FT'ye göre Fransa, Türkiye'yi ekonomik misillemeye yönelmeme konusunda uyarıyor; Sünni-Şii gerilimi Irak'ta yeni bir mezhep çatışması kaygılarını körükledi, Korelerin birleşmesinin maliyeti ve ekonomist Nouriel Roubini'den 2012 tahminleri.
Abone olFinancial Times, Fransa meclisinin Ermenilerin soykırıma uğraması olarak tanımladığı 1915 olaylarının inkârını cezalandırma girişimini ele almış.
Gazete Paris'in girişime tepki gösteren Türkiye'yi ekonomik önlemlere yönelmeme konusunda uyardığını yazıyor.
"Türk iş dünyasının liderleri Fransız meclisinin girişimi aleyhinde lobi yapan Türk parlamenter heyetine katılırken, Fransa dışişleri Ankara'ya açıkça, Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve Avrupa Birliği anlaşmalarına uymak durumunda olduğunu hatırlattı."
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun teklif geçerse, havacılık ve enerji konusundaki ihalelerin tehlikeye girebileceği imasına yer veren Financial Times şöyle devam ediyor:
"Paris bu gibi tehditlere açık yanıt vermekten kaçındı, ancak Fransız yetkililer bu açıklamanın ters teptiğini söylüyor. Üst düzey bir yetkili 'Bu artık baskı ve meşru lobi çalışmasının ötesine geçip sindirme girişimine dönüştü. Bu kabul edilemez.' diyor. "
Financial Times'a göre yetkililer Fransız şirketlerinin çıkarlarına yönelik bir tehdidin asıl Türkiye'ye zararı olacağını söylüyor. Zira Fransa ülkedeki 3. büyük dış yatırımcı. 970 kuruluşu, 12 milyar euro'luk yatırımı, 1 milyonu aşkın turisti var.
FT, Fransa hükümeti teklifin onaylanmasını önlemek için devreye girmeye niyetli değil, ancak özellikle Suriye lideri Beşar Esad'ı görevden ayrılmaya ikna etmek için Türkiye ile işbirliği yapmak istiyor diye yazmış.
Irak için kaygılar
Irak'ta Başbakan Nuri el Maliki ile Sünni siyasetçiler arasında tırmanan gerilim İngiliz gazetelerinde kaygıyla izleniyor.
Guardian, ülkedeki en büyük Sünni aşiretlerinden Duleymilerin iki önde gelen şeyhi ile görüşmüş. Ülkede üç vilayetin son günlerde Bağdat'tan özerklik ilan ettiğini kaydeden Guardian, şeyhlerin Başbakan Maliki'yi Sünni aleyhtarı bir gündem gütmekle suçladığını kaydediyor.
Aynı gazetenin dış haber sayfalarındaki ikinci bir haberde, Sünnilerin bir süre İyad Allavi'nin Irakiye ittifakı üzerinden hükümette seslerini duyurmaya çalıştığı anlatılıyor.
"Ancak Batılı bir üst düzey diplomat 'artık bitti' diyor: "Allavi için yarattıkları makam (stratejik siyaset bakanlığı) işlemiyor; kimse işe bile gitmiyor.""
Duleymi aşireti şeyhi Ali Hatim Süleyman, "İnsanların savaşa hazırlandığına hiç şüphe yok" derken, gazete, hükümete karşı duyulan tepkinin yer yer komşu Suriye'de, çoğunluğu Sünni olan göstericileri hedef alan Alevi Beşar Esad yönetimine duyulan öfkenin yanında hafif kaldığını vurgulayıp, gerilimin sınır ötesine taşması riskine dikkat çekiyor.
"Üç ay önce Duleymilerle bağlantılı bir grup Suriyeli, Irak'a gidip destek istemiş. "Süleyman 'o zaman onlara yaptıklarını desteklediğimizi, ama silah veremeyeceğimizi söyledik; şimdi o günler geride kaldı' diyor. Süleyman, 'istesek de istemesek de bir tünele giriyoruz" diye konuşuyor. 'Kendimizi savaşa hazırlamalıyız. Bir çıkış olmalı, ama ben göremiyorum..."
Guardian başyazısının manşetine, ölüm cezası ile hapiste tutulan Irak'ın eski başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in geçen yıl Amerikalılara ülkeden çekilmemeleri için yaptığı uyarıyı taşımış. Irak için "Kurtlara bırakılmış bir ülke" demiş.
