İngiltere gazetelerinde Türkiye'de Ermenilere bakış, İran'la Batı arasındaki gerilim ve Asil Nadir'in duruşması.
Abone olFransız Senatosu'nun Ermeni soykırımını inkarı suç sayan yasa teklifini kabulü haberi İngiltere gazetelerinin ilk baskılarına yetişmemiş.
Ancak İstanbul'da bulunan Independent muhabiri, Ankara'nın Fransa'ya misilleme uyarısında bulunduğunu aktarıyor.
Haberde özetle şöyle deniyor:
"Türkiye'de kalan 70 bin kadar Ermeni, Türk hükümetinin soykırımı kabul edeceği konusunda iyimser değil. Hrant Dink'in öldürülüşünün beşinci yıldönümünde yapılan yürüyüşe katılan bir Ermeni kadın, 'Türk toplumu çok sessiz bir toplum. Devlet Ermeni soykırımını asla kabul etmeyecek' diyor. Prof. Cengiz Aktar'a göre Türkiye soykırımı üç nedenle kabul edemez. Birincisi bunu gerçekleştirenler sonradan üst düzey görevlerde hükümette çalışmaya devam ettiler. Etnik temizlik 1923'te durmadı. Üçüncüsü Ermenilerin çoğu burjuva sınıfındandı ve servetleri talan edildi.
"Ancak Erdoğan hükümeti, Türkiye'deki Ermeniler ve diğer Hıristiyanlara karşı kendini daha hoşgörülü gösterdi. Cengiz Aktar Ermeni soykırımının artık bir tabu olmaktan çıktığını söylüyor. İstanbul'daki Ermeniler de bir ölçüde Hrant Dink'in öldürülmesine duyulan öfkenin de etkisiyle beş yıl öncesine kıyasla daha hoşgörülü bir muamele gördüklerini belirtiyor. Geçen haftaki yürüyüşe katılan Armen Kalk adlı bir Ermeni, "Daha önce Türkiye'de Ermeniler ikinci sınıf vatandaştı. Ama şimdi değil" diyor. "
Asil Nadir'in duruşması
Kıbrıslı Türk işadamı Asil Nadir'in dün Londra'da başlayan davası İngiltere gazetelerinde geniş yer buluyor. Guardian, şirketinin batmasından 22 yıl sonra başlayan ve dört ay sürmesi beklenen davada Nadir'in zimmetine 150 milyon sterlin; yaklaşık 225 milyon dolar geçirmekle suçlandığını aktarıyor. Gazete Nadir'in kendisine yöneltilen 13 suçlamayı da reddettiğini hatırlatıyor.
Guardian'a göre savcılar, Asil Nadir'in Polly Peck'in paralarını şirket içindeki birkaç kişinin yardımıyla Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'taki şahsi yatırımlarına aktardığını söylüyor. Gazete bu kişiler arasında halen Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanı olan, o dönem şirketin mali işler sorumlularından Ersin Tatar'ın da bulunduğunu aktarıyor.
Financial Times da duruşmada savcılara atfen, Polly Peck'in paralarının İsviçre ve Bahama adalarındaki off-shore şirketlere yönlendirildiğini öne sürüyor.
Independent Asil Nadir'in Polly Peck'ten kaçırdığı parayla vergi faturalarını ödediği ve eski karısıyla oğluna pahalı hediyeler aldığının iddia edildiğini aktarıyor.
'1 Temmuz'a ayarlı saatli bomba'
Guardian gazetesi, Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının İran'a petrol ambargosu uygulama kararını "1 Temmuz'a ayarlı bir saatli bomba" olarak niteliyor. Analizde şöyle deniyor:
"Brüksel'de dün alınan kararlara göre bu tarihte Avrupa İran'dan petrol almaya son verecek. Avrupa petrol ihtiyacının yaklaşık beşte birini İran'dan karşılıyor. Aynı tarihlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'ın petrol ticaretinin küresel finansmanını hedef alan yaptırımları devreye girecek. İran Asya'ya bir miktar petrol ihraç edebilecek ama büyük oranda fiyat indirimine gitmek zorunda kalacak. Daha önceki yaptırımlardan farklı olarak petrol ambargosu her İran vatandaşını doğrudan etkiliyor ve rejime ciddi bir tehdit oluşturuyor."
Guardian'daki analiz şöyle devam ediyor:
"Tahran bu tür adımların savaş ilanı anlamına geleceğini söylemişti. Batı bazılı hukukçular da bu görüşte. Amerikan uçak gemisinin Pazar günü Hürmüz Boğazı'ndan sorunsuz geçişiyle belki şimdilik sıcak çatışma tehlikesi atlatıldı ama petrol ambargosunun yürürlüğe gireceği tarih yaklaştıkça gerilim tırmanacak. Amerika bölgedeki askeri varlığını güçlendirirken İran Devrim Muhafızları donanmanın gelecek ay burada tatbikat yapacağını söylüyor.
Seçenekler
Financial Times da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun bu hafta sonunda İran'a bir heyet gönderme kararı aldığını belirtiyor.
Gazeteye göre Batılı diplomatlar, heyetin ziyaretini, ambargo kararından sonra İran'ın müzakerelere oturmaya istekli olup olmadığını ortaya koyacak bir sınav olarak görüyor.
Financial Times bir diplomatın "Petrol ambargosu, İran'a diz çöktürebilir ama Çin ve diğer ülkeler İran'dan petrol almaya devam ettiği sürece Tahran yolundan dönmez" dediğini aktarıyor. Analiz şöyle devam ediyor:
"Peki sert yaptırımlar da sonuç vermezse İsrail'in öncülük ettiğine inanılan gizli savaş Tahran'ı durdurabilir mi? Sabotajın etkileri sınırlı. Nükleer programda görev alan İranlı bilim adamlarına düzenlenen suikastlar bilim adamları arasında korku yarattı ama program ilerleme devam etti. Nükleer tesislerdeki bilgisayar virüsü programı bir yıl kadar geciktirdi ama durduramadı. Birçok uzman, bu durumda geriye sadece iki senaryonun kaldığında birleşiyor. Tahran nükleer silaha sahip olacak ya da saldırıya uğrayacak. İsrail nükleer silaha sahip bir İran'ı varlığına tehdit olarak görüyor. Dahası bölgede bir nükleer silahlanma yarışı da başlayabilir."
'Hala şans var'
Independent'ın başyazısında ise iyimserlik hakim:
"İran Merkez Bankası'nı hedef alan yaptırımlar ve petrol ambargosu işe yarıyor. İran'da iç politik çalkantı yaşanıyor. İran'ın ana bölgesel müttefiki Suriye'de ipler kopabilir ve bazı İranlı siyasetçiler müzakereye hazır olduklarını söylüyor. Atom Enerjisi Kurumu'ndan üst düzey heyetin yapacağı ziyaret, samimiyetlerini sınayacak. Kısacası her şey daha bitmedi. Sabrımız da henüz tükenmedi."