İngiliz pazar gazetelerinde İran'la nükleer gerginlik, Türkiye ile Çin'in Tahran'a yardım ettiği iddiaları, Yunanistan krizi, dünyanın ilk sentetik eti.
Abone olİngiltere basını, Batılı ülkelerin İran'a yönelik yaptırımları ardından Tahran'ın izlediği tutuma ilişkin haber ve yorumlara geniş yer ayırıyor.
Tahran yönetimi, Avrupa Birliği'nin İran'a yönelik yaptırımlar listesine petrolü de eklemesine misilleme olarak İngiltere ve Fransa'ya ham petrol ihracatının durdurulduğunu duyurmuştu. Financial Times'a göre İran, yıllık petrol ihracatının yaklaşık dörtte birine alıcı bulmakta zorlanıyor.
Times gazetesi de Birleşmiş Milletler'e bağlı nükleer uzmanlarının bugün denetimlerine başlamalarının beklendiğine dikkat çekiyor. Times, Tahran'ın denetçileri engellemesinin, "her tür seçeneğin masada olduğunu ısrarla vurgulayan İsrail'den silahlı bir saldırıyı tetikleyebileceği" uyarısında bulunuyor. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'ın İsrail'e sukunet çağrısında bulunduğunu yazan Times, Amerikan yönetiminin de benzer çağrılarda bulunduğunu hatırlatıyor. Times'a göre "Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu denetçileri, son aylardaki ikinci ziyaretlerini gerçekleştiriyor ve bu ziyaret, İran'ın nükleer emellerine ilişkin anlaşmazlığın yatıştırılmasında dönüm noktası olabilir."
Guardian gazetesi de Amerikan yönetiminin İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırmaktan vazgeçirmeye yönelik çabalarını yoğunlaştırdığına dikkat çekiyor. Gazete, Amerikan Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'in ''İsrail'in, şu zamanda İran'a saldırmanın istikrarı bozacağı yolunda uyardığını yazıyor.
Guardian, İran ile BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya arasında sıradaki müzakere turunun, İstanbul'da yapılacağına dikkat çekerken ekliyor: Burada herhangi bir atılımın başarısız olması halinde ise Batı siyaseti çıkmaza düşer. İran ile 5 artı 1 ülkeleri en son geçen yıl Ocak ayında İstanbul'da müzakerelerde bulunmuş, ancak görüşmelerde gözle görülür bir ilerleme olmamıştı.
Times gazetesinde yazan ekonomi editörü Ian King, Tahran'dan fazla petrol satın almadıklarından İran'ın İngiltere ve Fransa'ya petrol ihracatını durdurmasının sadece sembolik bir önem taşıdığını yazıyor. Ancak bunun petrol fiyatlarının yükselmeye başlayacağı algısını güçlendireceğine işaret ediyor. Ian King'e göre asıl sorun Yunanistan. Petrolünün yüzde 35'ini İran'dan alan Atina, Tahran'a bu açıdan bağımlı durumda. Bununla beraber Avrupa Komisyonu, İran'ın ham petrol satışını tümden durdurması halinde dahi Avrupa'da bir sıkıntı yaşanmayacağını vurguladı.
Çin ve Türkiye'nin rolü
Daily Telegraph gazetesi ise İran'ın nükleer programı nedeniyle uygulanan kapsamlı yaptırımların etkilerinden kaçınabilmesinde Çin ve Türkiye'nin yardımcı olduğunu yazıyor.
Con Couglin imzalı haberde İran Merkez Bankası'nın, İran ekonomisi için hayati önem taşıyan malları satın almakta Çin ve Türkiye'de bir dizi mali kurumu kullandığı belirtiliyor.
Batılı güvenlik kaynaklarına dayandırılan haberde, İran'ın petrol ticaretinde en büyük paya sahip ülke olan Çin, Tahran'ın yaptırımları atlatmasında büyük bir rol oynuyor. Haberde
Çinli bankaların, petrol alımları nedeniyle İran'a yapılması gereken ödemelerin, İranlılar adına mal satın almakta kullanıldığını, bu malların daha sonra İran'a nakledildiği belirtiliyor.