"Irak yeniden mezhep batağına dönecek gibi görünüyor. Kapıyı çarpıp gitmeye kararlı bir Amerikan başkanı hariç herkes bunun geliyorum dediğini görebilirdi. Son haftalarda İyad Allavi'nin Irakiye hareketinden en az 30 kişi bizzat Maliki'ye bağlı güvenlik kuvvetlerince tutuklandı. Sünnilerin kaybettikleri iktidarda Allavi'nin Irakiye ittifakı sayesinde pay alabileceği fikri tarih oldu. Maliki bir koalisyon varmış gibi davranmaktan vazgeçti. Tutuklama ve suikastlerle, Sünni bölgelerine kasvet çöktü. Geçen hafta Diyala da özerkliğini ilan eden vilayetlere katıldı. Irak bir kez daha parçalanıyor ve bir daha asla tek bir ülke olmayabilir. "
Sünni militanların Suriye'ye silah kaçırdığı haberlerine yer veren Times da, Bağdat'ta halkın yeni saldırılar endişesiyle stok yaptığını belirtiyor. Gazete başyazısında ise Saddam Hüseyin rejiminin devrilmiş olmasına destek verirken, Irak mezhep çatışmasına sürüklenirse, dünyanın bir kez daha Irak'a müdahale etmeye istekli olmayacağı görüşünde.
"Çok değil bir kaç yıl önce, Irak aynı bu mezhep saflarında bölünerek iç savaşın eşiğindeydi. Bu kez barışı sağlayabilecek Amerikalılar yok. Ülkenin anarşiye sürüklenmesi, hiç bir siyasi grubun çıkarına değil. Ülkenin bir ülkenin olması gerektiği gibi işlemesini sağlama sorumluluğu Irak'ın siyasi liderlerine düşüyor. Uluslararası toplum 2003'te başıbozuk bir ülkeye müdahale etmişti. Hele de iflas etmiş bir ülkeye ikinci bir müdahaleye girişmeye çok daha isteksiz olacak."
Suriye'de göstericiler için ölüm cezası
Suriye yönetiminin göstericilere ölüm cezası getirme kararını işleyen Independent, açıklamanın çatışmalarda 100 kişinin daha öldüğü haberleri eşliğinde geldiğini kaydediyor.
Şam yönetimi terörist olarak nitelediği kişileri ve onları silahlandıranları ölüm cezasına, silah kaçıranları da müebbet hapis ve ağır iş cezasına çarptıracağını duyurmuştu.
Times, Özgür Suriye Ordusu adlı muhalif silahlı örgütün üyeleri ile Lübnan'da görüşmüş. Haberde 14 kurşun yemesine rağmen hayatta kalan Halil adlı eylemci ve arkadaşları için, son karar ardından silah ve mühimmat temininin zorlaşacağı belirtiliyor.
Kuzey Kore'de bekleyiş
Kuzey Kore lideri Kim Jong-il'in ölümü ardından geçiş süreci senaryoları gündemdeki yerini koruyor.
Guardian'da yazan Tania Branigan, dünyanın en gelişmiş ülkelerince dikkatle izlenen Kuzey Kore'nin, liderinin ölümünün iki gün gizli tutabilmiş olmasını başarı olarak ifade ediyor.
'Bu Kuzey'in kendisini koruma becerisinin bir göstergesi ve istisnai bir başarı değil. Casuslar, uydular ve izleme programları ülkede neler olup bittiğini anlamakta hayli yetersiz kalıyor" diyor... Kore uzmanı Nicholas Eberstadt'ın deyişiyle, eldeki istihbarat hiç de iyi değil; "Stalin döneminin en karanlık günlerindeki Kremlinoloji gibi, ama 10 kat beteri"
Financial Times ise, ülkede değişim rüzgarları eser de Kuzey ve Güney Kore 60 yıl sonra birleşmeye yönelirse olabilecekleri tartıyor.
"Seul'de pek çokları için birleşme, uzak bir ihtimal ve tercih edilmeyecek bir yük. Maliyeti muhtemelen 1 trilyon doları bulabilir. Seul'deki yetkililer Alman tarzı bir birleşme istemediklerini bunun yerine Kuzey'i, on yıllarca özerk bölge olarak ayrı tutacak bir formül düşündüklerini söylüyor. "
Gazete Doğu Almanya'nın 1989'daki nüfusunun da gelirinin de batının dörtte biri olduğunu hatırlatıyor. Kuzey Kore'nin nüfusu ise güneyin yarısı, oysa Kuzey Koreliler komşularından 20 kat yoksul...
