Libya'ya yönelik askeri harekat sonunda rejim değişikliğine yol açar mı?
Abone olİngiltere'de yayınlanan pazar gazetelerinin tamamı Libya'ya yönelik hava saldırısı manşetlerinden duyuruyor okurlarına.
Observer: Libya savaşına Batı da katıldı; müttefik kuvvetler Kaddafi güçlerini vurdu.
Sunday Times: Müttefik uçaklardan Libya tanklarına ateş.
Sunday Telegraph: İngiliz güçler Kaddafi'ye saldırdı.
Independent on Sunday: BM Libya'yı vurdu.
Sunday Times, müttefiklerin çabuk hareket etmesi gerektiği görüşünde.
Kaddafi'nin operasyonun başlamasından önce mümkün olduğunca hızlı bir şekilde Bingazi'ye girerek, ordusunu sivillerin arasına yerleştirmeyi hedeflediğini kaydeden gazete, böylece ''uçuşa yasak bölge'' uygulaması hiçbir işe yaramayacaktı diyor.
Irak'ta yetersiz planlamanın uzun ve kanlı bir savaşa yol açtığını kaydeden gazete, Libya'da da uçuşa yasak bölge uygulamasının hava sahasını temiz tutacağını ama Kaddafi'nin kara güçleriyle şehirlerde operasyonlarına devam edebileceğini yazıyor.
''Bu ise müttefikleri beceriksiz gösterip istenmeyen bir kara savaşına zorlayacak, sonunda da Kaddafi'nin halkı arasında yerle bir olan desteğini yeniden kazanmasına neden olabilecektir'' uyarısında bulunan Times, ''Ya uçuşa yasak bölge uygulaması yetersiz olur, kan dökülür ve Kaddafi işbaşında kalırsa ne olur? BM kararı belirtmiyor, ama rejim değişikliğinden başka bir şey İngiltere ve Fransa'yı tatmin etmeyecektir. Umalım ki, diplomaside elde edilen kazanımı önce askeri zafer, ardından da yeni aydınlık bir Libya hükümeti izlesin'' diyor.
'Rejim değişikliği Libyalıların tercihi olmalı'
Observer gazetesi başyazısında çok taraflı diplomasiyi sürdürmenin güvenlik konseyi kararını uygulamada en az askeri operasyon kadar önemli olacağını kaydederken, askeri harekatın ''şimdilik'' kaydıyla bölgesel onaya sahip olduğunu anımsatıyor. ''Bu görünür şekilde devam etmeli'' görüşünü dile getiren Observer, şöyle devam ediyor:
''Kaddafi, uzun soluklu bir oyun oynamaya hazırlıklı olacak, uluslararası toplumun iradesini aşındırmaya çalışacaktır. O zaman ortaya çıkacak soru da Batı'nın ve Arap müttefiklerinin Kaddafi'ye muhalefetlerinde ne kadar ileriye gidecekleri olacaktır. Başka bir ifadeyle, isyancı gruplara desteklerinde ne kadar ileri gidecekler.''
Observer'a göre, makul seçim güvenlik konseyinin yetkilendirdiği çerçevenin sınırlarında kalmak ötesine geçmemektir. Askeri müdahalenin rolü diktatörün kendi halkına zarar vermesini engellemek, despot iktidarını yeniden kullanmasını engelleyecek kapasitesine darbe vurmak olmalı görüşünde gazete. Observer, ''Ahlaki duyuları insana Kaddafi'nin sonunda devrilmiş olması umudunu veriyor. Ama bu fırsatı değerlendirerek rejimi değiştirme hakkına sahip olan sadece Libyalılardır'' uyarısında bulunuyor.
'Askeri harekatın dolaylı sonucu'
İngiltere'nin eski genelkurmay başkanı Sir Richard Danatt da, Sunday Telegraph'taki yazısında, askeri müdahalenin nihai misyonunu irdeliyor: Kaddafi'yi devirmek.
BM kararının özünde sivillerin korunmasını öngördüğü, ama örtülü görevin Kaddafi'nin devrilmesi ve Libyalıların çoğunluğu için kabul edilebilir bir yönetim kurulması için koşulların yaratılması olduğunu kaydeden Dannat, ''Son 24 saatte yaşananlar açık olarak ifade edilen görevin zor olduğunu, ama örtülü görevin çok daha zor olacağını ortaya koydu'' diyor.
Kaddafi'nin şu anda görevde kalmasının nedeni hala ordunun kendisini destekliyor olması görüşünü dile getiren Dannat, şöyle devam ediyor:
''BM kararındaki özgürlük, 'gereken her önlemin alınması' ifadesinin kapsamının geniş olması. Önce Fransızlar tarafından düzenlenen meşru saldırılar Libya ordusunun muhalefete saldırı için ilerleyen birimlerini hedef aldı. Kaddafi'nin komutanları, havadan ölümcül saldırı sona ermedikçe hareket edemediklerini farkettiklerinde, hızla bağlılıklarını gözden geçireceklerdir. Sadakatleri tuhaf liderlerine mi yoksa ülkelerine, ailelerine, mensup oldukları aşiretleri ve kendilerine mi?''
''Modern savaş uçaklarının Sovyet döneminden kalan savaş araçlarına yaptıklarını gördükten sonra farkındalık büyüyecek, bu da 'örtülü misyonun başarılmasına' yardımcı olabilecektir.''
Müdahalenin sınırları
Independent on Sunday de başyazısında müdahalenin sınırlarını irdeliyor.
Liberal müdahaleciliğin daha önce uygulandığı olaylarda hava harekatının yeterli olmadığını ortaya koyduğunu kaydeden gazete, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton kara gücünü devreye sokma tehdidini öne sürene kadar Miloseviç'in Kosova'da geri adım atmadığını hatırlatıyor:
''Afganistan'da da ABD liderliğindeki koalisyon karada Kuzey İttifakı gibi müttefiklere ihtiyaç duymuştu. Irak'ta ise, Saddam Hüseyin'i havadan ve silah ambargosuyla kuşatma altında tutmak daha iyi olurdu, özellikle de kitle imha silahına sahip olmadığını dikkate alındığında. Bu son olayda da kimse ciddi ciddi NATO'nun kara gücü sevkini önermiyor.''
Irak'ın derslerinin Avrupa dışında Batılı kara askerlerinin kullanılmasının faydadan çok zarar getirdiğini ortaya koyduğunu kaydeden Independent on Sunday, şöyle devam ediyor:
''Uçuşa yasak bölge Libyalıları korumak için yeterli bir önlem görünmeyebilir. Uluslararası toplumun Kaddafi vahşetini azaltabileceğini umalım.''