Financial Times: AB ve Türkiye konuşmaya devam etmeli, Türkiye'deki barış sürecine 'yardımcı olan' İngiliz müzakereci Powell: Gezi eylemleri sürece zarar vermemeli ve Mısır Ordusu'nun siyasilere yaptığı uyarı.
Abone olFinancial Times başyazılarından birinde, Gezi Parkı protestolarıyla gerilen Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini ele alıyor.
Yazıya 'Avrupa Birliği ve Türkiye konuşmaya devam etmeli' başlığını atan gazete, eylemlere karşın Brüksel'in katılım müzakerelerini oyalamaya devam edemeyeceği görüşünde.
Financial Times, "Tam da Fransa Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin canlandırılmasına karşı uzun süredir devam eden itirazlarını yumuşatmış, üç yıllık aradan sonra görüşmeler yeniden canlanmışken, bir başka üye ülke yeniden barikatlar kurdu" diyor.
Gazete, Almanya'nın bölgesel politika müzakere başlığının yeniden açılmasını engellediğini hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor;
Merkel'in çıkışı
"Berlin engellemenin nedeninin 'teknik' olduğunu söylüyor, ama daha net bir açıklama olmadığından, bu hamle Türkiye'nin göstericilere müdahalesiyle ilgili olduğu şeklinde yorumlandı. Almanya Başbakanı Angela Merkel, İstanbul'daki Alman Hastanesi ve Alman siyasetçilerin de kaldığı bir otele biber gazı atılması haberlerinden bir hafta sonra, müdahalenin 'çok sert' olduğunu söyledi.
Merkel'in Türkiye'yle müzakereleri Eylül'deki erken seçimin sonrasına iterek siyasi çıkar sağlamak isteyebileceğini vurgulayan gazete, Merkel'in partisinin taslak seçim bildirgesinde 'Ankara' Avrupa Birliği'ne katılım kriterlerini karşılamıyor' ifadesinin yer aldığını söylüyor. Yazı şöyle devam ediyor;
"Doğru, Erdoğan kafaları kırarak ve özgürlükleri tehdit ederek ülkesinin bu mücadelesine hizmet etmedi. Büyük oranda barışçıl olan gösterilere verdiği tepki otoriterlik kokuyor ve Türkiye'de laik ve dindar topluluklar arasındaki hassas dengeyi tehdit ediyor. Ama görüşmeleri sürekli ertelemek, sürecin kendisiyle alay etmek anlamına geliyor. Tekrar tekrar gelen ret yanıtıyla aşağılanmış Türk siyasetçiler, şimdi açıkça Avrupa'nın samimiyetini sorguluyor. Bazıları Türkiye'nin Brüksel'e sırtını dönmesi gerektiği sonucuna vardı. İronik olan Avrupa’ya açılımdan en büyük çıkar sağlayanın Erdoğan ve AKP olması. Yasal düzeydeki yakınlaşma Türkiye'nin demokratikleşmesi ve ilerlemeyi engelleyen otoriter Kemalist devletin silkelenmesini sağlamıştı."
'İkiyüzlü yaklaşım'
Financial Times'ın başyazısı şu satırlarla sona eriyor;
"AB, gösterilere müdahaleyle ilgili görüşlerini duyurmalı. Ama üye Türkiye'nin üyelik yolunu engelleyen üye ülkelerin bir yandan böylelikle Ankara üzerindeki daha da özgürleşme baskısını azaltırken, şimdi de 'Ankara'daki hükümet çok otoriter. Müzakere edemeyiz' savını öne sürmesi ikiyüzlü bir yaklaşım. AB yönetimleri gerçekten söyledikleri gibi daha çoğulcu bir Türk ortak istiyorsa, barikatların üzerine çıkıp konuşmalı'
Guardian'da Kuzey İrlanda barış sürecinde önemli rol oynayan eski İngiliz diplomat Jonathan Powell'ın Gezi Parkı eylemleri ve Türkiye'deki barış süreciyle ilgili açıklamalarına yer veriyor.
