İngiltere gazetelerinde bugün: 'Obama Suriye'deki kırmızı çizgilerini unuttu mu?, 'ABD, çıkarlarını koruyacak bir taraf olmadığı için Suriye'ye sınırlı müdahaleye bile karşı' ve Arsenal-Fenerbahçe maçı yorumları.
Abone olSuriye'nin başkenti Şam'da kimyasal silah kullanıldığı söylenen bir saldırı sonucu yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi tüm İngiliz gazetelerinin baş sayfalarında yer alıyor.
Independent gazetesi, manşetinde “Suriye’nin en karanlık günü” diyor.
Gazete, muhalefetin, Huta’ya kimyasal başlıklı füzeyle saldırı düzenlendiği ve 1300 kişinin öldüğü yolundaki iddiasının Esad hükümeti tarafından reddedildiği aktarıyor. Haberde Şam yönetiminin “teröristler ve uluslararası medyadaki destekçilerini” asılsız haberler yaymakla suçladığı aktarılıyor. Gazete, muhalefetin YouTube’da yayımladığı görüntülere atıf yaparak “şoke edici görüntülerin” iç savaşta “korkunç bir dönüm noktasını” simgeleyebileceğini belirtiyor.
'Kırmızı çizgiler unutuldu'
Financial Times gazetesi, aynı konuyla ilgili haberinde saldırıyla ilgili görüntülerin Birleşmiş Milletler silah denetçilerinin ülkede olduğu bir dönemde gündeme getirilmesinin şüphe uyandırdığını, Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa’nın Birleşmiş Milletler’i muhalefetin iddialarını ivedilikle incelemeye çağırdığını belirtiyor.
Manşetinde “Barbarca bir eylem” diyen Times gazetesi de videonun sahte olmadığını, ancak her şeyi açıklayamadığını vurguluyor.
Dialy Telegraph’ta David Blair imzalı bir analizde ise ABD Başkanı Barack Obama’nın Suriye’de kimyasal silah kullanılmasını “kırmızı çizgi” ilan ettiği anımsatılarak şöyle deniyor:
“Bundan tam bir yıl önce Obama kimyasal silah kullanılırsa, hatta kimyasal silah transferi yapılırsa kırmızı çizgisinin geçilmiş olacağını ve hesapların değişeceğini duyurdu. Eğer Şam yakınlarında yüzlerce kişi gerçekten gaz saldırısına uğradıysa Esad, Obama’nın uyarısının birinci yıldönümünde kırmızı çizginin tam üstüne basmış olacak.
'Esad bedel ödemiyor'
Ama bir süredir Obama’nın sözlerinin gerçek hayatta karşılığı olmadığı görülüyor. Geçen yıl içinde ABD, İngiltere ve Fransa Suriye’nin birçok kez zehirli gaz kullandığını gündeme getirdi. Buna karşılık olarak Amerika sessizce kırmızı çizgisini yeniden çizdi. İlk verilen söz unutuldu. Eğer son haberler doğruysa Saddam Hüseyin’in Halepçe’de kullandığından daha büyük ölçüde kimyasal silah kullanıldı demektir. Bu durumda Esad sadece Amerika’nın kırmızı çizgilerini test etmekle kalmıyor, düşmanlarına ellerinden gelenin en kötüsünü yapmaları için meydan okuyor. Senatör John McCain’in dediği gibi Esad kimyasal silah kullandığı için hiçbir bedel ödemediği için yeniden bu silahları kullanırsa şaşırmamalıyız. “
Esad yönetimine yönelik yaptırım girişimlerinin BM Güvenlik Konseyi’ni daimi üyesi Rusya ve Çin’e takıldığı belirtilen yazıda Konsey’de birlik sağlanamadığı için müdahale ihtimalinin çok zayıf olduğu, içerdiği tehlikeler nedeniyle isyancıları silahlandırma seçeneğinden de uzak durulduğu belirtiliyor. Yazının sonunda şöyle deniyor:
“Olağanüstü toplantılar yapıyorlar, Birleşmiş Milletler denetçilerinden kimyasal silah iddialarını araştırmalarını istiyorlar ve bunun ölümlerin meydana geldiği yerde hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini biliyorlar.
Suriye politikaları çaresizliğe dönüştü. Eğer yüzlerce kişi zehirlendiyse, ölenlerden biri de Obama’nın “kırmızı çizgi” inandırıcılığı olacak.”
Independent’te yar alan bir haberde Amerikan Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey’in sözlerine atıf yapılarak Obama yönetiminin, isyancıların iktidarı ele geçirdiklerinde Amerika’nın çıkarlarını desteklemeyeceğine inandığı için Suriye’ye sınırlı müdahaleye bile karşı olduğu vurgulanıyor.
'Suriye'de ABD'nin çıkarlarını koruyacak bir taraf yok'
Yazıda şöyle deniyor:
“Amerikan askerlerinin Suriye’ye gönderilmesini gerektirmeyen füze saldırısı ve diğer seçenekleri bile dışlayan Dempsey, bir Kongre üyesine gönderdiği mektupta, Amerikan yönetiminin Esad’ın hava gücünü etkisiz hale getirip savaşın dengesini isyancılar lehine değiştirme kabiliyeti olduğunu belirtti. Ama general böyle bir yaklaşımın Amerika’yı Arap dünyasında başka bir savaşın içine çekeceğini, etnik düşmanlıkların pençesindeki bir ülkeye barış getiremeyeceğini söyledi. Amerikan Genelkurmay Başkanı 19 Ağustos tarihli mektubunda ‘Suriye’de iki taraftan birini seçebileceğimiz bir durum yok. Birçok taraftan birini seçmek zorundasınız. Seçeceğiniz taraf hem kendi çıkarlarını hem de bizim çıkarlarımızı korumalı. Ama bugün öyle değiller’ dedi.
'Arsenal Fenerbahçe'yi yıktı'
Şampiyonlar Ligi Play Off turunun ilk maçında Arsenal’in Fenerbahçe’yi 3-0 yenmesi gazetelerde geniş yer buluyor.
Independent, Arsenal teknik direktörü Arsene Wenger’e zaman kazandıran bu zaferin, gelecek Salı günkü rövanşı bir formalite haline getirdiğini ve takımın grup aşamasının eşiğinde olduğunu yazıyor.
Gazete galibiyetin Cumartesi Premiere Lig’in açılışında Aston Villa’ya evinde 3-1 yenilmenin şokunu yaşayan Wenger’in imdadına yetiştiğini kaydediyor.
Guardian’da Arsenal’in İstanbul’da Fenerbahçe’yi yerle bir ederek Wenger’e biraz nefes alma fırsatı verdiğini, takımın yaşadığı tek olumsuzluğun Koscielny’nin sakatlığı olduğu belirtiliyor.
Gazete Arsenal’in maçın başından sonuna üstün olduğunu ve maça umutlu başlayan Fenerbahçe’yi cezalandırdığını, taraftarların maç bitmeden çok önce umutlarını yitirdiğini kaydediyor.
Times gazetesi de sonucun Wenger üzerindeki baskıyı hafiflettiğini, gollerden sonra Fenerbahçe taraftarlarının içine düştüğü sessizliğin teknik adama müzik gibi geldiğini, takımın 2 Eylül’de transfer sezonu kapanmadan önce kasasına 25 milyon sterlin indirmesinin hemen hemen garanti olduğunu aktarıyor.