BIST 9.662
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.964,21
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

2015 Nobel Edebiyat Ödülü Svetlana Alexievich verildi!

Nobel 2015 Edebiyat Ödülü'nü bu yıl Belaruslu yazar ve araştırmacı gazeteci Svetlana Alexievich oldu. Svetlana Alexievich kimdir?

Abone ol

Nobel 2015 Edebiyat ödülü, Beyaz Rus gazeteci Svetlana Alexievich'e verildi.

Nobel Edebiyat ödülü için nadiren kurgusal eserlerin yazarlarını seçmeyen İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesi'nin 2015 yılında seçimi bir gazeteci oldu.

Alexievich, 1986 yılına Ukrayna'da yaşanan nükleer santral kazasını konu edinen "Çernobil'den Sesler" kitabının yazarıydı.

Alexievich'in çalışmaları için İsveç Kraliyet Akademisi "zamanımızın acı ve cesaret anıtı" tanımlamasını kullandı.

Nobel Edebiyat ödülü, yaklaşık 960.000 $ değerinde bir para ödülünü de içeriyor.

2015-nobel-edebiyat-ödülü-svetlana-alexievich-verildi.jpg

SVETLANA ALEXİEVİCH KİMDİR?

Svetlana Alexievich, pek çok ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü. II. Dünya Savaşı, Sovyet-Afgan Savaşı, Çernobil faciası, SSCB'nin dağılması gibi dramatik olayları yaşadı, bu olaylara tanık olanlarla röportajlar yaptı.

Yazıları rejimi rahatsız edince 2000 yılında hakkında yasal kovuşturma başlatıldı. Bunun üzerine ülkesini terk etti. Hayatının sonraki 10 yılını kendisine kucak açan Paris, Gothenburg ve Berlin gibi şehirlerde, siyasi sürgün olarak geçirdi.

Nihayet 2011 yılında ülkesine geri döndü. Yazarın kitapları, SSCB'de yaşamış insanları anlatıyor. Sovyet-Afgan Savaşı'nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları ve Çernobil kazasının ele alındığı Çernobil'den Sesler isimli kitapları en önemli eserleri.

Savaşın Kadınsı Olmayan Yüzü isimli ilk kitabını 1985 yılında yazdı. Kitap, kısa sürede birçok baskı yaparak, 2 milyondan fazla sattı. Romanda, II. Dünya Savaşı daha önce çok da ele alınmayan yönleriyle, bir kadının monologları şeklinde anlatılıyor. Son Tanıklar: Çocuksu Olmayan Öyküler isimli kitabında savaş, kadın ve çocukların gözünden anlatılıyor.

1993 yılında, SSCB'nin dağılması sonucunda umutsuzluğa kapılıp, intihara teşebbüs eden insanların öykülerinin anlatıldığı Ölümle Efsunlananlar isimli kitabını yayınladı. Aleksiyeviç'in kitapları, aralarında Türkçenin de olduğu toplam 19 farklı dile çevrildi. Kitapların yanı sıra 21 belgeselin metnini hazırladı ve üç tiyatro oyununun senaryosunu yazdı.

İŞTE NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ KAZANDIRAN KİTAP: ÇERNOBİL'DEN SESLER

2015-nobel-edebiyat-ödülü-svetlana-alexievich-verildi.20151008150754.jpgSvetlana Alexievichwins'in Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmasını sağlayan çalışması, "Bir Nükleer Felaketin Sözlü Tarihi - Çernobil'den Sesler" ismiyle 2006 yılında Aytaşı Yayınları tarafından Türkçe'ye çevrilmişti.

İşte kitaptan dikkat çeken bir bölüm:

"Gazete haberlerini hatırladım: 'Nükleer santrallerimiz çok güvenli, öyle ki Kızıl Meydana bile bir tane yapılabilir, bir semaverden daha zararsızlar. Yıldızlar gibiler, onlarla bütün dünyayı aydınlatacağız.'

'Radyasyon neye benzer? Belki filmlerde gösterirler. Hiç gördünüz mü? Beyaz mı? Ne renk? Bazıları ne kokusu, ne de rengi olduğunu söylüyor; başkaları ise siyah olduğunu. Toprak gibi. Ama eğer renksizse o zaman Tanrı gibi bir şeydir. Tanrı her yerdedir ama Onu göremezsiniz.'

'Yağmurdan korkuyorum. Çernobil böyle bir şey. Kardan, ormandan korkuyorum. Bu bir soyutlama, bir akıl oyunu değil, insanca bir duygu. Çernobil evimin içinde. En kıymetli şeyimin,1986 yılında doğan oğlumun içinde. Şimdi o hasta.'

'Eve döndük. Orada giydiğim bütün giysileri çıkarıp çöpe attım. Kasketimi küçük oğluma verdim, onu çok istiyordu. Hep o kasketi giydi. İki yıl sonra oğluma beyin tümörü teşhisi koydular... Hikayenin sonunu siz de yazabilirsiniz. Artık konuşmak istemiyorum.'

Bu topraklarda kalmaktan korkuyorum. Bana bir radyasyon cihazı verdiler, onunla ne yapacağım? Çamaşır yıkıyorum, çamaşırlar sakız gibi oluyor ama cihaz tıkırdıyor. Yemek yapıyorum, turta pişiriyorum, yine tıkırdıyor. Yatağı yapıyorum, yine. Buna neden ihtiyacım var? Çocuklarımı doyurup ağlıyorum. 'Neden ağlıyorsun, anne? '

'Suç kimin? Nasıl yaşayacağımızı araştırmak yerine, suçun kimde olduğunu merak ediyoruz.... Bütün atom santrallerinin kapatılmasını, bütün nükleer fizikçilerin hapse atılmasını mı istiyoruz? Onları lanetliyoruz! Ama bilgi tek başına suçlu olamaz. Bugünün bilim adamları da Çernobilin kurbanları oldular. Çernobilden sonra yaşamak istiyorum, Çernobilden sonra ölmek değil. Anlamak istiyorum.'