BIST 9.949
DOLAR 35,17
EURO 36,66
ALTIN 2.979,20
HABER /  GÜNCEL

20 Mart 2012 Basın Özeti

Fransa'da keder ve terör, Seçim kampanyasında ırkçılık tartışmasının etkisi oldu mu? Beşar Esad nasıl bir rol üstlendi? 'Einstein bile bir barış planı düşünemedi.'

Abone ol

"Fransa'yı keder ve terör sardı".

Independent gazetesi, Toulouse'da bir Yahudi okulunda bir öğretmenle üç çocuğu öldüren saldırganın peşine düşüldüğünü aktarırken, bunu "Fransa tarihinin en büyük insan avı" olarak adlandırıyor. Gazete saldırganı başka bir eyleme girişmeden yakalamak için tüm dedektif ve iç istihbarat ajanlarının seferber edildiğini yazıyor.

Bir hafta içinde üç saldırı düzenlenmesi karşısında Fransa'nın dehşete sürüklendiğini yazan gazete, bu üç saldırının da ırkçı bir eğilimle düzenlendiği yolundaki görüşe yer veriyor.

Independent, "saldırılar Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin geçtiğimiz günlerde seçim kampanyası sırasında ulusal kimlik ve göç konularında yaptığı açıklamaların sonrasına rastlıyor" diyor.

Sarkozy, ay başında yaptığı açıklamada ülkede çok fazla yabancı bulunduğunu ve bu kişilerin topluma entegrasyonu için uygulanan sistemin her geçen gün daha kötü işlediğini söylemişti. Sarkozy'nin bu sözleri, kampanya sürecinde kimlik tartışmasını artırmıştı.

Times yazarlarından Charles Bremner Toulouse'daki saldırının ırk ve din boyutu olsa da tüm Fransız toplumunu hedef aldığı görüşünde.

Bremner, iki hafta önce Fransa'da cumhurbaşkanlığı yarışının ana gündem konusu ne euro kriziydi ne de ekonomi. ama Müslüman ve Yahudilerin helal ve koşer et kesme geleneğiydi." diyor.

Seçimler ve ırkçılık

Konuyu ilkin cumhurbaşkanlığı yarışında üçüncü sırada seyreden Ulusal Cephe adayı Marine Le Pen'in gündeme getirdiğini hatırlatan yazar şöyle devam ediyor:

"Le Pen, Paris'te yaşayanların büyük bölümünün ne olduğunu bilmeden helal ve koşer et satın aldıklarını söyledi. Sarkozy de et paketlerinin üzerine ne şekilde kesildiklerini anlatan bir not iliştirilmesini gündeme getirdi. Bir kaç gün sonra konu kapandı dedi ama verilecek zarar verilmişti zaten."

Charles Bremner, saldırıyla Fransa seçimleri arasında doğrudan bir bağ kurulmadığını söylese de seçime ırkçı meselelerin karıştırılmasının rahatsızlık yarattığını savunuyor. Bremner ayrıca saldırının, Norveçli saldırgan Breivik'in eylemini akıllara getirdiğini, bunun çok etnik yapılı modern devleti hedef aldığını belirtiyor.

Times yazarı Fransız polisinin de neo Nazi tarzı, tek başına hareket eden bir saldırgan profili oluşturduğunu aktarıyor: Bununla beraber olay, 2002'deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bir ay önce Nanterre'de sekiz belediye meclisi üyesini öldürüp intihar eden beyaz saldırganı akıllara getirdi.

Beşar Esad'ın üstlendiği rol

Guardian'ın Orta Doğu editörü Ian Black imzalı bir habere göre Suriye ordusundan ayrılanların sızdırdığı ve resmi olduğu düşünülen kimi belgeler, Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın güvenlik önlemlerini şahsen imzaladığını gösteriyor. Belgeler, hükümetin kriz yönetim merkezi oluşturduğunu, başkent Şam'a yayılan rejim karşıtı protestolara karşı güvenlik baskısına öncelik verildiğini

ortaya koyuyor. Belgeler, Suriyeli bir muhalif tarafından El Cezire televizyonuna gösterildi.

