Dünyada yaklaşık 153 milyon erkeğin cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu yaşadığı, bu sayının 2025 yılında yaklaşık 322 milyonu bulacağı bildirildi.
Abone olAkdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Androloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Avrupa Cinsel Tıp Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç.
Dr. Mustafa Faruk Usta, 1995 yılında yapılan bir bilimsel çalışmanın, tüm dünyada yaklaşık 153 milyon erkeğin cinsel ilişki sırasında sertleşme sorunu yaşadığını ve bu sayının 2025 yılında yaklaşık olarak 322 milyonu bulacağını gösterdiğini söyledi. Usta, bu konuda yeni yapılmış bir çalışma olmadığını da hatırlattı.
Türkiye’de yapılan bir çalışmada da, 40 yaş üstü erkeklerde, değişik derecelerde olmak üzere sertleşme sorununun görülme sıklığının yaklaşık yüzde 35 olduğunun belirlendiğini vurgulayan Usta, "Başka bir deyişle, her üç erkekten biri, yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan sertleşme sorunu ile karşı karşıya kalmakta" dedi.
1950 ve 1960’lı yıllarda erkekte sertleşme sorununun kökeninde psikojenik nedenlerin olduğu düşünülürken, günümüzde bu sorunun daha çok cinsel organın damarsal ve sinirsel yapılarından kaynaklanan bazı hastalıklara bağlı ortaya çıktığının kanıtlandığına dikkati çeken Doç. Dr. Usta, şöyle konuştu: "Genel olarak damar sertliği, tansiyon yüksekliği ve şeker hastalığı gibi damar ve sinir yapılarını bozan hastalıklar ile kronik böbrek yetmezliği gibi daha nadiren karşılaşılan hastalıklar, erkekte sertleşme sorununa eşlik etmektedir. Öte yandan yaşlanan erkeklerde sıklıkla karşılaşılan prostat bezi hastalıkları ve bu hastalıkların tedavisinde uygulanan bazı ilaç ve cerrahi girişimler de sertleşme sorununa neden olabilmektedir. Örneklemek gerekirse, şeker hastalarının yaklaşık yarısında, değişen derecelerde olmak üzere sertleşme sorunu olduğu bilinmektedir. Prostat kanseri nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastaların da yaklaşık yüzde 40-90’ında sertleşme sorunu ile karşılaşılmaktadır."
-ÇARESİZ SANIYORLAR-
"Bu hastaların çok önemli bölümü, sertleşme sorununun, sahip oldukları hastalığın doğal ve kabul edilmesi gereken bir sonucu, tedavinin ise olanaksız olduğunu var sayarak, herhangi bir tedavi talebinde bulunmuyor" diyen Doç. Dr.
Usta, bunların yanı sıra çekingenlik, utanma ve sorunu hekim ya da bir başkasıyla paylaşmama isteğinin de sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada birçok hastanın tedavisiz kalmasına neden olduğunu vurguladı.
Usta, sözlerini şöyle tamamladı: "Hastaların önemli bölümünde; sadece hasta değil, hastanın eşi de sertleşme sorununu doğal bir süreç olarak kabulleniyor. Böylece cinselliğin yaşanamaması gibi bir sonuç ile karşılaşılmaktadır. Oysa ki günümüzde, gerek bunun altında yatan hastalığın tedavi ile kontrol altına alınması, gerekse sertleşme sorununun kendisine yönelik olarak uygulanan bir çok tedavi olanağı var."