BIST 10.024
DOLAR 35,23
EURO 36,75
ALTIN 2.975,98
HABER /  GÜNCEL

20 Ocak 2012 Basın Özeti

Economist'in Dink davası yorumu: Türkiye'de adalet: Bazılarına yok, ABD'deki başkan adaylığı yarışı, Yunanistan'dan İran'a ambargo engeli, Dijital devrime yenilen Kodak ve istihbaratçının koltuktan eden gafı

Abone ol

Economist dergisi son sayısında beş yıl önce öldürülen gazeteci Hrant Dink'in cinayet davasından çıkan kararları yorumlayan bir yazıya yer veriyor.

"Türkiye'de Adalet-Bazıları için yok" başlıklı makale, "Hiçbir zaman gerçek bir adalet beklemediler. Ama Hrant Dink'in tartışmalı davasından karar çıktığında Dink'in ailesi ve avukatları hala şokta" satırlarıyla başlıyor.

'Ermeniler meşru hedef mesajı'

Davadan çıkan kararları özetleyen dergi, Dink ailesinin avukatı ve yakın dostu Fethiye Çetin'in, "Baştan sona komediydi. Ama en büyük şakalarını sona sakladılar" şeklindeki sözlerini aktarıyor. Dergi şöyle devam ediyor;

"1915'te 1,5 milyon Ermeni'nin Osmanlı Türkleri tarafından katledilmesi etrafındaki mitleri yıkan Dink, olan bitene soykırım dediğinde yetkililerle ters düştü. Türklüğe hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davalarla tokatlandı. Bir başka suçu da, Atatürk'ün manevi kızı ve Türkiye'nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen'in Ermeni kökenlerini ortaya çıkartmaktı. Dink, yetkililerin yaptığı çizgiyi aşmama uyarısından sonra, trajik sonunu tahmin eden bir kaç yazı da kaleme aldı."

Economist, davanın Adalet ve Kalkınma Partisi için hukukun üstünlüğüne bağlılık sınavı olarak görüldüğünü söylüyor. "Türkiye'de yaşayan 60 bin Ermeni için de geçmişin acısını dindirebilirdi" diyen dergi, Ermeni bir işadamının, "Bu karar Ermenilerin meşru bir hedef olduğunu söyleyen açık bir mesaj gönderiyor" şeklindeki sözlerine de yer veriyor.

Dergi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kararın kamu vicdanını rahatsız ettiği ve yargı sürecinde sona gelinmediği yönündeki açıklamalarını da hatırlatıyor ve yazı şöyle devam ediyor;

'Devlet insan haklarının önünde'

"Müttefikleri bile, Türkiye'nin yargı sisteminden kaygılı. Avrupa Konseyi'nin İnsan Hakları'ndan Sorumlu Komisyon Üyesi Thomas Hammarberg Dink davasını örnek göstererek Türk savcı ve hâkimleri, devletin korunmasını, insan haklarının korunmasından önde tutmakla suçladı. 10 yılı bulabilen yargılama öncesi tutukluluk sürelerini eleştirdi. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da, geçtiğimiz günlerde, yargılama öncesi gözaltında tutulan generallerin arasına katıldı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ı övmek gibi terör suçu diye tanımlanan suçlara öngörülen cezaları azaltan ve şüphelileri gözaltına almak için gerekli kanıt çıtasını yükselten reformlar açıkladı. Bunlar az olsa da, memnuniyet verici adımlardı. Ama halen parmaklıkların ardında olan çok sayıda gazeteci, yüzlerce öğrenci ve binlerce Kürt siyasetçi ve eylemci için çok geç."

Financial Times'ın Amerika Birleşik Devletleri'nde Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olabilmek için verilen yarışla ilgili haberine geçiyoruz.

Gingrich'in sıkıntısı

Gazete, yarıştan çekildiğini ilan eden eski Teksas Valisi Rick Perry'nin, Newt Gingrich'e destek verdiğini açıklamasıyla, yarın Güney Karolayna'da yapılacak önseçimden önce parti içi bölünmenin daha da derinleştiğini belirtiyor. Ancak gazete, Gingrich'in Perry'den aldığı desteğe karşın, eski eşlerinden birinin açıklamalarıyla zor durumda kaldığını belirtiyor.

