İngiltere basınında bugün: Libya harekatında NATO düğümü, Türkiye'nin yeni pozisyonu, isyancıların durumu ve Kudüs'teki bombalı saldırının barış sürecine olası etkileri.
Abone olABD, İngiltere ve Fransa öncülüğündeki koalisyon Libya'yı Cumartesi gününden bu yana bombalıyor, ancak Washington'ın tüm ısrarlarına rağmen harekatın komutasını NATO'nun devralması konusunda uzlaşma sağlanabilmiş değil. İngiliz basını da NATO'nun dün Brüksel'de yaptığı üçüncü toplantının sonuçsuz kalmasına geniş yer ayırıyor.
Guardian'ın haberinde, NATO'nun komutayı devralmasına bir süredir karşı çıkan Ankara'nın tavrına özellikle dikkat çekiliyor. Gazeteye göre Türkiye dünkü toplantıda, tam tersine, harekatın komuta ve kontrolunun NATO'ya devredilmesini savundu.
Üst düzey NATO yetkililerine göre Türkiye'nin amacı, NATO üyesi olarak sahip olduğu veto yetkisini kullanarak harekatın kapsamını sınırlamak. Ancak mevcut koalisyonun operasyonları devam ettiği sürece, Türkiye'nin NATO'nun planlama sürecini tıkama kararlılığında olduğu aktarılıyor. Buna göre Ankara NATO'nun komutayı devralmasına yeşil ışık yakmak için Libya'daki bombardımanın son bulmasını şart koşuyor.
Brüksel'deki NATO toplantısından benzer ayrıntılar aktaran Independent, Türkiye ile Fransa arasındaki derin görüş ayrılığına da dikkat çekiyor. Buna göre Fransa NATO'nun komuta yapısından istifade eden daha gevşek bir koalisyondan yana. Türkiye ise oluşturulacak koalisyonda NATO'nun daha net ve iyi tanımlanmış bir rolü olmasını istiyor. Gazeteye bilgi veren diplomatlardan biri, Fransa ile Türkiye arasındaki çekişme için "Mesele siyasi egodan ibaret" ifadesini kullanmış.
Financial Times ise tam tersine, NATO içindeki uzlaşmanın yakın olduğunu savunuyor. Dünkü toplantıda ilerleme kaydedilen formüle göre ortada bir NATO komutanı ve onun üzerinde de, ABD, Avrupa ve Arap ülkelerinden oluşturulacak bir koalisyon olacak. NATO uçuşa yasak bölge uygulamasını hayata geçirecek. "İrtibat grubu" olarak anılacak koalisyon ise savaşmaktan ziyade, siyasi karar mekanizması işlevi görecek. Bu koalisyonun hangi ülkelerden oluşacağı ise Salı günü Londra'da yapılacak ve ilgili tüm ülkelerin davet edileceği geniş katılımlı toplantıda belirlenecek.
İsyancıların durumu
Gazetelerde Libya harekatının geleceği kadar, başladığı günden bu yana neleri değiştirdiği de tartışılıyor.
Guardian ülkenin batısındaki Misrata ve doğusundaki Bingazi kentlerindeki durumu aktarıyor. Habere göre Misrata'da koalisyonun 12 saat süren bombardımanı sonucu, Kaddafi güçlerinin 5 gündür devam eden kuşatması son buldu. Guardian bu gelişmeyle, Kaddafi'nin ülkenin bu bölgesinde kontrolü tamamen ele geçirme çabasının büyük darbe aldığını belirtiyor.
Doğudaki Ecdebiye'de ise farklı bir tablo var. İsyancıların kalesi Bingazi'ye açılan kapı niteliğindeki kente, Kaddafi güçlerinin yoğun saldırıları devam ediyor. Görgü tanıkları koalisyon bombardımanına rağmen savaşmaya devam eden Kaddafi güçlerinin, kentteki sivillere de ateş açtığını aktarıyor.
Independent'ın Bingazi'deki muhabiri Kim Sengupta, bu durumun biraz da isyancıların disiplinsizliği ve beceriksizliğinden kaynaklandığını savunuyor. Sengupta'ya göre isyancılar Kaddafi güçlerinin boşluklarından yararlanmayı bilemedi. Kaddafi güçleri bombardıman başlayınca Bingazi'yi terk ederek Ecdebiye'ye çekildi, isyancılar ise saldırıya geçip Ecdebiye'yi ele geçirmek yerine, ordunun Bingazi'de bıraktığı tankların önünde fotoğraf çekip kutlama yapmayı seçti.
Kudüs'teki saldırı
Dün Kudüs'te bir otobüs durağına yönelik bombalı saldırıda bir kişinin ölmesi de İngiltere basınında geniş yer bulan gelişmelerden.
Kudüs'te 2004'ten bu yana böyle bir saldırı olmadığını hatırlatan Guardian, bu tür saldırıların neredeyse her gün gerçekleştiği ikinci intifada günlerinin hafızalarda tekrar canlandığını belirtiyor. Gazeteye göre bu olayın zaten tıkanmış olan barış sürecine etkisini şimdiden kestirmek güç. Ancak yine de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "Filistinlilerden barış ortağı olmaz" inancının güçleneceğini belirtiyor.
Independent da son birkaç gündür Gazze'den İsrail'e fırlatılan roketleri, İsrail'in misilleme saldırılarında ölenleri hatırlatıyor ve Kudüs'teki bombalı saldırının da ardından İsrail ile Filistin arasında barışın artık daha uzak olduğunu belirtiyor. Ancak Arap dünyasındaki demokrasi arayışına da dikkat çekiyor gazete ve daha demokratik yönetimlerin iş başına gelmesi durumunda, barış için taraflar üzerindeki baskının artacağını savunuyor.
Daily Telegraph ise bu değişim dalgasının İsrail'i huzursuz ettiğini hatırlatıyor. Batı'da Arap Baharı olarak nitelenen ve iyimserlik yaratan gelişmelerin, İsrail'de radikal İslamcıların ve İran'ın işine yarayacak bir dinamik olarak görüldüğünü belirtiyor gazete. Başbakan Netanyahu'nun popülaritesini sertlik politikalarına borçlu olduğunu ve bu saldırıya da sert bir karşılık vermesi için üzerindeki baskının arttığını vurguluyor. Daily Telegraph'a göre tüm bunlar, yeni bir savaşın habercisi.
Ancak Times aynı görüşte değil. Gazetenin analizine göre Mısır'daki değişimin ardından İsrail'in Gazze'ye saldırması artık daha zor. Gazete İsrail'in eskiden saldırıları Mısır'a güvenerek gerçekleştirdiğini belirtiyor. Ancak artık Gazze'ye yönelik yeni bir saldırının, sınırın öteki yanındaki Mısır'da milliyetçi bir tepki doğuracağına dikkat çekiliyor.