BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

22 Mart 2012 Basın Özeti

İngiltere'de bütçe planlarının yankıları, resesyon olasılığına ilişkin tahminler, Pakistan'da 80 Fransız asıllı militanın eğitildiği iddiası, dışlanan Suriyeli Aleviler, İsrail Batı Şeria'daki Filistinlileri koruyamıyor.

Abone ol

İngiltere gazetelerinin tamamı, koalisyon hükümetinin bugün açıkladığı 2012 bütçesine geniş yer ayırıyor.

Özel bütçe ekleri yayınlayan gazeteler, okurlarına alınan kararların hayatlarına nasıl etki edeceğini anlatıyor. Bütçede öne çıkan başlıca unsurlar, gelir vergisine uygulanan muafiyette limitin yükseltilmesi ve en üst vergi diliminden alınan yüzde 50 vergi oranında yapılacak indirim oldu. Bu başlıklar kapsamlı şekilde ele alıyor.

Muhalefetteki İşçi Partisi'nin lideri Ed Miliband, bütçeyi, en zenginlere vergi indirimi öngörmesi nedeniyle, "milyonerlerin bütçesi" diyerek eleştirdi.

Yaşlılara uygulanan vergi muafiyeti oranlarındaki kesintiler nedeniyle, 4 milyon 400 bin emeklinin durumu kötüleşecek.

Daily Telegraph yeni bütçe planlarını orta sınıfa gizli baskın diye niteleyerek eleştiriyor: "Büyükanne Vergisi" diye tanımlanan kesintilerin beş milyon emekliyi vuracağına dikkat çekiyor.

Guardian gazetesi de emeklilerin zenginlere vergi kesintilerine kaynak oluşturdukları görüşünde.

Independent gazetesinin manşeti "Kes, Kes, Kes".

Gazete "en zenginler vergi indirimi alsın diye olan, yaşlılara uygulanan vergi muafiyeti ve refah yasasına oldu, bu uygulamalarda kesintiye gidildi" diyor.

Times gazetesi de yeni bütçeden ülkenin en zenginlerinin kar sağlayacağı eleştirisini getiriyor. Osborne, en çok kazanan gelir grubuna yönelik verginin gelecek yıl yüzde 45'e çekileceğini belirtti, bu düzenlemeyle çok az vergi toplanabildiğini savundu. Bu arada Financial Times gazetesi de Osborne'un bütçesinin geri tepebileceği uyarısında bulunuyor.

Resesyon ihtimali kalkmadı

Times gazetesinde de İngiltere ekonomisine ilişkin bir başka uyarı dikkat çekiyor: Euro Bölgesi'ndeki kriz kötüleşirse, İngiltere de iki yıl sürecek bir resesyona sürüklenebilir. Gazete bu verinin bütçeyle beraber ilk kez yayımlanan resmi bir hükümet analizine dayandığını belirtiyor.

Bütçe Sorumluluğu Dairesi OBR'ın bildirdiğine göre ekonomik büyüme tahminleri yüzde 0,8'e yükseltildi, ülkenin daha önce tahmin edilenden 1 milyar sterlin daha az borçlanacağı belirtiliyor.

Ancak kurum Euro Bölgesi'ndeki kriz için daha karanlık bir senaryo bulunduğunu da hatırlatıyor.

'80 Fransız militan var'

Fransa'nın Toulouse kentinde yedi kişiyi öldüren şüpheli Muhammed Merah'ın bulunduğu binaya yönelik operasyon sürerken Financial Times manşetinden Fransa'nın bu ülkede büyümüş bir kimsenin aşırılığa yönelmesi gerçeğiyle yüzleştiğini yazıyor.

El Kaide militanı olduğunu belirten Merah'ın bir süre Pakistan ve Afganistan'da kaldığı yolunda bilgiler bulunuyor.

Daily Telegraph, Pakistan'da El Kaide'nin 80 kadar Fransız vatandaşını eğitiyor olabileceğine dikkat çekiyor. Gazete, haberi El Kaide bağlantılı ve Pakistan'da faaliyet gösteren Tehrik- i Taliban grubunun komutanına dayandırıyor. Kimliğini saklı tutan üst düzey bir komutanın gazeteye verdiği bilgiye göre bu kişiler Kuzey ve Güney Veziristan'da eğitiliyor.

İçlerinden beşi ise Ocak ayında bu bölgelerden ayrıldı.

