Financial Times, Mısır'da gözaltında kaybolanları yazıyor. Daily Telegraph ise İskoçya'nın bağımsızlık referandumuna yer veriyor. Independent'ta Tony Blair'in 'Radikal İslam'la mücadele' çağrısına geniş yer ayrılmış.
Abone olFinancial Times gazetesinde bugün, gazeteci Borzou Daragahi'nin Mısır'la ilgili makalesine yer verilmiş. "Mısır'daki kara delikler" başlığıyla yayımlanan analizde, hükümete muhalif binlerce kişinin gözaltında kaybolduğu belirtiliyor. Gazeteci, bu durumun yeni nesil cihatçıları marjinalleştirdiği eleştirilerine dikkat çekiyor.
Yazı, 14 Ocak'ta Kahire'de tutuklanan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Abdül Samiyeh'in hikayesiyle başlıyor. 31 yaşındaki iki çocuk babası Samiyeh'in ailesinin, gece gündüz, bütün hapishaneleri gezerek, onu aradığı yazıyor. Ailenin, 3 hafta önce gizli bir telefon aldığu ve tanımadıkları bir adam kendilerine Samiyeh'in Azouly hapishanesinde tutulduğunu söylediği belirtiliyor.
Daragahi, ailenin ve avukatlarının bakanlıklara başvurusunun sonuçsuz kaldığını yazmış.
Mısırlı insan hakları savunucularının yorumlarına da yer verilmiş. Buna göre Samiyeh'in hükümet tarafından onaylanmayan gizli kamp ve hapishanelerden birinde tutulduğu iddia ediliyor.
Gazeteci, gözaltına alınanların çoğunlukla Mursi destekçisi ya da Müslüman Kardeşleri desteklediğinden şüphelenilen kişiler olduğunu belirtiyor. Ayrıca, darbe karşıtı sol muhaliflerin de gözaltına alındığı yazıyor.
Daragahi, sol muhaliflerin kefaletle serbest bırakıldığını, üst düzey İslamcı siyasetçilerin normal hapishanelerde tutulduğunu ancak diğer İslamcı tutukluların nerede olduklarının bilinmediğini bildiriyor.
Gazeteci, 30 yıl önce Mısır hapishanelerinde marjinalleşen El Kaide lideri Ayman El Zavahiri'yi örnek veriyor ve "gizli hapishanelerde tutulan bu kişilerin geleceğin şiddet yanlısı cihatçıları olabileceği" eleştirilerini vurguluyor.
Yazıda ayrıca daha önce tutuklanıp serbest bırakılan kişilerin tanıklıkları da bulunuyor. Bu kişiler, söz konusu hapishanelerde işkence yapıldığını iddia ediyorlar.
Güney Kore'de batan gemi, dev vinçlerle yüzeye çıkarılacak
Independent gazetesi, İngiltere eski başbakanı Tony Blair'in "radikal İslam'la mücadele" çağrısını ilk sayfadan görmüş.
Haberde, Blair'in bugün Londra'da yapacağı konuşmada, Orta Doğu'daki Batı karşıtı radikal İslamcılara karşı bir "devrim" çağrısı yapacağı belirtiliyor.
Blair'in Irak ve Afganistan'daki tecrübelere değineceği ve bunu "farklı kültürler arasındaki çatışma" olarak tanımlayacağı ifade ediliyor.
Gazete, eski başbakanın Rusya ve Çin'e "farklılıkları bir kenara bırakma ve radikalleşmiş ve siyasileşmiş İslam'a karşı birlikte mücadele etme" önerisinde bulunacağını belirtiyor.
Haberde, Blair'in Orta Doğu'daki Batı etkisinin siyaseti aşması gerektiğine olan inancı kaydediliyor. Ancak Blair'in "açıkça askeri bir müdahalede"den bahsetmediği de belirtiliyor.
Times gazetesinin "Dünya" kısmında, Güney Kore'de batan gemiyi çıkarma çalışmalarına yer verilmiş. Şu ana kadar 104 cesedin çıkarılabildiğini belirten gazete, geminin denizden nasıl çıkarılacağını grafiklerle anlatıyor.
Kurtarma çalışmalarının 48 saat sonra resmi olarak sona erdirileceği belirtilen haberde, daha sonra geminin okyanustan çıkarılma çalışmalarının başlayacağı yazıyor. 2 ay sürecek bu çalışmanın ise dev bir vinçle yapğılacağı belirtiliyor.
Gemi enkazının sudan çıkarıldıktan sonra, Hyundai şirketine ait yük mavnalarına yükleneceği kaydediliyor. Gemi enkazının daha sonra Mokpo'daki limana götürülmesi planlanıyor.
Kitap yasağına karşı kampanya
Bugün Guardian gazetesinde kitap yasağına karşı kampanya haberleştirilmiş. Gazete, İngiltere'nin hapishanelere kitap gönderme yasağına karşı eski siyasi suçluların yazdığı yazılardan alıntılar yapmış.
Kampanyaya katılan isimlerden biri de, Rus punk grubu Pussy Riot'ın üyesi Nadezhda Tolokonnikova.
Daha önce 21 ay tutuklu kaldığı belirtilen Tolokonnikova'nın yazısından şu alıntılara yer verilmiş:
"Kitaplarınız olduğunda, demir parmaklıklar arkasında zamanın beyhuda geçmediğini biliyorsunuz. ... Hapisteyken tüm dünyanız kitaplarla şekillenir."
Kampanyaya destek veren bir diğer kişinin ise Belaruslu gazeteci Irina Khalip olduğu yazıyor. Daha önce ülkesindeki rejimi eleştirdiği için hapse giren Khalip, doğru düzgün kitaplara ulaşamamanın bir çeşit işkence olduğunu belirtiyor:
"Hapishanede kitaplar oksijen olur.Yaşamanız için vücudunuzun oksijen soluması gerekir. Eğer kitap yoksa nefes alamazsınız. Ve eğer nefes alamıyorsanız, yaşamıyorsunuzdur."
Daily Telegraph gazetesinin ilk sayfasında, İskoçya yönetiminin başındaki partinin lideri Alex Salmond'un İngiltere'de yapacağı konuşma yer alıyor. Gazetede, Salmond'ın İskoçya'nın bağımsızlığı halinde "İngiltere ve İskoçya'nın en yakın müttefikler olacağı"nı söyleyeceği yazıyor.
Salmond'ın iş adamlarına yapacağı konuşmada, insanların İskoçya'da yaşayıp, İngiltere'de çalışmaya devam edebileceğini söylemesi bekleniyor. Salmond'ın muhalif siyasilerin "Bağımsızlık Pound'dan da vazgeçmektir" iddialarına yanıt vereceği belirtiliyor. Buna göre Salmond, bağımsızlık sonrası İskoçya'nın 'Pound' kullanmaya devam edebileceğini ileri sürecek.
Gazete, İskoçya liderinin konuşmasına "Aileler birbirlerini ziyaret etmeye devam edecek. Hala çoğumuz aynı televizyon programlarını izliyor olacağız" cümleleriyle devam edeceğini bildiriyor.
Gazetenin yazarı İkoç Alan Cochrane ise, kendisi gibi düşünen bazı İskoçların ayrılık karşıtı olduğunu ifade ediyor. Cochrane'e göre, bağımsızlık, aileleri olarak gördükleri iki ülkenin dağılmasına sebep olacak.
Yazar, bağımsızlık yanlısı Salmond'ın sosyal birliği sürdüreceği açıklamalarını eleştiriyor: "Bu bir palavra. 307 yıllık bir birliği dağıtıp, her şeyin aynı kalacakmış gibi davranamazsınız."