BIST 9.468
DOLAR 34,42
EURO 36,41
ALTIN 2.839,65
HABER /  GÜNCEL

2 Ocak İngiltere Basın Özeti

İngiltere'de gazeteler bugün Türkiye'deki yolsuzluk soruşturmasına, Bulgar ve Romen göçmenlere serbest dolaşım hakkı tanınmasına ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Colorado eyaletinde esrar kullanımının yasallaşmasına yer veriyor.

Abone ol

İngiltere'de gazeteler bugün Türkiye'deki yolsuzluk soruşturmasına, Bulgar ve Romen göçmenlere AB genelinde serbest dolaşım hakkı tanınmasına ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Colorado eyaletinde esrar kullanımının yasallaşmasına yer veriyor.

Financial Times gazetesi, "Türkiye'deki soruşturma inşaatla siyaset arasında bağ kurdu" başlıklı makalede inşaat firmalarıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasındaki bağın mercek altına alındığını yazıyor.

Daniel Dombey ve Piotr Zalewski'nin kaleme aldığı makale Başbakan Erdoğan'ın "İstanbul'a dünyanın en büyük havalimanlarından birini inşa etme planına" odaklanıp şöyle devam ediyor:

"Başbakan Erdoğan, destekçilerine Pazar günü yaptığı konuşmada 'Bu müteşebbisler, üçüncü havalimanını yapacak onlar, bakın onları da çağırıyorlar. Niye? Üçüncü havalimanını yapamasınlar diye. Ben şimdi bu tür art niyetli olan savcılara sesleniyorum. Sizin vatanseverliğiniz nerede?' dedi.

Erdoğan'ın konuşması, tıpkı yolsuzluk soruşturmasının kendisi gibi on yıllık iktidarı sırasında siyasetle inşaatın ne kadar birbirlerine dolandığını gösteriyor.

17 Aralık'ta yolsuzluk iddialarıyla yapılan ilk dizi tutuklamanın ardından hükümet yüzlerce polisin görev yerlerini değiştirip savcılar ve hakimler üzerindeki kontrolünü arttırmaya girişince soruşturma karman çorman bir hale geldi.

Ama hükümetin engellediği soruşturmanın ikinci etabı, hükümetin gittikçe daha da fazla ilgilendiği inşaat sektörünün ihalelere fesat karıştığı iddialarına odaklanmaya hazırlanıyordu.

İstanbul merkezli danışmanlık şirketi S Informatics'in gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre 2013 yılının ilk 6 ayında Resmi Gazete'de yayınlanan kararların neredeyse %60'ı inşaatla ilgiliydi.

Bilkent Üniversitesi'nde çalışan ekonomist Refet Gürkaynak "Sistem şöyle çalışıyor: İstanbul Belediyesi bir yerde inşaat yapamayacağınızı söylerse Ankara bu kararı iptal edebiliyor. Bu yüzden iş çevreleri merkezi idareye doğrudan gitmeyi daha mantıklı buluyor." diyor.

Gürkaynak, hükümetin derin yapısal reformlar yerine inşaat ruhsatlarının miktarını arttırarak inşaat sektörünü körüklediğini, ve bunun sonucunda son beş yıl içinde inşaat sektöründe istihdamın %51 oranında artıp 1,9 milyonu bulduğunu söylüyor.

Financial Times'la yaptıkları özel görüşmelerde iki ileri gelen işadamı büyük projeler için rüşvet verilmesinin kimi zaman gerekli olduğunu söyledi. Ama hükümet Türkiye'nin Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün hazırladığı Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde son on yılda 177 ülkeden 53'üncü sıraya yükseldiğini söylüyor.

Erdoğan inşaat sektöründe büyük rol oynuyor: Haziran ayında Resmi Gazete'de yayınlanan bir duyuruya göre kamu şirketlerinin arazi transferlerinin hepsinin başbakan tarafından onaylanması gerekiyor.

Türkiye'nin kamu konutu idaresi TOKİ, doğrudan başbakana bağlı ve onun iktidarı sırasında oldukça büyüdü. Açıklama isteklerimize henüz cevap vermeyen TOKİ, portföyünde 7 milyar dolarlık arazi olduğunu söylüyor.

Kurum hakkında dosya hazırlayan muhalefet milletvekili Aykut Erdoğdu "TOKİ adeta bir kara kutu." diyor. Kendisi TOKİ'nin ticari kolu Emlak Konut ile özel müteahhitler arasında varılan hasılat payı anlaşmalarında kendi tabiriyle şeffaflık eksikliğine dikkat çekiyor.

Yolsuzluk soruşturmasının ilk etabında Emlak Konut'un genel müdürü Murat Kurum ve şirketle büyük emlak projeleri üzerinde çalışan Ali Ağaoğlu gözaltına alındıysa da daha sonra serbest bırakıldı.

Telefon görüşmelerinin deşifresi olduğu düşünülen ve basına sızdırılan belgelerde Ağaoğlu'nun Erdoğan hakkında 'büyük patrona' olarak hitap ettiği söyleniyor. Financial Times'ın iletişime geçtiği Ağaoğlu'nun şirketi, kendisinin ona atfedilenler hakkında yorum yapmak istemediğini söyledi.

(…) İhaleyi kazanan şirketin 22 milyar Euro teklif ettiği havalimanı projesine ve kanal projesine finansman sağlanması zor olabilir. Bazı bankacılar ve iş çevreleri kanal projesinin iş gerekçesinin zayıf olduğunu ve finans sektörünün bunun gibi büyük projelere finansman sağlaması için kapasitesinin sınırlı olduğunu söylüyor.

