Ekonomik krizin etkilerinin devam ettiği bu günlerde Devlet Bakanı Babacan'dan sert uyarılar geldi.
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2011 yılının reel sektör açısından ihtiyatlı olunması gereken bir yıl olduğunu belirterek, ''Maceraya gerek yok. risk almayın diyoruz'' dedi.
Babacan, katıldığı bir televizyon programında gündeme ve ekonomiye ilişkin soruları yanıtladı.
Ali Babacan, gelişmekte olan ülkeler ve kendisiyle mukayese edilebilir ülkeler içerisinde, aynı gelir grubu içerisindeki ülkelerle karşılaştırıldığında, yoksulluğun en az olduğu ve gelirin en düzgün dağıldığı ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Güven endeksinin de önemine işaret eden Babacan, Türkiye'nin güven endeksinin Avrupa ülkelerinin her biriyle karşılaştırıldığında en yüksek noktada olduğunu ifade etti.
Yoksulluk göstergeleriyle ilgili toparlanmaya da değinen Babacan, ''Bizim günlük 1 doların altında geliri olan nüfusumuz binde 2 idi. Şimdi hiç kalmadı. 2,15 doların altında olan nüfusumuz yüzde 3'dü bu binde 5'e düştü. 4 doların altındaki nüfusumuz yüzde 30 idi. Şimdi yüzde 6,8'e indi'' diye konuştu.
DÜNYA EKONOMİK KRİZİ ATLATAMADI
Gerek ABD gerek Avrupa'da ülkelerin ekonomik krizi tam olarak atlatamadıklarını, ifade eden Babacan, bankaların devletlerin verdikleri garanti ile ayakta durduklarını, ABD'de devletin desteğini çekmesi durumunda yüzlerce bankanın batacağını söyledi.
Türkiye'nin olumsuz senaryolara karşı hazırlıklı olduğunu ve tedbirli davranmayı sürdürdüğünü ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
''Devlet olarak 3. çeyrek sonu itibariyle bizim toplam kamu net dış borç stoğumuz 12 milyar dolara düştü. Bu, milli gelirin yüzde 1,5'ine denk geliyor. Biz 2002'de devraldığımızda kamunun borcunun 3'te 2'si döviz borcuydu.
Bizim geçen yıl bütçe hedefimiz milli gelirimizin yüzde 4,5'i kadar bir açıktı. 2011'de biz bunu yüzde 2,8'e çektik. Şu anda Avrupa Birliğinde bu kadar düşük bütçe açığı olan ülke hemen hemen yok. Biz bunu seçime gittiğimiz bir yılda yaptık. Düşünün seçime giden bir hükümet bırakın açıkları artırmayı, daha çok popülizm yapmayı tam tersine kamu açıklarını azaltarak gidiyor o döneme... Bu aslında sadece siyasi perspektiften baktığınızda bir fedakarlıktır ama ne adına istikrar ve güven adına. Bu günü kurtarma politikası değil, seçimden sonraki yılları da dikkate alan bir politikadır. Aksi halde şu önümüzdeki 5,6 ayı kurtaralım da ondan sonrasını sonra düşünürüz... bu tür bir yaklaşım Türkiye'yi aynen o riskli ülkelerin grubuna düşürür.''
REEL SEKTÖR
Reel sektöre zaman zaman çağrıda bulunduklarını ifade eden Babacan, ''2011 yılı ihtiyatlı olunması gereken bir yıl. Maceraya gerek yok. Risk almayın diyoruz. Bazen bakıyoruz kumara benzer şeyler oluyor. Diyorlar ki (şu artacakmış öyle dediler onun için şöyle bir şey yaptık) Yap ama zar atar gibi. Zarda 1'de çıkar 6'da çıkar her şey çıkar. Kaybettiğiniz zaman da siz bilirsiniz'' dedi.
''Reel sektör bu çağrılara uyuyor mu?'' sorusu üzerine Babacan, özel sektörün moralinin çok yüksek olduğunu, reel sektörün güven endeksinin son 4 yılın en yüksek seviyelerinde olduğunu belirtti. Dolayısıyla reel sektörün yatırım yaptığını, istihdam yarattığını ifade eden Babacan, 2010 yılında iç piyasanın canlandığını, bu yıl da canlanma beklediklerini söyledi.
Ancak bu canlanmanın halkın borçlanarak yaptığı bir canlanma ise orada biraz dikkatli olunması gerektiğini anlatan Babacan, şöyle devam etti:
''Biz bunu bütün banka genel müdürlerine anlattık. Kredilerinizi artırın ama 2011'de ölçülü gidin dedik. Halkımız henüz kazanmadığı parayı harcamaya başlarsa bu ileriye yönelik riskler doğurur dedik. 2011 yılının canlı bir yıl olacağını bekliyoruz ama büyüme hızımız yüzde 4,5 olarak açıkladık. Yüzde 6,5 - 8,5 bir beklenti varken biz 2011 yılında büyüme hızını yüzde 4,5 olarak açıkladık. Bilerek böyle açıkladık. Bir miktar nefes almamız gerekiyor, gücümüzü toplamamız gerekiyor. ''
Son 1 yılda bireysel kredilerin 129 milyar liradan, 169 milyar liraya yükseldiğini anlatan Babacan, ''Bu 40 milyarın üzerine belki 35, 40 milyar lira daha ekleyelim 2011 yılında ama daha fazlası olduğunda cari açık ve enflasyon konularında riskler birikiyor. 2011 yılının ihtiyatlı makul bir büyüme oranını elde edeceğimiz bir yıl olmasını istiyoruz'' diye konuştu.
Babacan, Türkiye'deki kredilerin ölçülü gitmesi gerektiğini kaydetti. Bankacıların bu görüşlere nasıl karşılık verdiğinin sorulması üzerine Babacan, bankacıların ağırlıklı bir kısmının makro ekonomik perspektiften bakıldığında yapılanların ve bu görüşlerin doğru olduğunu söylediklerini anlattı. Babacan, ''Uyarmanız doğru diyorlar. Ama (2011'de bir bütçe koymuştuk şu kadar para kazanacağız diye şimdi o parayı kazanamayacağız daha azını kazanacağız) diyorlar. Bazı veryansın edenler varsa, bunun özü bu'' dedi.
Bankacılık sektörünün düzenleme ve denetleme gerektiren bir sektör olduğunu belirten Babacan, ''Biz öncelikle serbest sermaye hareketine inanan bir hükümetiz. Serbest rekabet sistemine inanan bir hükümetiz. Bunu yaparken istikrar ve güvene öncelik veriyoruz. Biz bütün tepkileri dinleriz ama istikrar ve güven adına adım atmaktan korkmayız. Mesele istikrar ve güvense en sert tedbirleri en ciddi uygulamaları getiririz ama bunu piyasa mekanizmaları içerisinde yaparız'' dedi.