BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,80
ALTIN 2.969,55
HABER /  GÜNCEL

24 Şubat 2013 Basın Özeti

İngiliz pazar gazetelerinde, Beko ürünlerinin neden olduğu yangın ve zehirlenmelerde İngiltere'de 11 kişinin öldüğü iddiaları; Batı'nın 'terörle mücadele söylemi' ve İngiltere'nin AAA kredi notunun düşürülmesiyle ilgili değerlendirmeler.

Abone ol

İngiliz Pazar gazetelerinden Sunday Times, Beko derin donduruculu buzdolaplarının yangına yol açıp 11 kişinin ölümüne yol açtığı iddialarına geniş yer ayırmış.

Gazete, Beko'yu kastederek "İngiltere'nin en büyük beyaz eyşa şirketlerinden biri, yangın ve karbon monoksit zehirlenmesine yol açmakla ilişkilendirildiğini" yazıyor.

İngiltere'de FA Kupasına sponsor olan firmanın, derin dondurucuları ve fırınlarının taşıdığı risklerle ilgili kullanıcılarını yeterli şekilde bilgilendirmediği iddia ediliyor.

Uyarıyı erteleme iddiası

Gazete, iki yarım sayfasını ayırdığı haberde, 2008 yılından bu yana Beko ürünlerinin neden olduğunu belirttiği yangın ve zehirlenme vakalarında ölen 11 kişinin isimlerini ve bilgilerini de veriyor.

İtfaiye görevlerinin uyarılarına rağmen, Beko'nun kullanıcılara gerekli uyarıları iletmeyi ertelediğini savunan gazete haberde, Beko'nun sahibi Koç Grubu'nun patronu Rahmi Koç'un ve Boğazdaki villasının fotoğrafına da yer veriyor.

Sunday Times'ın aktardığına göre, Arçelik tarafından 1990'lı yıllarda İngiltere'de kurulan Beko, bugün ülkede satılan tüm beyaz eşyanın beşte birinin üreticisi durumunda.

“‘Terörle mücadele’ Batının yeni dini”

Independent on Sunday gazetesinin deneyimli muhabiri Robert Fisk, yorum yazısında "Terörle mücadele Batı'nın yeni dini haline geldi" diyor ve ekliyor: Ancak tüm bu işgaller sadece El Kaide'nin elini güçlendiriyor.

Usame Bin Ladin'in halefi Eyman ez-Zevahiri'nin kardeşi Muhammed ez-Zevahiri'nin geçen ay Kahire'de oldukça ilginç bir konuşma yaptığını belirten Fisk, ez-Zevahiri'nin makul Fransızlara ve akil adamlara, Amerikalıların tuzağına düşmemeleri uyarısında bulunduğunu belirtti.

Bunun Fransa'nın alabileceği en aklı başında uyarılardan biri olduğunu belirten Fisk, Mali'de İslamcılara karşı askeri müdahalede bulunan Fransa'nın konuyla ilgili açıklamalarında, Amerikalıların Irak savaşı sırasında kullandıkları terminolojinin neredeyse aynısını kullandıklarını ifade ediyor.

Gazeteci Abdul Bari Atwan'a referans veren, Fisk, El Kaide'nin 2020 yılına kadarki straejisinin ilk aşamasında Amerika Birleşik Devletleri'ni Müslüman toprakları işgale yöneltmenin hedeflendiğini aktarıyor.

Stratejinin ikinci aşamasında ise Müslüman toplumların "uzun uykularından uyanıp" savaşmaya yönelecekleri varsayılıyor. Fisk'e göre, El Kaide, kadro kazanma stratejisini, Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı yükselen düşmanlığa endekslemiş durumda.

Batı'nın "El Kaide'nin Arap uyanışına nüfuz edemediği" mesajını alamadığı değerlendirmesini yapan Fisk, Fransız içişleri bakanının "İslami faşizmin her yerde yükselişte olduğunu" açıkladığını da aktarıyor.

İngiltere'ye AAA kredi notu darbesi

Independent on Sunday'de kredi derecelendirme kuruluşu Moodys'in İngiltere'nin AAA kredi notunu düşürmesi ile ilgili bir değerlendirme yazan Hamish McRae, kredi notunun düşürülmesinin "dünyanın sonu" olmadığını belirtiyor.

Ancak McRae'ye göre, bu sonuç, İngiltere'nin kendi halinden hoşnut olma durumunun sonu anlamına geliyor.

Yazara göre kredi derecelendirme kuruluşlarının not kırması kendi başına çok büyük bir anlama gelmiyor çünkü bu kuruluşlar birçok kez saçma hatalar yapabiliyorlar.

"2008 bankacılık krizinin nedeni, kredi derecelendirme kuruluşlarının Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sorunlu emlak kredilerine AAA notu vermesi." diye yazan McRae, İngiltere'nin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunların, neredeyse tüm diğer devletler tarafından da yaşanmakta olduğunu belirtip şöyle devam ediyor:

"Ancak belki de biz, son aylarda İngiltere'nin güvenli bir liman olarak görülmesi, kendi para birimine sahip olması, AAA kredi notu ve bütçe açığını kapatmayı nedeniyle halimizden hoşnut bir duruma gelmiştik. Böylesi bir hoşnutluk artık sona erdi."