'Gezi eylemleri sürece zarar vermemeli'
Powell, Hürriyet gazetesiyle birlikte yapılan ortak röportajda 'eylemlerin barış sürecine zarar vermemesi gerektiğini' söylüyor. Türkiye'deki sürece de yardımcı olduğu belirtilen Powell, gösterilerin diyaloğu kesmesinin bir trajedi olacağını söylüyor.
Gazetenin 'İngiltere'nin seyyar barış müzakerecisi' diye tanımladığı Powell'ın, Kuzey İrlanda'daki müzakere deneyimini aktarmak üzere MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve üst düzey AKP yetkilileriyle buluştuğu belirtiliyor.
Powell, bu tür barış girişimlerinde partiler üstü bir destek ve ateşkesleri doğrulayacak bir 'hakem' olması gerektiğini vurguluyor.
Jonathan Powell, "Sıklıkla bozucu etkiler, dış faktörler vardır. Umarım burada da bu yaşanmaz. Erdoğan ve Hakan Fidan çok fazla desteği hak ediyor. Gösterilerin görüşmeleri rayından çıkarması trajedi olur. Nihayetinde bir barış sürecinin geri çevrilemeyecek noktaya gelir. Ama Türkiye'de bu aşamaya gelip gelmediğimizi bilmiyorum. Erdoğan çok güçlü bir lider. Barış yapmak için her iki tarafta da güçlü liderler olması gerekir' diyor.
Powell ayrıca, barış anlaşmasının aralarında AB'ye tam üyeliğin de bulunduğu diğer gelişmelere kapı açabileceğini vurguluyor.
Haberde hükümet sözcülerinin BDP'yi daha fazla taviz koparmak için Gezi Parkı protestolarını kullanmakla suçladığı ve ordunun geçen hafta bir helikoptere açılan ateşi, ateşkes ihlali olarak gördüğü belirtiliyor.
İngiltere basınının ortaklaşa geniş yer verdiği haberlerden biri de Mısır'da ordunun hükümete ve muhalefete yaptığı uyarı.
Mısır Ordusu'nun uyarısı
Mısır Ordusu, hükümet ve muhalefetin gelecek hafta yapacağı mitinglerde şiddet yaşanırsa, sadece izlemeyeceği uyarısında bulundu.
Times uyarının iktidarın Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye devredilmesinden bu yana, Mısır Ordusu'nun yaptığı en doğrudan müdahale olduğunu belirtiyor.
Gazete, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Abdül Fettah el Sisi'nin 'halkın iradesine saldırıya izin vermeyeceklerini' söylediğini ve 'Toplumda bir bölünmüşlük var bunun sürmesi Mısır devletine karşı bir tehdittir. Bir uzlaşma olması gerek' dediğini yazıyor.
Gazete Müslüman Kardeşler öncülüğündeki Mursi yönetiminin muhaliflerinin 'İsyan Kampanyası' adlı bir hareket başlattığını ve hareketin gelecek Cuma günü Mursi'nin iktidara gelişinin birinci yıldönümünde, Mursi'yi devirmek amacıyla ülke çapında gösteriler yapılması çağrısında bulunduğunu belirtiyor.
15 milyon kişinin Mursi'nin derhal istifasını ve erken seçime gidilmesini isteyen dilekçeyi imzaladığını söyleyen gazete, 'Cumhurbaşkanı büyük ihtimalle devrilmeyecek ama çok sayıda kişi şiddet olaylarından korkuyor. Geçen Cuma 100 bin İslamcı başkent Kahire'de Mursi'ye destek için yürüdü. Bu cuma için de gösteri çağrısında bulundular' diyor.
Times ayrıca, İsyan Kampanyası hareketinin ülkenin ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlarına öfkeli ve devletin İslamileştirildiği algısına sahip kitleleri birleştirdiğini yazıyor.
Sekiz genç laik eylemci tarafından liderliği yapılan hareketin Mursi karşıtı kampanyasına geniş destek aldığı, ancak henüz kendi programlarını ortaya koymadıkları da kaydediliyor.