BIST 9.743
DOLAR 35,18
EURO 36,82
ALTIN 2.978,80
HABER /  SEÇİM

2015 genel seçimlerinde Erdoğan'sız AK Parti düşer mi?

2015 genel seçimleri sonuçları AK Parti için nasıl şekillenecek? Recep Tayyip Erdoğan'sız AK Parti'nin oylarının düşeceğine dair iddialar doğru bir analiz mi? İşte cevabı...

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- 2015 genel seçimlerine 52 gün kala Ankara kulislerinin en çok odaklandığı konulardan biri de AK Parti'nin sembol ismi olan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından partide oy düşüşü yaşanacağına yönelik iddialar oldu... 

AK PARTİ SEÇİMLERDE ERDOĞAN'IN YOKLUĞUNDAN ETKİLENİR Mİ?

Peki gerçekten bu iddiaların doğruluk payı var mı? 2015 genel seçimlerinde AK Parti'nin alacağı sonuçlar, Erdoğan'ın yokluğundan etkilenir mi? Al Jazeera'ya açıklama yapan, Chicago Illinois Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Akarca tarafından geçmiş seçimler ışığında 'partilerdeki lider değişimlerinin oyları etkileyip etkilemediği'ni örneklerle açıkladı. 

ÖZAL VE DEMİREL ÖRNEĞİ

Akarca, ayrıca, seçmen davranışını etkileyen dinamikleri ve seçmenin neye göre hareket ettiğine ilişkin kritik anlizler ve değerlendirmelerde bulundu. Akarca'ya göre, geçmiş seçimlere ve lider değişimlerine bakıldığında, seçmen lider değişiminden etkilenmiyor. Erdoğan'ın AK Parti'den gidişiyle orların düşeceğine yönelik söylemleri doğru bulmayan Akarca, özellikle de Özal ve Demirel örneğine bakılarak verilen örneklerin Erdoğan ile benzeşmediğini,  yanlış bir çıakrım yapıldığını ifade etti.

İşte o açıklamalardan çarpıcı satırlar:



ekran-resmi-2015-04-15-13.48.18.png


SEÇMEN NEYE GÖRE HAREKET EDER?

Seçmen genellikle, bir önceki seçimde oy verdiği partiye oy veriyor. Bunun da bir sebebi var; ideolojik görüşüne uyan ve menfaatlerine uyan bir parti seçiyor. Bu yüzde yüz de 'doğru' diye bir şey yok. Seçemnin bir kısmı, ekonomi iyi durumdayda ödüllendirir ya da iyi bulmuyorsa cezalandırır, bir kısmı iktidarın kararalrından negatif etkilenip kızıp-küsebilir; iktidar maliyeti diyorum ben buna; yani iktidar aşınması... İktidarın avantajları da var; seççimden önce yardım dağıtabilir, yolları yaptırabilir... Onun dışında; stratejik oy dediğimiz bir konu var. Seçmen 'ikinci olarak tercih ettiği parti'sine oy veriyor; yani barajdan dolayı, yerel seçimde kendi partisine oy veriyor, fakat baraj problemi olan yerlerde, kendi partisi yüzde 10'u geçemeyecek durumdaysa, 2. ya da 3. parti olarak gördükleri halde; HDP'ye oy verebilirler yani... O yüzden yerel seçimlerde iktidar partisinin oy oranı daha düşük olur. 