Havalimanı ihalesiyle bağı olan bazı şirketlerin yolsuzluk soruşturmasına dahil olduğu duyumları da belirsizlikleri arttırıyor.

Havalimanı ihalesinde adı geçen, ve hükümetle yakından çalışan Limak, Kolin ve Cengiz gruplarının idarecileri, müfettişlerin iddialarla ilgili kendileriyle iletişime geçmediğini söylüyor.

Söylentilere göre yolsuzluk soruşturması üç şirketin de içinde bulunduğu yüksek hızlı tren projesine odaklanmış. Cengiz grubunun başında bulunan Mehmet Cengiz ihalelere fesat karıştırıldığı iddialarının dayanağı olmadığını söyleyip projenin birçok kısmının piyasa değerlerinin altında yapıldığını belirtti.

Erdoğan ise altyapı projelerinin boyutlarının yolsuzluk iddialarının mantıksız olduğunu kanıtladığını söylüyor. Yakın zamanda yaptığı bir konuşmada kendisi, iktidarları sırasında ülkenin artan gayrisafi yurtiçi hasılasının ve inşa ettikleri yolların ve havalimanlarının altını çizdi.

Erdoğan daha sonra, belki de tartışmaları sonlandıracağını umduğu soruyu sordu: "Kardeşlerim yolsuzlukların içinde olan hükümet bunu yapabilir mi?"

Independent: 'Doğu'dan istila korkuları yersiz çıktı'

Independent gazetesi, İngiltere'deki birçok gazetenin ana odağındaki bir konuyu inceliyor: Bulgar ve Romen vatandaşlara serbest dolaşım hakkının tanınması.

1 Ocak sabahı itibariyle Bulgar ve Romen vatandaşlara Avrupa Birliği vatandaşı olmalarından dolayı serbest dolaşım hakkı tanınmasıyla İngiltere'nin "istila edileceği" korkularının yersiz çıktığını yazıyor Independent.

Gazete, Romanya ve Bulgaristan'dan 1 Ocak günü İngiltere'ye akın olacağı düşünüldüğünden Londra'daki Victoria otobüs terminaline ve Londra Luton havalimanına gazetecilerin gittiğini, ama Romanya'dan gelen ilk uçakta sadece bir kişinin İngiltere'ye yaşamaya geldiğini söylediğini aktarıyor.

Independent ayrıca endişelerin "daha çok Bulgaristan ve Romanya tarafından hissedilebileceğini" çünkü birçok İngiliz'in Romanya'ya taşınmaya başladığını yazıyor.

Gazete, kendilerine konuşan ve Romanya'ya taşınmak için dün uçağa binen bir İngiltere vatandaşının, "Romanyalılar, artan ırkçı söylemlerinden dolayı İngiltere'ye taşınmayı düşünmüyor" dediğini aktarıyor.

Guardian: 'Colorado'da esrar yasal'

Guardian, birçok İngiliz gazetesinin yer ayırdığı bir başka konuya tam sayfa ayırmış: Amerika Birleşik Devletleri'nin Colorado eyaletinde esrar kullanımının yasallaşması.

Guardian için yazan Rory Carroll, makalesinde esrar kullanımının yasallaşmasının alkol yasağının kaldırılması kadar radikal bir adım olabileceğini belirtiyor.

1 Ocak sabahı saat 8'den itibaren esrar satan işletmelerin kapılarını açtıklarını, ve gece yarısından itibaren önlerinde kuyruk olan müşterilerin bunu büyük sevinçle karşıladığını yazan Carroll, sokaklarda esrar içen kalabalıkların oluşacağı endişelerinin yersiz çıktığını aktarıyor.

Carroll makalesinde esrar kullanımının kamu alanlarında yasak olduğunu ve eyalet sınırları ötesine taşınamayacağını belirtiyor. Makaleye göre herhangi emniyet müdürlüğü de "esrar almak için sıra oluşturanların düzenli ve saygılı" olduğunu açıklamış.

Carroll makalesinin sonunda şu soruyu soruyor: "Colorado şimdi büyük bir ikilemle karşı karşıya: esrar endüstrisi şimdi, ufak miktarda uyuşturucu bulundurulmasından dolayı hapse atılma oranını ortadan kaldırıp milyonlarca dolar gelir sağlayabildiğini kanıtlayan sorumluluk sahibi bir sektör olduğunu mu gösterecek? Yoksa büyük bir fiyasko olarak tarihe mi geçecek?"

Telegraph: 'İsrailliler Filistinlilerle barış anlaşmasıyla 'toprak takası önermeye hazır''

Telegraph gazetesi, İsrail'de yayınlanan Maariv gazetesinin bir haberine dayanarak, İsrail'in olası bir barış anlaşmasıyla ilgili Amerikalı yetkililerle görüşmelerinde, Filistin'le barış anlaşması imzalanmasının ardından ülkenin toprak takası yapabileceği fikrini gündeme getirdiklerini yazıyor.

Maariv'den alınan habere göre tartışmalı olan bu fikirle İsrail, Batı Şeria'daki yerleşimleri tutup ülkenin Yahudi nüfusunu desteklemeyi umuyor.

Telegraph'ın Maariv'den alıntısıyla yazdığı haber, "Ortaya atılan fikre göre kuzey İsrail'de Üçgen olarak bilinen bir bölge kurulacak yeni bir Filistin devletine ve burada yaşayan 600 bin İsrailli Araba devredilebilir." diyor.