İngiltere gazetelerinde bu sabah, derin bir siyasi kriz içindeki Mısır’la ilgili analizler dikkat çekerken Guardian, Avrupa’nın ‘yeni kayıp kuşağını’ mercek altına alıyor.
Abone olİngiltere gazetelerinde bu sabah, derin bir siyasi kriz içindeki Mısır’la ilgili analizler dikkat çekerken Guardian, Avrupa’nın ‘yeni kayıp kuşağını’ mercek altına alıyor.
Independent’ın deneyimli Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, Mısır’dan kaleme aldığı yazısında Mısır ordusunun yönetime gelmesi durumda ülkenin birçok zorlukla karşı karşıya kalacağını vurguluyor.
Mısır ordusunun gösterileri desteklediğini hatırlatan Fisk şöyle devam ediyor: “Göstericiler bunun ne anlama geldiğini iyi düşünmeli. Laik Cezayirliler, Cezayir Ordusu’nun 1992 yılında, İslami Selamet Cephesi’nin kazanacak olduğu seçimlerin ikinci turunu ertelemesini desteklediler. Cezayirli generaller, dün Mısırlı askeri liderlerin çokça söylediği gibi, devletin ‘ulusal güvenliğinin’ tehlikede olduğunu belirttiler. Bunun ardından Cezayir’de 250 bin kişinin öldüğü bir iç savaş yaşandı.”
‘Kurulacak olan aptal bir cunta yönetimi ’
Fisk, ülkedeki olası bir askeri yönetimin Hüsnü Mübarek’in devrilmesinden sonra kurulanla aynı, aptal bir cunta yönetimiyle olacağını yazıyor.
“Özgür seçimlerle ilgili eski söylem basitti. Eğer İslamcıların seçimleri kazanmasına izin veriliyorsa ülkeyi yönetip yönetemeyeceklerini görürüz. Bu, Batı destekli diktatörlüklere ve Arap dünyasının askeri kliklerine muhalefet edenlerin her daim dillendirdikleri sloganlarıydı” diyen Fisk, Mursi’nin temel sorununsa tüm Mısır’ın devlet başkanı olamaması olduğunu belirtiyor.
Fisk, Mursi’nin iktidarı sırasında ‘Müslüman Kardeşler stili’ bir anayasa hazırladığını, insan haklarını ihlal eden adımlar attığını ve sandıkta aldığı yüzde 51 oyun onu bütün bir ülkenin devlet başkanı yapamadığını belirtikten sonra 2011 yılındaki devrimin taleplerini hatırlatıyor.
2011’de devrimin taleplerinin ‘ekmek, özgürlük, adalet ve saygı görmek’ olduğunu belirten Fisk, bunların Mursi hükümeti döneminde karşılanmadığını ancak öte yandan ordunun bunları karşılayacak durumda bulunmadığını belirtiyor.
‘İslamcıların yenilgi korkusu’
Times gazetesinde Michael Binyon imzasıyla yayınlanan analizdeyse ülkedeki İslamcıların yenilgi korkusu yaşadıkları belirtiliyor.
Binyon şöyle yazıyor: “Devlet Başkanı ve yandaşları meşru bir şekilde seçildikleri konusunda ısrar ediyor ama dışarıdaki İslamcılar Mısır’ın ilk İslamcı hükümetinin devrilmesinin davalarına zara vermesinden korkuyorlar. Mursi’ye, referanduma ya da seçimlere gitmesini öneriyorlar. Eğer Kahire yönetilemez hale gelirse General Abdel Ataha al-Sisi’nin başında olduğu ordu devreye girecek. Ama tam anlamıyla bir darbe olası görünmüyor. Savunma Bakanı Mursi’yi, muhalefeti ulusal birlik için kurulacak bir hükümete katılmaya davet etmeye zorlayacak.”
Binyon böyle bir senaryoda İslamcıların yenilmiş olduğunu belirttikten sonra soruyor: “Peki bu, Mısır’ı kurtaracak mı?”
‘Mısır’ın kaderi ordunun elinde’
Guardian’ın Mısırla ilgili haberlerineyse gazetenin Orta Doğu editörü Ian Black’in analizi eşlik ediyor.
Black Mısır’da bugünkü krizin adım adım geldiğini yazıyor ve ortaya çıkan son durumun emarelerinin aylar öncesinden ortada olduğunu belirtiyor.
Black şu yorumda bulunuyor: “Müslüman Kardeşler’in ordunun son hareketine öfkesi, etkisizleştirmiş olduklarını düşündükleri askerlerin kendi üzerlerinde üstünlük sağladığı duygusuna sahip olduklarını yansıtıyor.”
Seçimle iktidara gelen Mursi’nin askeri yönetimden sivil yönetime geçiş sürecinde Savunma Bakanı Sisi’yi görece getirdiğini ve orduyla hükümetin bu yeni dönemde ortaklık kurduklarını belirten Black, zamanla bu ortaklığın zedelendiğini aktarıyor.
Black bu ayrışmanın kritik bir hal aldığı dönemi şöyle anlatıyor: “Geçen Kasım ayında Anayasa Referandumu döneminde Sisi; Mursi’yi, bakanları ve farklı politik ve kamuoyuna mal olmuş figürleri sosyal diyaloğa davet etti. Geçmişte de ordu kısıtlı ve taktiksel yollarla müdahalede bulunmuştu. Ama Sisi 23 Haziran’da açık bir şekilde, hükümet ve muhalefet yandaşları arasındaki çatışmaların kontrolden çıkması ve ülkeyi karanlık bir çatışma tüneline sürüklemesi durumunda ordunun devreye gireceği uyarısında bulundu. Tamarod hareketinin devam ettirdiği kitle gösteriliyle o an geldi çattı. Mısır’ın askerleri ülkenin kaderini yeniden kendi avuçları içine aldı.”
‘Avrupa’nın kayıp kuşağı’
Guardian bugün iki tam sayfasınıysa Avrupalı genç işsizlerin durumuna ayırmış.
Gazetenin muhabiri Jon Henley, haber kapsamında farklı Avrupa ülkelerinden genç işsizlerle konuşmuş.
Gençlerin hepsi de büyük umutlarla iyi bir eğitim aldıklarını ancak iyi bir işe ve iyi hayat standartlarına sahip olamadıklarını, her tür işte çalışmaya hazır olarak iş aradıklarını belirtiyor.
Haberde günümüzün 25 yaş altı Avrupalı genç işsizlerinden ‘kayıp kuşak’ olarak bahsediliyor.
Guardian’ın verdiği rakamlarsa göre günümüzde gençler arasında işsizlik oranı Yunanistan’da yüzde 59.2, İspanya’da yüzde 56.4, Portekiz’de yüzde 42.1, İtalya’da yüzde 38.5, Fransa’da yüzde 24.6 düzeyinde.