İslamcı partilere yönelik yaptığım araştırmalarda, stratejik oy verme kapsamında daha enteresan bir oy evrme çeşidi buldum; 2007 cumhuriyet mitingleri ve darbe mitingleri-teşebbüsleri; hükümeti dengelemek değil, Hükümetin partisinin taraftarı olmnayanlar da o tarafa kayabiliyor... Bu seçimde özellikle önemli olacak; HDP var zira bu seçimde... Oy vermeye gitmeyenler, taraftarı olmayanlar bile yüzde 10 barajını geçsin diye partinin  (HDP) Meclis'te olmasının faydalı olacağını düşünenler HDP'ye oy verebilir. Seçmenin oy vermekteki en büyük ümidi; bir milletvekilini kendi partisine kaydırabilmek... HDP'nin durumunda 40-50 milletvekilini kaydırma durumu var, yüzde 10'u geçen ilk oy, partiye 40-50 milletvekili kaydırma durumunda olacak... O grupta seçime katılma yönünde daha büyük bir teşvik olacak...

İZLEMEK İÇİN PLAYER'A TIKLAYINIZ



OY KULLANMA EĞİLİMİNİ NE BELİRLİYOR?

Oy kullanma eğiliminde en önemli nokta; kuşaklar, yani Türkiye'de iller arası oy verme- sandığa gitme farklılıkları var... O illerdeki yaş dağılımı çok önemli. 30 yaşın altındaki seçmenlerin yüksek olduğu iller de, 60 yaşın üstündeki seçmenlerin yüzdesinin yüksek olduğu illerde katılım daha fazla. Bu şaşırtıcı aslında; 30-60 yaş arasında olanların çok olduğu illerde katılım daha az. Halbuki 'yaşlılar sağlıklı olmadığı ya da eli ayağı tutmadığı için oy vermeye gidemez' diye, 'gençler de tembel, sandığa gitmez' diye düşünülebilir ama, aslında bu 'kuşak farkını örtbas eder. 1950'den önce doğan 'baby boomer' dediğimiz grup en çok oy veren grup, Avrupa'da bu kuşaktan sonra doğanlar daha az oy veren grup... Fakat Türkiye'de tam tersi, 1980'den sonra olup ilk oyu verme tarihi 2002 olanlar, onlar şimdi oy vermeye başladı. Onlar arasında oy verme oranı arttıkça katılım oranı da arttı. 

İZLEMEK İÇİN PLAYER'A TIKLAYINIZ



PARTİLERDE LİDER DEĞİŞİMİ NE KADAR ETKİLİ?

Liderin değişmesinin hiç bir etkisi yok. Aslında 'Erdoğan' örneğini veriyorlar şimdi; 'O da partisini bıraktı, partisi oy kaybeder mi?' diye... Kaybetmez. Çünkü Özal ve Demirel, Cumhurbaşkanı oldukları için partileri oy kaybetmedi, partileri oy kaybetmekte olduğu için Cumhurbaşkanlığına 'kapaığı attılar'. Şimdi AKP'de böyle bir şey söz konusu değil. Şunu demek istiyorum; Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasaydı, partisinin başında kalsaydı da partisi kazanacaktı yine... Şimdi oraya geçti (Cumhurbaşkanlığına) yine kazanacak. "Partim kaybediyor, bari bir 5 yıl daha Cumhurbaşkanı olayım' kaygısıyla oraya geçmedi. Dolayısıyla Özal ya da Demirel gibi kaygılarla geçmedi. 

İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ



PROF. DR. ALİ AKARCA KİMDİR?


ekran-resmi-2015-04-15-13.48.05.png

Chicago Illinois Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali T. Akarca, 1950 ile 2014 arasında gerçekleşen tüm seçimlerin sonuçlarını analiz etti ve bu verilerle oluşturduğu ekonomik model çerçevesinde seçmen eğilimlerini araştırdı. Seçmen tercihleri, ekonomi-seçmen ilişkisi, göç-siyasi eğilim ilişkisi, seçmenin stratejik oy verme eğilimi, iktidarların yıpranma payı ve yıpranmayı azaltan faktörler, seçmende taraf değiştirme eğilimleri, liderlik faktörü ve yolsuzluk algısının etkisi üzerine geçmiş seçimlere dayanan modellemeler ortaya koydu. Çalışmalarının bazılarında kendisine Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Aysıt Tansel de eşlik etti.