23 Nisan çocukları öldürme günü!
Atatürk'ün kendisine armağan ettiği bayramını kutlayabilirdi
o da... Tören alanlarında bayrak sallamak yerine, polise taş
sallıyordu o çocuk.
Ufacık bir elin fırlattığı bir taş işte...
Öldürür mü?
Belki de!
Peki o çocuk taş attı diye, öldürülesiye dövülmesi mi
gerekiyordu?
İzlediniz mi televizyondan? Çocuğun boyu kadar bir silahla, atılan
taşların "intikamını alan" polisin 'canavarlığını' gördünüz mü?
Nasıl vuruyordu o küçük bedene!
Bir zafer kazandı!
Yıktı yere o çocuğu... Arkadaşı geldi sonra... Başına, gözüne,
sırtına, tüm bedenine inen tüfek darbeleriyle yere yığılan
çocuğu görünce yapması gerekeni yapmadı. Şefkatten uzaktı o da
arkadaşı gibi, o çocuğu kucağına alıp hastaneye
yetiştirmedi. Öylece bıraktı çocuğu. Kendi haline. Ölüme
terketti bir başka deyişle...
Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, hatta Hakkari'nin merkezinde
yerde yatan çocuğun akranları bayram yaparken, o ölümle
pençeleşiyordu.
Herkes için 23 Nisan bir bayram günüydü...
Onun için öldürülesiye dövülme günü!
Onu yakalayıp, silahıyla kafasını gözünü yaran polis için ise, 23
Nisan "zafer günü"ydü...
------------------
İşte o görüntüler;