İngiltere pazar gazetelerinde, Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri, Blair hükümeti ve Kaddafi rejiminin istihbarat işbirliği ve beş yaşında kaybolan çocuğun 25 yıl sonra Google Earth sayesinde annesine kavuşması.
Abone olİngiltere pazar gazeteleri bugün Fransa'da yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine geniş yer ayırıyor.
Observer'da yer alan Ian Traynor imzalı bir analizde, sosyalist aday Hollande'ın cumhurbaşkanlığına seçilmesi ihtimalinin Berlin ve Brüksel'de kaygı yarattığını söylüyor. Traynor, bugün sandık başına giden Fransız halkının, AB'nin yaşadığı en büyük ekonomik krizin tam ortasında, Avrupa'daki güç dengelerini değiştirebileceğini belirtiyor. Dikkat çeken satırlar şöyle;
Fransız-Alman ittifakı
"Almanya Başbakanı Angela Merkel cephesi Sarkozy'nin bir kez daha seçilmesi için dua ediyor. Merkel hükümeti, bu anlamdaki umutsuzluğunu gösteren ve Brüksel'deki pek çok kişiyi öfkelendiren bir adım atarak, Sarkozy'nin Schengen Bölgesi'ndeki seyahat özgürlüğüne kısıtlamalar talep eden mektubunun altına imza attı. Avrupa'nın tam kalbindeki, Fransız-Alman ittifakı artık 27 üyeli birliği yönetmeye yetmiyor, ama hala gerekli bir faktör. Krizle birlikte ortaya çıkan 'Merkozy' birlikteliği, kestirmeden aldıkları kararlarla çok sayıda AB liderini ve Avrupa Komisyonunu yabancılaştırdı. İttifak, Euro konusunda aslında Almanya'nın yaptığı politikalara kılıf sağlayarak Merkel'in işine yaradı. Ancak, bu ilişkide Sarkozy'nin oynadığı ikincil rol, Fransa için aşağılayıcı oldu."
Sunday Telegraph'taki bir özel haberde, İngiliz Dış İstihbarat Servisi MI6 ve devrik Libya lideri Muammer Kaddafi'nin istihbarat örgütünün, El Kaide üyelerini çekmek için bir Batı Avrupa kentinde radikal bir cami kurmayı planladığı belirtiliyor.
Kaddafi'yle ortak operasyon
MI6'in Londra'daki merkezinden, Libya istihbaratının başı Musa Kusa'ya gönderilen belgelere dayandırılan habere göre, bu ortak operasyon İngiltere'nin, Libya'yla diplomatik ilişki kurmaya çalıştığı dönemde planlandı.
Bu dönem İngiltere'nin Kaddafi'yi kitle imha silahlarından vazgeçmeye ikna etmeye çalıştığını hatırlatan gazete, 2004'te dönemin İngiliz Başbakanı Tony Blair ve Kaddafi arasınad anlaşma imzalandığını belirtiyor.
Belgelere göre, ortak operasyonda bir çifte ajanın, güvenlik nedeniyle adı açıklanmayan bir Batı Avrupa kentindeki El Kaide hücresine sızması planlanıyordu.
Haberde, 'Joseph' kod adlı ajanın Irak'taki bir El Kaide lideriyle yakından bağlantılı olduğu söyleniyor.
MI6'in ajanın yaşadığı sözkonusu Avrupa ülkesinin yetkililerine hiçbir bilgi vermeden, ajanı kendi hesabına çalıştırmaya başladığı kaydediliyor.
Habere göre ajana da, yaşadığı ülkenin yetkililerine de hiçbir bilgi vermemesi talimatı veriliyor.
Sunday Times ise, 2004 yılında, Kaddafi yönetimine yasadışı yollardan iadesini onayladığı gerekçesiyle dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'a dava açan Libyalı komutan Abdülhekim Belhac ile yapılan bir röportaja yer veriyor.
'Herkese dava açacağım'
Abdülhekim Belhac, İngiliz istihbaratının verdiği bilgiyle CIA ajanlarının kendisi ve eşini kaçırarak önce İngiltere'nin Diego Garcia üssüne, sonra da Libya'ya götürdüğünü; Tayland'da ve Libya'da işkence gördüklerini söylüyor.
Belhac ve eşi, Straw'u "işkence, aşağılayıcı ve insanlık dışı muamele, dayak ve saldırı"ya yardımcı olmakla suçluyor, tazminat istiyor.
Belhac Sunday Times'a yaptığı açıklamalarda, Straw'a açtığı davanın sadece bir başlangıç olduğunu ve dönemin İngiliz Başbakanı Tony Blair da dahil, bu olaya adı karışan tüm yetkililere dava açmaya hazırlandığını söylüyor.
Belhac, "Tony Blair hükümeti ve Jack Straw imzaladıklarında Kaddafi rejiminin insan haklarına saygı duymadığını ve mahkumlara işkence yapılmasıyla tanındığını çok iyi biliyordu. Bizi işkence göreceğimizi bilerek buraya yolladılar." diyor.
Özellikle eşinin yaşadıklarının çok üzücü olduğunu söyleyen Belhac, "Hata ve hamileydi. O da benimle kaçırıldı ve Tayland'da beş gün boyunca hapsedildi. Bu arada kendisine sadece su verildi, sonra bir sedyeye bağlanıp, nereye gittiğini, eşinin başına neler geldiğini bilmeden bir uçağa kondu. Sonra da Libya'daki Tacura Hapishanesine atıldı. " diye de ekliyor.
'Clegg zor durumda kalabilir'
Sunday Telegraph, İngiltere'de koalisyon ortağı Liberal Demokrat Parti'nin lideri ve Başbakan Yardımcısı Nick Clegg'in eşi Miriam Clegg'le ilgili bir habere yer veriyor.
Haberde, İngiliz çikolata üreticisi Cadbury'nin, iki yıl önce Amerikan gıda devi Kraft'a satışı sırasında Miriam Clegg'in oynadığı rolden bahsediliyor.
Haberde, Nick Clegg'in satışın ardından İngiliz çalışanlar işten çıkartıldığı için Kraft'ı kınarken, eşinin satış sırasında Amerikan şirketine hukuk danışmanlığı yaptığı belirtiliyor.
Daily Telegraph, Miriam Clegg'in yasadışı bir şey yaptığına dair bir kanıt olmadığını, ancak bu olayın Nick Clegg'i zor durumda bırakabileceğini kaydediyor.
Google Earth'le annesine kavuştu
Sunday Times, Hindistan'da beş yaşındayken kaybolan Saroo Brierly'nin 25 yıl sonra Google Earth sayesinde nasıl gerçek annesine kavuştuğunu haberleştirmiş.
Habere göre Brierly, Khandwa adlı bir kasada yaşayan Brierly beş yaşındayken trenleri temizlerken kayboldu. Daha sonra en yakın trene kendisini atan Brierly, 14 saat sonra uyandığında Kalküta'daydı.
Doğduğu kasabanın adını bilmeyen ve bir süre sokaklarda yaşayan Brierly, daha sonra Avustralyalı bir aile tarafından evlat edinildi ve yaşamını buradada sürdürdü.
Doğduğu kasabadan aklında kalanlarla Google Earth'te yıllarca araştırma yapan Brierly sonunda doğum yerini buldu ve Hindistan'daki annesine kavuştu.
Haberde, önde gelen Hollywood yapım şirketleri ve yayınevlerinin hikayenin yayın haklarını satın almak için yarıştığı belirtiliyor.
Brierly'nin bu şekilde kazanacağı parayla, annesine yeni bir ev almayı planladığı kaydediliyor.