Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet N. Erten küresel piyasalardaki krizi ve iç siyasi gelişmeleri değerlendirdi.
Abone olEurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet N. Erten, sektörün, küresel piyasalarda yaşanan krizle tarihindeki en kuvvetli döneminde karşı karşıya kaldığını belirterek, ''Yavaş yavaş normalleşme trendine giren küresel piyasalardaki sıkıntılar sona erdiğinde, siyasi belirsizliği bir şekilde aşmış ve daha net bir görüntü verebiliyorsak, ülke olarak eskisi kadar hızlı olmasa bile tekrar büyüme trendine gelebileceğimizi düşünüyorum'' dedi.
Erten, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 37 şube ile GSMH'nin yüzde 65'ini üreten illerde kurumsal bankacılık faaliyetinde bulunduklarını belirterek, yıl sonuna kadar 5 yeni şube daha açmayı planladıklarını söyledi.
Diğer ülkelerden farklı olarak şu ana kadar Türkiye'de bireysel bankacılık hizmeti vermediklerini anlatan Erten, gelecek yıldan itibaren bireysel bankacılık işlemlerine başlamayı planladıklarını ifade etti.
Erten, bireysel bankacılığa geçişle birlikte, şube sayısındaki artışın hızlanacağını belirterek, 2010 yılında 50'nin üzerinde şubeye ulaşacaklarını vurguladı.
Bankacılık sektörünün, kontrolünde olmayan dış etkilerden olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Erten, bunların başında ABD'de başlayan ve tüm dünyaya yayılan finansal krizin geldiğini bildirdi.
Erten, Türk bankacılık sektörünün, birçok bankanın kapanmasıyla neticelenen 2001 ekonomik krizinden kuvvetlenerek çıktığına işaret ederek, şöyle konuştu:
''Kalan bankalar zaten krizin etkilerine dayanıklıydılar ve krizin ardından daha da güçlendiler. Başta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) olmak üzere, riske yönelik kontrol otoritesinin ve kanun düzenleyicinin sektör üzerindeki kontrolleri, 2001 ve benzeri krizlerin bir daha oluşmamasına yönelik hazırlıklar yaptı. Sektör, günümüzde küresel piyasalarda yaşanan krizle, tarihindeki en kuvvetli döneminde karşı karşıya kaldı. Sektör olarak, en sağlam ve karlı dönemi yaşıyoruz. Tabii Türk bankacılık sektörünün bu küresel sıkıntıdan pay almaması söz konusu olamaz. Sektörde kaynak ve borçlanma maliyetleri biraz artacak, karlılıklar da bir miktar düşecek, büyüme biraz yavaşlayacaktır. Bu da kaçınılmaz bir şey. Buna karşı yapacak bir şeyimiz yok.''
SİYASİ BELİRSİZLİK
Özellikle son 4-5 yıldır süregelen siyasi istikrarın varlığının, ekonomik tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştırdığını ifade eden Erten, bunun sonucu olarak büyümeye ayak uyduran bankacılık sektörünün, yabancıların ilgisini çektiğini anlattı.
Erten, bu yılın siyasi belirsizlikler nedeniyle biraz zor geçeceği tahminini dile getirerek, şunları söyledi:
''Fakat siyasi istikrarsızlığın, sektör üzerinde olumsuz denecek kadar kuvvetli bir etkisi olacağını beklemiyoruz. Çünkü sektör, 2001 krizinden sonra hem sermaye yapısı olarak hem sermayedar yapısı olarak çok kuvvetlendi. Büyük küresel bankalar Türkiye'de ortaklıklar kurdular ve doğrudan yatırımlar yaptılar. 2008 zorlukları, sektörün bugünkü yapısıyla kaldırılamayacak bir durum değil. Yavaş yavaş normalleşme trendine giren küresel piyasalardaki sıkıntılar sona erdiğinde, siyasi belirsizliği bir şekilde aşmış ve daha net bir görüntü verebiliyorsak, ülke olarak eskisi kadar hızlı olmasa bile tekrar büyüme trendine gelebileceğimizi düşünüyorum.''
Enflasyonda tekrar çift haneli rakamların görülmesine de değinen Erten, ''Enflasyonu, tek hanelere ve küçük tek hanelere düşme planları biraz uzadı. Bu yılı, çift haneli enflasyon ile geçireceğiz gibi gözüküyor. Enflasyonun, 2009 ve sonrasında tek haneye inmesini bekliyoruz'' dedi.