Gingrich'in eski eşinin ABC televizyonuna yaptığı açıklamada, Gingrich'in 'açık evlilik' önerisini reddettiği için ayrıldıklarını söylediği kaydediliyor.

Haberde, Güney Karolayna'daki oylama öncesi eyalette yapılan kamuoyu yoklamalarında Mitt Romney'nin önde gözüktüğü, ancak geçen Pazartesi günü televizyonda canlı yapılan tartışma ve Romney'nin iş dünyasındaki geçmişi ve vergi sorunları nedeniyle Gingrich'le aradaki farkın kapandığı belirtiliyor.

'Yunanistan süre istedi'

Guardian'ın dünya haberleri sayfalarında, Avrupa Birliği'nin İran'a petrol ambargosu uygulama girişimine Yunanistan'ın karşı çıktığı söyleniyor. Brüksel'de daimi temsilcilerin yaptığı toplantıda Yunanistan'ın, Danimarka'nın ambargonun 1 Temmuz itibariyle başlaması teklifini reddettiği kaydediliyor.

Yunanistan'ın öncelikle İran'la mevcut petrol alım kontratlarını tamamlamak ve alternatif kaynaklar bulmak için süre istediği vurgulanıyor. Haberde daimi temsilcilerin, üye ülkelerin dışişleri bakanlarının pazartesi günü yapacağı toplantıdan önce bir anlaşmaya varmaya çalışacağı söyleniyor.

Kodak'ın düşüşü

Bugün tüm İngiliz gazetelerinde yer bulan haber, 132 yıllık geçmişe sahip olan fotoğraf devi Kodak'ın dijital dünyaya ayak uydurmakta zorlanıp, iflas koruma başvurusu yapması. Hatta Times konuya başyazılarından birini ayırmış. Dikkat çeken satırlar şöyle;

"Olan biteni asıl açıklayan şey, Kodak'ın dijital devrime adapte olamaması. Kodak geleceği görmemiş de değildi. Geleceğin ne getireceğni, 1975'te dünyanın ilk dijital fotoğraf makinesini icat eden Kodak kadar açıkça gören olmamıştı. Hiç kimsenin de kaybedecek daha çok şeyi yoktu. Ama tüm çabalara karşın, klasik fotoğraf filminin düşüşünü dengeleyecek bir iş modeli yaratılamadı. Dijital fotoğraf makinesi işinde başarılı oldular ama fotoğraf makineli telefonlarla rekabet edemediler. Hızla değişen dünyaya fırsatları yakalalamak için cesur kararlar almak yeterince zor. Geçmişteki başarıların yükünü taşıyanlar için bu iki katı daha zor. Bu durum sadece şirketler için değil, ülkeler için de geçerli"

Koltuktan eden gaf

Independent'ta, Norveç Dış İstihbarat Servisi Başkanı Janne Kristiansen'in yaptığı gaf nedeniyle nasıl istifa etmek zorunda kaldığını anlatıyor.

Habere göre, Kristiansen Norveç'in Afganistan'daki 400 askerlik gücüyle ilgili bir parlamento komisyonu oturumuna katıldı.

Halka açık oturum sırasında Kristiansen'e, Pakistan istihbaratıyla ilişki kurmanın stratejik önemi soruldu. Kristiansen ise, bu soruya "Zaten askeri istihbarat ajanlarımız Pakistan'da faaliyet gösteriyor.

Bu ajanlar aracılığıyla işbirliği yapıyoruz" yanıtını verdi. Kristiansen Pakistan'da Norveçli ajanlar bulunduğunu deşifre ettiği oturumun hemen ardından Adalet Bakanı Grete Faremo'ya istifasını sundu.

Haberde ayrıca, Kristiansen'in daha önce de, aşırı sağcı Andres Breivik'in düzenlediği saldırının önlenememesi nedeniyle eleştiri aldığı hatırlatılıyor.