Roubini'nin 2012 tahminleri
Ekonomist Nouriel Roubini'ye Financial Times'ta 2012 için tahminlerini yazmış. 2008 mali krizini öngörmesiyle ün kazanan Roubini'ye göre üç yıldır küresel kriz karşısında ayak sürüyen ve zor yapısal kararları almayan dünya liderleri böyle devam ederlerse korkunç risklerle karşı karşıya kalacak.
"Amerika, Çin ve Avrupa'da Liderler ancak orta vadede sonuç verecek zor kararları almaktan kaçındı. Eğer dünyanın en büyük ekonomileri, bu yılı da top sürerek geçirmeye çalışırsa, sonunda duvara toslayacaklar. En geç 2013'te ABD'de çift dipli bir resesyonla, euro bölgesinde kargaşayla, ve Çin'de sert bir düşüşle karşılaşabiliriz". diyor ekonomist Nouriel Roubini...
İngiltere AAA notunu yitirebilir
İngiltere'nin iç gündeminde ise ekonomi öne çıkıyor. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından ülkenin AAA kredi notunun düşürülebileceğinin duyurulması ilk sayfalarda yer buluyor.
Times'a göre, "George Osborne'un İngiltere'nin büyük önem verdiği kredi notundan olabileceği açıklamasıyla bir darbe aldı. Not düşürülmesi Maliye Bakanı'nın planlarının itibarını sarsacağı gibi, hükümetin borçlanma maliyetlerini de yükseltecektir."
Financial Times, normalde İngiltere'ye büyük destek veren kuruluşun bu şekilde İngiltere'nin de diğer Avrupa ülkeleri ile birikte bir kademe düşüş yaşayabileceğini ortaya koyduğunu kaydediyor; uyarının çalkantı yaratacağını kaydediyor.
Daily Telegraph ise uyarıya farklı bir açıdan yaklaşmış. Gazeteye göre, İngiltere'de büyümenin önemine dikkat çeken uyarı; "büyüme çöker, euro krizi derinleşir, hükümet kemer sıkma planlarından saparsa notun tehlikeye gireceği anlamına geliyor ve aslında, bu haliyle kesinti ve konsolidasyon programı için Maliye Bakanı'nın elini güçlendiriyor."
Koalisyon ortağı Liberal Demokratların iki numaralı ismi, hükümetin iş dünyasından sorumlu bakanı Vince Cable, İngiltere ekonomisinde dengelerin yeniden kurulması çağrısı yapıyor ve ağırlığın finans sektöründen üretime, yaratıcı sanayilere, eğitim ve profesyonel hizmetlere kaydırılmasını istiyor.
Görüşlerini Guardian gazetesindeki makalesi ile açıklayan Cable, gazeteye göre yeni mali denetimler getirilmesi konusunda "mızmızlandığını" söylediği bankacılık sektörüne bu şekilde bir ültimatom vermiş oluyor. Cable mali denetim tartışmasının euro krizi ve büyümede düşüş gibi 'felaketler' yanında önemsiz kaldığını kaydediyor.
Ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin ikinci adamı durumundaki Ed Balls ise Independent'tan Liberal Demokratlara açıkça hükümetten ayrılma çağrısı yapıyor.
"Sizinle çalışmaya hazırız" diyen Balls'un şartı ise, Liberal Demokratların liderleri Nick Clegg'i feda etmesi.
Silikon krizi İngiltere'ye uzandı
Independent Fransa'da patlak veren sağlıksız silikon göğüs krizinin İngiltere'ye sıçramasını ilk sayfadan duyuruyor.
"Fransız hükümeti bozuk silikonların, tamamının alınması için talimat vermeye hazırlanırken, görüslerine silikon taktıran 50 bine yakın İngiliz kadın da sağlıkları konusunda uyarılıyor."
Gazete, kanser ve yırtılma gibi sorunlarla ilişkilendirilen silikonların çıkarılması konusunda İngiliz sağlık bakanlığının henüz tavsiyede bulunmamasını eleştiriyor.
Skandalın odağında Marsilya merkezli PIP (Poly Implant Protheses) adlı şirket var. Bir zamanlar alanında dünya üçüncüsü olan ve yılda 100 bin göğüs protezi yapan şirketin tıbbi amaçlarla değil, yatak üretiminde kullanılan ve 10 kat ucuz olan silikon malzeme kullandığı ortaya çıktı.
Şirket hakkında şimdiye dek 2172 kadın şikayette bulunmuş.