"İngiltere'de görünürde çifte dipli resesyon yok ama büyüme hızı hala düşük." Financial Times ve Independent gazetelerinin aktardığına göre, "yarın açıklanacak resmi tahminlerde resesyonun uzaması olasılığı atlatılmış görünüyor" Bütçe Sorumluluğu Dairesi OBR'nin 2012 için büyüme tahminlerini yüzde 0,8 olarak açıklaması bekleniyor.

BBC Genel Müdürü değişiyor

Guardian gazetesi, BBC Genel Müdürü Mark Thompson'ın bu yaz düzenlenecek Olimpiyatlar sonrasında görevinden ayrılma kararını ilan etmesini ilk sayfadan duyuruyor.

Gazete, Thompson'ın ayrılmasının, BBC'de ilk kez bir kadının genel müdürlüğe getirilmesinin önünü açabileceği yorumunu yapıyor.

BBC'nin en üst düzey görevi için yarış başladı diyen Guardian'a göre Thompson da görevinden ayrıldığında, iş tekliflerinden eksik kalmayacak ama bu tekliflerin, halihazırda BBC'den aldığı yılda 671 bin sterlinlik maaş paketine ulaşması olası görünmüyor.

"Einstein bile bir barış planı düşünemedi."

Yahudi asıllı Alman fizikçi Albert Einstein'in mektup arşivleri Araplarla Yahudilerin nasıl beraber yaşayacakları konusunda çözemediği soruna ilişkin düşüncelerini ortaya koyuyor.

Independent, Einstein'in İsrail'in kurulduğu 1948'de bir yıl önce dahi böyle bir devlete ilişkin şüphelerini dile getirdiğini, ama kurulduktan sonra desteklediğini yazıyor. Ancak gazete ünlü fizikçinin, gelecekteki politikaları üzerinde uzlaşamama gibi bir seçeneği olmadığından, ülkenin ilk cumhurbaşkanı olması yolundaki öneriyi de reddettiğini belirtiyor.

Falastin dergisi gazetesinin editörü Azmi el Naşaşibi'yle 1929 ve 1930 tarihli yazışmalarında ise politikacıların yer almadığı bir barış anlaşması sürecinden bahsediyor, geleceğin samimi bir uluslar birliğine dayanması gerektiğini savunuyor. Einstein, gelecekteki Filistin için hayalini "sadece, ait olduğu iki halk arasında barışçı işbirliğinin sahnesi" diye anlatıyor.

Bu konuda yazışmaları içeren mektuplar, 81 bin belgeden oluşan bir arşivin parçası.

Arşivin bir bölümü, yeni dijitalleştirme yöntemleri sayesinde bugünden itibaren internet üzerinden kullanıma açılacak. Arşivin tamamına da önümüzdeki dönemde internet üzerinden erişimin sağlanması umuluyor.

38 milyon kazanan talihli grup

"Kusura bakma patron, bugün otobüsün şoförü ben olmayacağım çünkü 3 milyon sterlin kazandım."

Guardian gazetesi, İngiltere'de topluca piyango oynayan 12 otobüs şoförünün 38 milyon sterlin kazanmasına ilişkin bir habere yer veriyor.

Stagecoach şirketi şimdiye dek talihlilerden sadece birinin resmen istifasını sunduğunu ancak diğerlerinin de işlerine devam etmelerini beklemediklerini bildirdi.

Yaşları 34 ile 64 arasında değişen piyango talihlilerinden kimisi arabasını yenilemeyi düşünürken, kimisi yeni bir dil öğrenmeyi, kimi de Jamaika'ya taşınmayı planladığını söylüyor.

Gazete, grubun şansının üç yıl ortaklaşa piyango oynadıktan sonra döndüğünü ekliyor.