TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi kabul edildi.
Abone olTürkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi kabul edildi.
Bakanlıklar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda faaliyetlerini ve programlarını anlatarak bütçe taleplerini dile getirdi.
Genel Kurul'da görüşülecek
2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ise 11 Aralık Pazartesi Genel Kurul'da görüşülmeye başlanacak. Bütçenin tümü üzerindeki görüşmeler, 11 Aralık Pazartesi yapılacak.
Bütçe takvimine göre, bütçe görüşmeleri kesintisiz 12 gün devam edecek.
22 Aralık'ta oylamaya sunulacak
Meclis'in bütçe maratonu, 22 Aralık Cuma günü bütçenin tümü üzerinde yapılacak konuşmalarla ve oylamayla tamamlanacak.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 yılı bütçelerinin görüşmelerinde milletvekilleri söz aldı.
MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmesinin ardından hazırlanan 6'ncı bütçe olduğunu, yeni sistemle demokrasinin daha da güçlendiğini ve Türkiye'nin önünün açıldığının altını çizdi.
Türkiye'nin, küresel ekonomideki olumsuzluklara, "asrın felaketi" depremler ile jeopolitik risklere rağmen yükselişini sürdürdüğünü ifade eden Aksu, "Türkiye kutlu hedeflere doğru emin adımlarla ilerlemektedir. Cumhurbaşkanlığı, bağlı ilgili ve ilişkili kuruluşların görev ve yetkileri itibarıyla kamusal fonksiyonların bir çoğuyla yakından ilişkilidir." dedi.
Son zamanlarda Türkiye aleyhine dezenformasyon faaliyetlerinin dikkat çekici şekilde arttığına dikkati çeken Aksu, şöyle konuştu:
"Uluslararası medya organları, düşünce kuruluşları ve terör örgütleri tarafından yalan, yanlış, yanıltıcı ve yönlendirici faaliyetlerle Türkiye karalanmaya çalışılmaktadır. Bunun nedeni, elbette Türkiye'nin güçlenmesidir. Türkiye'nin attığı adımların dış müdahalelere ve manipülasyonlara açık hale gelmemesi için dünya kamuoyuna Türkiye'nin tezlerinin en doğru ve hızlı şekilde anlatılması dezenformasyona karşı koyma adına teknolojik, fiziki ve insan gücünden oluşan güçlü bir kapasitenin tesisi zorunlu bulunmaktadır. Bu doğrultuda önemli işlev gören İletişim Başkanlığının görev ve yetkilerinde yapılan değişikliklerle gücü artırılmıştır. Bununla birlikte, ilgili kurumlarla yetki çatışması oluşmayacak bir eş güdüm içinde faaliyetlerin yürütülmesi dezenformasyonla mücadele etkinliğini de artıracaktır."
AK Parti Ankara Milletvekili Orhan Yegin, AK Parti iktidarları döneminde yapılan çalışmalardan bahsederek, AK Parti'nin 21 yıldır yükselen bir ivmeyle Türkiye'yi geliştirdiğini anlattı.
Yegin, "AK Parti'nin Türkiye'yi, vatandaşın refahını, huzurunu getirdiği noktadan geriye düşme söz konusudur; doğrudur. Bunu inkar etmemiz mümkün değil ama bu aşağıya doğru inişin sadece AK Parti'nin yönetim anlayışıyla ilişkilendiriliyor olması yanlıştır. Çünkü 3-4 yıl içerisinde hem dünya hem de biz olağanüstü işlerle karşılaştık. Bölgemizde yaşanan hadiseler ve karışıklıklar bizi etkiledi." diye konuştu.
Yegin, "Bu ülkenin insanında, bu ülkenin toprağında, bu ülkenin girişimcisinde, işvereninde, çalışanında, emekçisinde Türkiye'yi çok daha öteye taşıyacak heyecan da potansiyel de kaynak da vardır. Biz bu kaynakları yeniden harekete geçirerek çok daha büyük bir ivmeyi yakalayacağız." dedi.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, yürütmenin, yasama ve yargı üzerindeki tahakkümü şiddetli bir şekilde devam ettiğini dile getirerek, "Yasama, yürütme ve yargının birbirinden tamamen ayrılacağını söylediğiniz sistemin bizi getirdiği yer, erklerin birleşmesi haline geldi." diye konuştu.
AK Partinin iktidara geldiğinde Türkiye ekonomisinin dünyanın en büyük 17'nci ekonomi olduğunu ifade eden Bakırlıoğlu, "Bugün de 17'nci sıradayız. Nerede mucize, nerede büyüme? 90'lı yıllarda 16'ncı olduğumuz da oldu ama aynı yerdeyiz, bunu inkar etmeyelim, ortada bir mucize yok." dedi.
HEDEP Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, Türkiye'nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında giderek gerilere düştüğünü öne sürerek, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütünün Basın Özgürlüğü Listesi'nde Türkiye bu yıl 180 ülke içinde 165'inci sıraya gerilediğini söyledi. Bozdağ, "Basın özgür değilse siyaset de ekonomi de değildir. Bu, hukukun üstünlüğü için de geçerlidir." dedi.
DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, 2021 ve 2023 yıllarında kamuda tasarruf genelgeleri yayımlandığını ancak valilerin hala lüks makam araçlarına bindiğini, bürokraside büyük bir israf olduğunu dile getirerek, kurumların tasarruflarına ilişkin Meclisin bilgilendirilmesi talebinde bulundu.
HEDEP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Diyanet İşleri Başkanlığını eleştirdi. Gergerlioğlu'nun iktidarı "din tüccarlığı" yapmakla suçlaması nedeniyle tartışma çıktı. Gergerlioğlu ile AK Parti'li milletvekilleri arasında laf atmalar yaşandı. Tartışmanın sürmesi üzerine Komisyon Başkanı Mehmet Muş birleşime ara verdi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, seçim döneminde CHP'ye yönelik dezenformasyon kampanyası yürütüldüğünü ifade ederek, "Biz hangi terör örgütü ile bir araya gelebiliriz? Daha önce yargılıyordunuz Ergenekon diye. Şimdi PKK'lı olduk öyle mi? Lanet olsun bu düzene. Yıkılsın bu düzen. Oligarşinin emrine giren siyasete lanet olsun." dedi.
Bunun üzerine söz isteyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ağır eleştirilerin demokrasinin bir parçası olduğunu belirterek, "Milletvekili olmamız, burada olmadığı için cevap veremeyecek durumda olan bürokratlara, hem ses tonunuzla hem de cümlelerinizle hakaret etme yetkisini, hakkını vermez. Hiç kimseye, cumhurbaşkanı yardımcısı da olsa bakan da olsa milletvekili de olsa bir insana hakaret etme hakkınız yok. Temiz bir dil kullanma zorunluluğu var içtüzüğe göre." ifadelerini kullandı.
Komisyon Başkanı Muş da Özkan'a içtüzüğün ilgili maddesini hatırlattı. Muş, "Komisyon üyeleri, burada usulü, yöntemi, tarzı biliyorlar. Fakat komisyon üyesi olmayan milletvekillerine söz de veriyoruz. Gereksiz açıklamaların, gereksiz ifadelerin içine girmenin bir manası yok. Birkaç defa uyarmak durumunda kaldım. Burada kimse ilkokul seviyesinde değil. Bunu bir, iki kere hatırlattıktan sonra sürekli söylememin bir manası yok." dedi.