünün Türk kültür tarihi için çok önemli bir gün olduğunu anlatarak, ''Bu mealin tarihini, Türk kültürünün bir özeti gibi okumak mümkündür. Mealin çok trajik, acılarla, endişelerle, korkularla dolu bir tarihi var ve biz bu tarihi inşallah burada kısmen de olsa mutlu bir sona getirmeye çalışacağız. Yakıldığı, yok olduğu düşünülen ve kendisinden ümit kesilen bir hazine bugün gün ışığına çıkıyor. Tarih tashih edilecek ve yeniden yazılacak. Bizler de bunun şahidi olmaktayız. Meal tamamen kaybolmamıştır. 3'te birlik kısmı elimizdedir. Bundan sonra da kaybolmayacaktır. Yaklaşık çeyrek asırdır ağırlığını taşıdığım bir yükü, milletime tevdi etmiş oluyorum. Bu yükten kurtuluyorum'' diye konuştu.

Taşıdığı emaneti endişeler ve korkularla muhafaza etmeye çalıştığını aktaran Şentürk, şöyle devam etti:

''Akif'in endişelerini, belki onun kadar olmasa bile, kısmen ben de yaşadım. Arkadaşlarım, benim bu konuda neden bu kadar ketum olduğumu soruyorlar. Çünkü ben bunu Akif'in emaneti olarak, diğer taraftan da milletin emaneti olarak değerlendirdim ve Akif'in vasiyetine aykırı olacak herhangi bir durumun olmaması için elimden gelen gayreti göstermeye çalıştım. Ancak inşallah Akif'i endişeye sevk eden o şartlar artık ortadan kalkmıştır.''

Mehmet Akif'in yakın arkadaşı Yozgatlı İhsan Efendi'nin öğrencisi Mustafa Runyun'un vefatında, oğlu Ali Yahya'yı 1988 yılında Erenköy'deki evinde ziyaret ettiğini ve kütüphanede teksir kağıtlarına daktilo ile yazılmış sayfaların yer aldığı dosyayı gördüğünü kaydeden Şentürk, ''Bunların ne olduğunu Ali Yahya beye sordum. Ali Yahya bey bana bunun Akif'in Kur'an tercümesi olduğunu söyledi. Bu dosyayı isteyip örneğini aldım. Yıllar boyunca bu metni çeşitli endişelerle hiç kimseyle paylaşmadan muhafaza ettim. Ancak bir vesileyle bu sırrımı paylaştığım Asım Cüneyd Köksal kardeşimin teşvik ve ısrarı yayımlama konusunu gündemimize almamıza neden oldu. Başta Hayreddin Karaman ve Raşit Küçük hocalarımız olmak üzere istişare yaptığımız alimler, hac ve umre esnasında yaptığımız istihareler neticesinde, benim için gerçekten zor olan yayınlama kararı kesinleşmiş oldu'' dedi.

Mehmet Akif konusundaki çalışmalarıyla tanınan yazar Dücane Cündioğlu ile Ertuğrul Düzdağ'ın da görüşlerine başvurduklarını ve mealin Mehmet Akif tarafından hazırlandığına kanaat getirdiklerini dile getiren Şentürk, ''Bu tercüme kendi kendinin şahidi. Ancak Akif tarafından yapılabilecek bir tercümedir'' diye konuştu.

HAYREDDİN KARAMAN

İslam Hukuku Profesörü Hayreddin Karaman ise meal yayımlanmadan önce kendisine getirilen örneği inceleme fırsatı bulduğunu belirterek, şunları söyledi:

''Recep Şentürk ile Asım Cüneyd Köksal, 'Hocam bu Akif'in mealinin 3'te biri' diyerek meali bana verdiler. 'Şaka yapıyorsunuz' dedim. Çünkü mealin yandığını, yok olduğunu düşünüyordum. 'Nereden biliyorsunuz bunun Mehmet Akif'in olduğunu?' diye sordum. Anlattılar. Kitabı elime alıp açtım. Emin olun bendeki vicdani kanaat, bu meali ancak Mehmet Akif yapabilirdi. Bende hasıl olan kanaat buydu. Mihengi noktalarına bir baktım, Akif tam 12'den vurmuş, 11.5'tan değil. Ben de çok heyecanlandım ve sevindim. Bu, onun olsun, olmasın, böyle bir eser mutlaka basılmalı. İkincisi belgeler, şahitler ve eserin bizatihi kendisi, bu mealin onun olduğunun en büyük delili. O zaman madem ki başkaları bunu şimdiye kadar ortaya çıkarmamış, 'Başkaları bunu sizden iyi mi tetkik edecekler. İkiniz bunun üzerinde çalışın ve ilk baskısını yapın' dedim ve eser gün yüzüne çıktı. Büyük bir kazanç. Bundan sonra göreceksiniz, meal konusu konuşulurken, 'Akif'in mealinden önce mi ve sonra mı?' diye konuşulacak.''

Karaman, Mehmet Akif'in mealinin 3'te 2'lik bölümünün ortaya çıkmasını umduğunu da sözlerine ekledi.

Mahya Yayıncılık Yönetim Kurulu Üyesi Sabahattin İhvan da Akif'in mealini yayımlayan yayınevi olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ve bunun için Allah'a şükrettiklerini dile getirdi. İhvan, bu kitabın mealin geri kalan kısmının yayımlanmasına da vesile olmasını istediğini ifade etti.

KAYIP MEALİN ÖYKÜSÜ

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1925 yılında İslami kültürün millete kendi diliyle öğretilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle Kur'an-ı Kerim'in tercümesi ve tefsirinin hazırlanmasına karar verdi. Diyanet İşleri Riyaseti, ''İstiklal Şairi'' Mehmet Akif ile Cumhuriyet dönemi din alimlerinden Elmalılı Hamdi Yazır'ın Kur'an-ı Kerim meali ve tefsiri için sözleşme imzaladı. Elmalılı Hamdi Yazır, sözleşme gereği hazırladığı tefsiri Diyanet İşleri Riyaseti'ne sunarken, parayı iade edip sözleşmeyi fesheden Mehmet Akif ise çalışmasını teslim etmedi.

Rivayete göre, sözleşmesini feshetmesine karşın Mısır'da çalışmalarını sürdüren Mehmet Akif, yakın arkadaşı Yozgatlı Mehmet İhsan Efendi'ye, ''Ben sağ olur da gelirsem, noksanlarımı ikmal eder, ondan sonra basarız. Şayet ölür de gelemezsem bunu yakarsın'' diyerek, defterlerini teslim etti. Mehmet İhsan Efendi ise Mehmet Akif'in vefatına karşın, sağlığında yakmaya kıyamadı. İhsan Efendi, 1961 yılında ölüm döşeğindeyken oğlu Ekmeleddin'e çalışma odasındaki çekmeceyi gösterip içindekini yakmasını vasiyet etti. Kısa bir süre önce 27 Mayıs ihtilalinin de vuku bulması nedeniyle nüshalar yakıldı. Ancak İhsan Efendi'nin Mısır'da sohbetlerine katılan Mustafa Runyun tarafından muhafaza edilen mealin Fatiha suresinden Berae suresine kadar olan, teksir kağıtlarına daktilo ile Latin harfleriyle yazılmış haldeki nüshası, Prof. Dr. Recep Şentürk tarafından ortaya çıkarıldı.