2015 genel seçimlerinin yaklaşmasıyla HDP'de nefesler tutuldu. Bugün YSK'ya aday listesini teslim edecek olan HDP barajı aşabilecek mi?
Abone olİNTERNETHABER.COM- 2015 genel seçimlerinin yaklaşmasıyla, Ankara kulislerinde en çok konuşulan konulardan biri 'HDP'nin barajı geçip geçemeyeceği' oldu. 7 Haziran'da yapılacak genel seçimler için aday listesini, diğer partiler gibi, bugün Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) teslim edecek olan HDP'de son durum ne?
HDP VE SEÇİM BARAJI TARTIŞMALARI
Yeni Şafak gazetesinin 'Ankara kulisleri'yle bilinen köşe yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında HDP'nin barajı geçip geçemeyeceğinin kritiğini yaptı. Selvi, ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass ve Adana Başkonsolosu Espinoza'nın 8-10 Mart tarihleri arasında Diyarbakır'da yaptığı görüşmeyi, 7 Haziran seçimlerini ve çözüm sürecini de yakından ilgilendirmesi açısından mercek altına aldı. O görüşmede verilen mesajlar üzerinden değerlendirme yapan Selvi, (Görüşmeye katılanlar isimlerinin yazılmamasını istediği için isimleri belirtmediğini ifade ederek) görüşmenin 'Çözüm süreci
ve HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı' olmak üzere iki nokta üzerine odaklandığını ifade etti.
3 ÖNEMLİ MESAJ
Büyükelçinin görüşmenin sonuna doğru, üç önemli mesaj verdiğini belirten Selvi, görüşmenin sonuçlarını şöyle özetledi:
1-HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı konusunda bir şey söylemiyor. Ama HDP'lilere dönerek, ” Hiçbir parti korku ve şantaj üzerinden insanlardan oy alınmaz. Bu uzun vadeli bir politika olmaz. Oy almak için insanlara umut verin” diyor.
2-Çözüm süreci devam etmeli. ABD olarak çözüm sürecini güçlü bir şekilde destekliyoruz.
3-Yine HDP'lilere dönmek suretiyle bu mesajını veriyor. “Burada hiçbir şekilde çatışmaya yer yoktur. Türkiye, bölgesinde nadir istikrar adası ülkelerden biri. Türkiye'nin bu özelliği korunmalı”
İşte Selvi'nin bugünkü 'HDP barajı aşıyor mu?' başlıklı yazısından o analiz:
(...)
ABD Büyükelçisi terör ve şiddet konusunda çok net bir uyarıda bulunuyor:
“Teröre dönerseniz bunu Batı'ya anlatamazsınız. Çünkü Türkiye, İran, Irak ve Suriye değil”
Büyükelçi konuşmasının bir yerinde, ”Evet Türkiye'de sorunlar var. Biz de bunun farkındayız. Tek adamlığa yönelme gibi” diye başlayan cümleler kuruyor ama oraya fazla girmek istemiyor Türkiye'nin rolüne ilişkin daha çok pozitif mesajlar vermeyi tercih ediyor.
Bu seçimlerde iki nokta ön plana çıkıyor.
1-HDP barajı aşacak mı?
2-AK Parti Başkanlık sistemini getirecek bir oy oranına ulaşacak mı?
HDP VE ALEVİ OYLARI
HDP'nin barajı aşması konusunda ilginç bir denge ortaya çıktı. HDP, Kürtlerden alabileceği oyu alıyor. Ama bu aşamada aldığı Kürt oyları HDP'nin barajı aşmasına yetmiyor. HDP'nin barajı aşabilmesi için Alevi oylarına ihtiyacı var. Geçen seçimde muhafazakar oylara yönelen HDP bu kez, rotayı Türk solu ve Alevi oylarına kırdı. Bunda kısmen de sonuç almaya başlamıştı. HDP'deki Alevi oyları bir süredir yükseliş halindeydi. Alevilerin yüzde 2.5'i HDP'yi tercih ederken son dönemlerde bu oran yüzde 15'e kadar yükselmişti. Ta ki geçen haftaya kadar. Neden geçen hafta? Çünkü CHP'de önseçim oldu ve Alevi adayları büyük bir başarı gösterdiler. Alevi oylarının HDP'ye geçişini durdurdu. Bu geçici mi yoksa kalıcı mı olacak, onu izlemekte yarar var. Çünkü Alevi oyları gitmediği sürece HDP barajı aşamıyor. HDP'nin barajı aşabilmesi için Alevi oylarına ihtiyacı var. Onlar da bunun farkındalar. İzmir de bile Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısına güçlü bir Alevi aday çıkarmaya hazırlanıyorlar.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemiyle ilgili tartışmalara ise yine Kürt penceresinden, 2015 yılının başında Diyarbakır'ı ziyaret eden ABD'nin Adana'daki Başkonsolosu John Espinoza'nın görüşmeleri ışığında bakmak istiyorum.
Bölgede entelektüel birikimi ile ön plana çıkan bir kanaat önderi, ”Başkanlık sistemine olumlu bakıyorum. Sistem değişikliğine ihtiyaç var. Biz Kürtler 80 senedir bu sistemden çok çektik” deyince Başkonsolos, ”Bu tek adamlığa gider” diye itiraz ediyor. Konuşmanın devamını notlarımdan kısaltarak aktarmak istiyorum.
-ABD'de de başkanlık sistemi var. Siz de niye tek adamlığa gitmiyor?
-Bizde sivil toplum çok güçlü.200 yıllık demokrasi deneyimimiz var. Bizdeki demokrasi kültürü, tek adamlığa götürmez. Sistemi dengeleyen mekanizmalarımız var.
-Bizde de sistemi dengeleyen mekanizmalar var. Biz de darbelerle kesintiye uğrasa da ısrarla demokrasiyi deniyoruz. Biz Osmanlı'dan çoğulcu bir yapıdan geliyoruz. Osmanlı çoğulcu bir sistemdi. Başkanlık sistemi bize daha uygun, şimdi yaşadığımız parlamenter sistem yapımıza uygun değil.
Bu kez roller değişiyor. Bu kez kanaat önderi AB Başkonsolosuna soruyor.
-Cumhurbaşkanımızla bir sorununuz var mı?
-ABD olarak bizim bir sorumuz yok. Ama o bizi bazı şeylerden sorumlu tutuyor. Bizim paralel yapıyla işbirliği içinde olduğumuzu düşünüyor.
1-Mısır darbesi
2-Filistin-İsrail olayı
3-Paralel yapı da ABD'nin katkısı olduğunu düşünüyor. Bizim paralel yapıya bir dahlimiz yok. Fetullah Gülen orada yaşayan birisi.
"ORTADOĞU'DAKİ YANGIN KOLAY KOLAY GEÇMEZ"
Sohbetin bu bölümünde kanaat önderi, ”Biz Kürtler ve Türkler bunu başaracağız. Çözüm başarıya ulaşacak ve biz Ortadoğu'ya model olacağız” diye sözlerini bitiriyor. Başkonsolos ise manidar bir değerlendirme yapıyor:
“Ortadoğu'daki yangın kolay kolay sönmez. Türkiye'de de etkileri olur. Türkiye'yi yalar geçer”
Bu çok önemli bir söz.
Gezi'den bu yana tüm çabalar Ortadoğu'daki yangını Türkiye'ye taşımak için değil mi?