Habere göre "Müfettişler Türk şirketlerin Avrupa'daki kimi mali kurumları İran adına satın almaya çalıştıklarına dair kanıt bulduklarını iddia etti. İranlılar bu kurumları zor durumdaki ekonomilerini düzeltmeleri için ihtiyaç duydukları malları satın almak için kullanmak istiyor."
Çin Cumhurbaşkanı yardımcı Şi Jinping üç gün boyunca Türkiye'de temaslarda bulunacak. Ji'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'la yapacağı görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konuların da ele alınacağı açıklandı.
'Yunanistan'daki krizin sorumlusu Fransa ve Almanya'
Yunanlılar, Brüksel'in ikinci kurtarma paketini bugün onaylamasını beklerken bir çokları Yunanistan'ı iflasın eşiğine getiren müsrifce harcamalardan Fransa ve Almanya'yı sorumlu tutuyor.
Independent gazetesinin deneyimli yazarı Patrick Cockburn'ün aktardığına göre Almanya ve Fransa, sıkça eleştirilen bu durumu hem teşvik etmekle hem de bu durumdan yarar sağlamakla suçlanıyor.
"Yunanlıların pek çoğu troykanın ısrarla talep ettiği reformları eleştiriyor ama pek çoğu Fransa ve Almanya'nın Yunanistan'ın aşırı harcamaları nedeniyle yüklendiği sorumluluğu paylaşmasını istiyor.
11 milyon nüfusu olan Yunanistan, son on yılın büyük bölümünde dünyada silah ithalatçısı ilk beş ülke içindeydi. Denizaltılar, tank ve savaş uçakları dahil pahalı silahların pek çoğu Almanya, Fransa ve ABD'de üretilmişti. Yeni kurtarma paketine göre Yunanistan, savunma harcamalarında 400 milyon euro kesintiye gitme sözü veriyor.
Financial Times gazetesi Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad'a bağlı güçlerin, başkent Şam'da muhaliflere yönelik baskıyı artırdıklarını yazıyor. Habere göre Şam'a büyük miktarda asker konuşlandırıldı. Suriye konusunda uluslararası ayrılıklar da sertleşiyor. Independent'a yazan Kim Sengupta ise Suriye'de mezhep çatışmasının yabancı savaşçıların ve silahların ülkeye akmasıyla uluslararası bir hal aldığını yazıyor. Yıllar boyunca Suriyeli isyancıların ve silahların Irak'a sızdığını yazan Sengupta, şimdi trafiğin ters yöne aktığını belirtiyor. Sengupta, Suriye'ye giden Iraklı savaşçıların, bunu ortak bir mirası paylaştıkları kişilerle dayanışma olarak gördüklerini vurguluyor.
Geleceğin gıdası laboratuvarda üretilmiş hamburger mi?
Hollandalı bilimadamları dünyanın ilk sentetik etiyle üretilmiş hamburgerinin Ekim ayına dek hazır olacağını söylüyor.
Independent gazetesinin haberine gore kimliği açıklanmayan bir kişinin bağışıyla üretilen ve 250 bin euroya mal olan sentetik etin, büyükbaş hayvanlardaki kök hücreler kullanılarak elde edildiği açıklandı.
Hollanda'daki Maastricht Üniversitesi'nden Doktor Mark Post, projenin ardındaki ismin, Ekim ayında dünyaca ünlü şef Heston Blumenthal tarafından pişirilecek eti ilk hangi ünlünün tadacağına henüz karar vermediğini anlattı.
Dünyada ete olan talebin 2050 yılında ikiye katlanması bekleniyor. Uzmanlar, sentetik et sayesinde et ticaretinin çevreye verdiği zararın en aza indirgeneceği yolunda umutlarını dile getirdi. Bilimadamları laboratuvarda üretilecek etlerin çok daha sağlıklı olabileceğini, bakteri riskinin azalacağını savunuyor. Ama kimi çevreler -Frankeştayn tarzı- diye tanımlayan sentetik eti, doğal olmayan bir gıda olduğu gerekçesiyle eleştiriyor.