İngiltere basınından seçtiklerimiz: IMF Rusya ekonomisinin geleceği konusunda iyimser, Finlandiya Ruya ile savaş ihtimaline karşı hazırlık yapıyor, ABD'nin IŞİD stratejisi tartışması ve Çin'in batısında islamcı ayaklanma...
Abone olFinancial Times Uluslararası Para Fonu'nun Rus ekonomisinin geleceği hakkında iyimser olduğunu bildiriyor.
Tahmine göre Rus ekonomisi bu yıl yüzde 3.4 oranında daralacak.
Ancak 2016'da yüzde 0.2 oranında büyümeyle yeniden genişleyecek
Gazeteye göre, IMF Rusya misyonu başkanı Ernesto Ramirez Rigo, son ekonomik verilerin olumlu olması ve Ruble'nin güçlenmesi nedeniyle Rusya'da ekonomik büyüme ve enflasyon tahminini yukarı doğru revize ettiklerini söyledi.
Fon, şimdi yüzde 16 olan enflasyonun yıl sonunda yüzde 12,5 düzeyine düşmesini beklediğini kaydetti.
Financial Times yeni tahminin Moskova yetkilileri ve bağımsız ekonomistlerden gelen Rus ekonomisine ilişkin daha parlak tahminleri yansıttığını belirtiyor.
Finlandiya Rusya ile savaş ihtimaline hazırlık yapıyor
Daily Telegraph Finlandiya'nın 900.000 yedek askere 'savaş durumunda' rollerinin ne olacağını bildirdiğini yazıyor.
Rusya ile yükselen gerginlik nedeniyle Finlandiya nadir bir adımla her yedek askere mektup gönderiyor.
Gazeteye göre, Finlandiya komşu Rusya ile yükselen gerginlik nedeniyle "savaş durumuna" hazırlık yapıyor.
Bu çerçevede yurtdışında yaşayan Finliler de dahil olmak üzere, 900.000 yedek askere mektuplar gönderildi.
Gazeteye göre, ilk mektup bu ay başlarında gönderildi, son posta da geçtiğimiz günlerde dağıtıldı.
Finlandiya Nato üyesi değil ve bir Avrupa ülkesi olarak Rusya ile, Ukrayna dışında, en uzun sınırı paylaşıyor.
Daily Telegraph'a göre, Rusya'nın Kırım'ı ilhakı ve Doğu Ukrayna'yı işgali sonrasında, Finlandiya herhangi bir saldırganlık karşısında tamamen savunmasız halde.
Times da Rusya'nın, AB'nin eski Sovyet uydularına yayılmasını zorlaştırdığını yazıyor.
Gazete, Riga'daki AB zirvesine Rusya'nın gölgesinin düştüğü kanısında.
ABD'nin IŞİD stratejisi iflas mı etti?
Guardian yazarı Ian Black IŞİD'in son başarıları ardından bölgedeki ABD stratejisini sorguluyor.
Yazara göre Palmyra ve Ramadi'nin düşmesi ABD stratejindeki boşluğu ortaya koydu.
Guardian yazarı, son elişmelerin IŞİD'in savunmada olması bir yana, ABD'nin uzuaktan kumanda yaklaşımının başarısız olduğunu ve Washington 'günü birlik' faaliyet gösterdiğini kanıtladığı kanısında.
Yazıdan seçtiklerimiz şöyle:
IŞİD'in Palmyra ve Ramadi zaferleri Suriye ve Irak'taki ABD önderliğindeki koalisyon için acı verici darbeler oldu.
Bu zaferler, yaygın olarak hem yanlış ve gönülsüz olmakla eleştirilen bir stratejinin kusurlarını ortaya döktü.
Son birkaç haftaya kadar Washington, Londra ve Arap başkentlerinde genelgeçer görüş IŞİD'in gerilemekte olduğu, para, silah ve teçhizat sorunları yaşadığı şeklindeydi.
Şimdi olaylar bu başkentleri yeniden düşünmeye zorluyor.
İsmini vermek istemeyen bir yetkiliye göre, Obama yönetimi "yaklaşımını derinden elden geçiriyor".
Eski ABD Savunma Bakanı Robert Gates daha da açık konuştu: "Gerçekte bir stratejimiz yok. Günü birlik davranıyoruz."
Son haftalarda bölgesel açıdan önemli bir yenilik, Suudi Arabistan'ın eski rakipleri Katar ve Türkiye ile birlikte, IŞİD harici Suriyeli asi gruplardan güçlü bir koalisyon oluşturmak için başlattığı çalışma olmuştur.
Bunlar sadece 10.000 metre havadan değil karada da Esad'a karşı savaşacaklar.
Buna karşılık, ABD'nin Suriye'de Esad'a karşı değil IŞİD'e karşı savaşacaklara yönelik "eğit-donat" programı Ürdün'de birkaç hafta önce başlamasından bu yana çok yavaş ilerliyor.
Orta Doğu'da, egemen kanı Esad devrileme kadar IŞİD'in mağlup olmayacağı yönünde.
Ancak Suriye Cumhurbaşkanının konumu son haftalarda zayıflamış olsa da, rejimin sonu henüz görünürde değil.
Çin'in Uygur bölgesinde islamcı isyan
Independent yazarı Kim Sengupta, Çin'in Batı bölgelerindeki islamcı isyanı değerlendiren yazısında, bölgeye giderek artan bir tehlikenin söz konusu olduğunu belirtiyor.
Yazıya göre, son saldırıları takip eden bir dizi takip cezalandırıcı önlem çerçevesinde Uygur bölgelerinde sakal, peçe ve hilalli T-shirtler yasaklanmış.
Yazıdan bazı bölümler şöyle:
Uluslararası ilgi, Çin ekonomisindeki yavaşlama, Asyalı komşuları ile denizlerde gerilim ve iktidardaki Komünist Parti'nin uluslararası entrikaları üzerinde odaklanırken, Pekin ülkenin Batı bölgelerinde pek az bildirilen ama giderek acımasızlaşan bir İslamcı ayaklanma ile karşı karşıya.
Şincan Uygur Özerk Bölgesi içinde olaylardaki ölü sayısı 2013 yılında 130 iken, geçen yıl 400'ün üzerine çıktı.
Ayrılıkçılar tarafından hedef gözetmeksizin yapılan saldırıları acımasız cezalandırma girişimleri takip etti.
Cumhurbaşkanı Xi Jinping "ilk vuruş teröristlere karşı yapılacaktır" dedi.
Bunu bir dizi cezalandırıcı önlem takip etti.
Sakal, peçe ve hilalli T-shirtler yasaklandı.
Öğrencilere Ramazan'da kısıtlamalar getirildi, yer yer oruç tutanlara zorla yemek yedirildi.
Uygurlar arasında hoşnutsuzluğun temel nedenlerinden biri Han kökenli Çinlilerin bölgeye sürekli akını yüzünden değişen demografik denge.
En iyi işleri Hanların aldığından şikayet ediyorlar.
Çin'in ayaklanmaya karşı operasyonları bu ülkenin etki ve nüfuzunu göstermiştir.
Pekin Afganistan, Tayland, Kamboçya ve Malezya'ya kaçan Uygurları talep etti ve bu talep kabul edildi.
Aslında, Afganistan ve Pakistan'daki olayların Şincan üzerinde doğrudan etkisi var.
Pekin Uygurların bu iki 'istan' kamplarında eğitim aldığını iddia ediyor.