Söz konusu komutan zamanı geldiğinde sorumluluğu üstleneceğiz. Ancak Mehra isminde bir kişiyi eğitmediklerini ancak eğitim alan kişilerin farklı isimler kullanabildiklerini de ekliyor. Daily Telegraph, Pakistanlı yetkililerin de bu isimde bir kişinin ülkeyi ziyaret ettiğine dair bir veri bulunmadığını söylediklerini aktarıyor.

'Suriyeli Aleviler tecrit edilmiş halde'

Suriye'de dün hükümet güçlerine ait tankların başkent Şam'ın dış mahallelerine ateş açtığı haberleri gelirken, Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi temsilci Kofi Annan'ın barış planına oybirliğiyle destek verdi. Bu kez Rusya ve Çin'in de desteği bulunuyor. Suriye ordusunun ülkenin diğer kesimlerinden gelen operasyon haberleri de var. Financial Times yazarlarından Roula Khalaf, rejimle olan bağları nedeniyle Alevi azınlığın tecrit edilmiş halde olduğuna dikkat çekiyor.

Alevi oyuncu Fadwa Süleyman'ın isyancılara destek verdiği için saklanmak zorunda kaldığını yazan Khalaf, kimi Alevi aydınların da direnişi desteklediğini ancak halkın genel anlamda rejimin en güçlü savunucusu olduğunu hatırlatıyor.

"Suriye'nin büyük bölümü Sünni, 22 milyonluk nüfusun yüzde 12'sini Alevi azınlık oluşturuyor. Ancak ordunun saldırıları Alevi karşıtı duyguları körükledi." diyen Roula Khalaf, Alevilerin mezhep ayrımcılığının arttığı şu günlerde ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyor.

Yazara göre Alevi toplumu her ne kadar rejimin kalbinde yer alsa da Alevilerin algılanan iktidarı, "giderek büyüyen tecrit edilmişlik ve korku duygularını gizliyor içinde."

Khalaf'ın yer verdiği düşünce kuruluşu Uluslararası Kriz Grubu'ndan Peter Harling'e göre "bugün dini liderlerin fazla bir ağırlığı kalmadı, Hafız Esad Alevi kimliğinin içini boşalttı."

Financial Times yazarı, Suriye'ye bağları olan Lübnanlı bir Alevi işadamının görüşleriyle tamamlıyor makaleyi.

Alevilerin rejime bağlı kalmaktan başka çareleri olmadığını söyleyen işadamı, "Bu Aleviler için varoluş sorunu. Onları koruyan bu rejim devrilecek olursa İslamcı bir hükümet gelecek. Bu ayaklanma sadece Beşar'a karşı değil, bu Suriye'nin ideolojisini topyekun değiştirmekle de ilgili."

'İsrail Filistinlileri koruyamıyor'

İsrail, Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırılarına "göz yumuyor." Guardian gazetesinde Ian Traynor imzalı habere göre Avrupa Birliği'nin Kudüs ve Ramallah bürolarının hazırladığı iki ayrı rapor, son üç yılda yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırılarının üçe katlandığını gösteriyor.

Buna göre geçen yıl 411 saldırı düzenlendi, 2009'da bu rakam 132'ydi.

Raporlarda "yerleşimci şiddeti İsrail devleti için ciddi bir mesele haline gelmektedir, İsrail şimdiye dek Filistinli nüfusu etkin biçimde korumakta yetersiz kalmıştır." denildi.

Şubat ayında yayımlanan raporlara göre yerleşimci şiddetine ilişkin yapılan şikayetlerin yüzde 90'ından fazlası herhangi bir suçlama getirilmeden kapatıldı.

Raporlarda ayrıca İsrailli yetkililerin geçen Nisan ayına dek bildirilmiş 600 vakadan yüzde 92'sini çözememiş olmasının, yerleşimci şiddetini daha da teşvik ettiği vurgusu yapılıyor.

Habere göre korkutma ve yıldırma kampanyasında en çok Filistinli çiftçiler ve geçim kaynakları hedef alındı. Raporlarda buna örnek olarak Filistinlilere ait zeytin tarlaları ve bahçelerin tahrip edilmesi gösteriliyor.

Avrupa Birliği'nin raporları sistematik şekilde uygulanan ve giderek artan şiddetin yükünü çiftçilerin üstlenmek zorunda kaldığına dikkat çekiyor.

Saldırıları düzenleyen kişilere ise Avrupa'ya seyahat yasağı getirilmesi öneriliyor.