"Aile Kutsaldır" bölümünde yer alan "Yolun Yarısında" 2002 Berlin Film Festivali Gümüş Ayı sahibi bir film.
Abone olİFF, her yanından dumanlar tüten 2003’te moralimizi yüksek tutacak, yaklaşık 200 filmlik bir program hazırladı. Uluslararası ve Ulusal Yarışma gibi vazgeçilmez bölümler yerinde duruyor. Ama 22. yıla özgü yenilikler de var. "Elizabeth"in Hintli - İngiliz yönetmeni Shekhar Kapur, geçen yıl The Guardian’ın Culture ekinde yayınlanan bir yazısında Hint sinemasının dünyaya yayılmaya başladığını vurgulamıştı. Hollywood’dan sonra dünyanın ikinci büyük sinema endüstrisine sahip olan Hindistan yapımlarının ezici çoğunluğu iç piyasaya yönelik müzikaller. Hint müziğinin dünyada patlama yapması insanların kulağını bu geleneksel sound’a alıştırdı. Raj Kapoor’un "Avare"sini unutamayan kuşak herhalde 22. Festival’in "Bollywood’dan Sevgilerle" başlığı altında sunacağı beş filmi keyifle izleyecektir. Hint müziğine meraklı olanlar için de özel bir etkinlik düzenleniyor. Festival’in 16 Nisan Çarşamba akşamı saat 22.00’den itibaren Safran’da vereceği partiye İngiltere’den gelen DJ Ritu ve Hintli dansçılar renk katacak. Hint yapımı Sanjay Leela Bhansali imzalı "Devdas"ın da aralarında bulunduğu, ülkemizde gösterime girecek dokuz filmin galası Festival kapsamında yapılacak. Emek Sineması’nda gerçekleştirilecek Turkcell Galaları’nın biletleri rezervasyonda kapışıldı. Nasıl kapışılmasın? Liste Woody Allen’ın "Hollywood Ending", Paul Thomas Anderson’ın "Aşk Sarhoşu", Neil Jordan’ın "Hırsız", Aki Kaurismaki’nin "Geçmişi Olmayan Adam", John Malkovich’in "Yukarıdaki Dansçı", Carlos Saura’nın "Salome" ve Paul Schrader’in "Auto Focus"undan oluşuyor. Haftanın filmleri Yukarıda adlarını sayabildiklerimizin dışında festivalin ilk haftasında kaçırmamanız gereken filmler var. Ustaların yapıtları yanında gözden kaçmasınlar diye onların da bir listesini çıkardık: "Morvern Callar" / Lynn Ramsay "Zor Vedalar: Babam" / Penny Panayotopoulou "Tanrıkent" / Fernando Meirelles "Bilinmeyen Zevkler" / Jia Zhangke "Guguk Kuşu" / Aleksandr Roghozkin Ustalar ve klasikler İFF, ‘sinema sinemada izlenir’ ilkesine uyanların iki ayağını bir pabuca sokacak. Nasıl yapsak da hem Yasujiro Ozu ve William Wyler’ın ‘Anısına’ 100. yaşlarını kutlasak hem Claude Chabrol, Brian de Palma, Zeki Ökten ve Edward Yang ‘Ustalara Saygı’ göstersek? Hem Estela Bravo’nun Latin diktalarının içyüzünü ve ABD’nin çifte standartlı dış politikasını sergileyen belgesellerine gitsek hem Andy Warhol’un sunduğu Paul Morrissey Üçlemesini kaçırmasak? Zamanınıza ve kesenize bereket dileyip üzerimize düşeni yapıyoruz. Ozu, Wyler, Chabrol, De Palma, Ökten ve Warhol’u baştan anlatacak değiliz. Tayvanlı Edward Yang ise ülkemizde tanınmıyor. En ünlü filmi "Yi Yi / Bir, İki"nin aralarında olduğu beş yapıtı programda. Yang’ın başarısı Tayvan’daki kuşak çatışmasını vurgulamasında yatıyor. Cinsellik, insan ilişkileri ve sınıf ayrımına odaklanan filmlerinde yönetmenin keskin gözlem gücü hemen dikkat çekiyor. Festival’in Onur Ödülü’nü kapanış töreninde alacak olan Estela Bravo’ya gelince: Bugün yetmiş yaşında olan ve belgesel yapmaya 47 yaşında başlayan bu olağanüstü kadını öyle bir iki cümleyle anlatmak kolay değil. Bu yüzden İKSV’nin girişimiyle Ana Yayıncılık, "Çağının Bir Tanığı" başlığı altında bir Estela Bravo kitabı yayınladı. Bravo, geçen yıl Kübanın devrimci lideri Fidel Castro’nun yaşamını anlatan "Fidel" adlı belgeseliyle bir anda Festival’in odak noktası olmuştu. Bu, beklenenden fazla ilgi üzerine bu yıl Estela Bravo, bu yıl sekiz filminden oluşan bir toplu gösteriyle Festival’e konuk oluyor. Hemen hepsi Latin Amerika diktalarının bir yandan baskı bir yandan yoksulluk kurbanı olan halkları, ayrıca yıllardır ambargo altındaki Küba ile ABD ilişkilerine dair cesur politik belgeseller olan Estela Bravo filmleri üç çocuk annesi, bir kadının sevecen yaklaşımına sahip. Kaynak : Milliyet