BIST 8.626
DOLAR 34,34
EURO 37,46
ALTIN 3.026,79
HABER /  GÜNCEL

2 Ocak 2012 Basın Özeti

Times gazetesinin 2012 öngörüleri karanlık bir yıla işaret ediyor; ABD'li cumhuriyetçiler Başkan Obama'nın karşısına çıkaracak adayda karar kılamıyor; İngiltere'de gazeteler hükümetin epostalarını yasadışı izleme skandalı.

Abone ol

İngiltere gazeteleri, 2012'nin ikinci gününde, yılın devamına ilişkin öngörülerini aktarmaya devam ediyor.

Times gazetesine göre, 2011 yılına damga vuran ekonomik ve siyasi boyutlu küresel çalkantı , başını ekonomik krizin ve kilit önemdeki seçimlerin çektiği olaylarla 2012 yılında da sürecek.

Örneğin, euro bölgesinde istikrarın yeniden sağlanabilmesi için daha çok zirve yapılması ve zor kararlar alınması gerekecek.

Yunanistan'ın euro geleceği karanlık

Bunun bedeli de ağır olacak. Yunanistan'ın euro bölgesinde devam etmesi zora girebilir. İtalya, eğer teknokrat Monti hükümeti kemer sıkma önlemlerini geçirmeye çalışırsa, büyük protesto gösterileri ve grevlerle sarsılabilir.

Küresel ekonomide de durum daha parlak olmayacak. 2012 Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika için de iyi bir yıl olmayacak.

Mart ayında Rusya Başbakanı Vladimir Putin, Nisan ayında ise Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy devlet başkanlığı yarışına girecekler.

Başkan Obama da, Kasım ayındaki seçim öncesinde ikinci dönem başkanlığını güvence altına almak için hanesine büyük bir başarı kaydetmek için çabalayacak.

2011 yılının Arap Baharı'nın doğurduğu Orta Doğu'da 2012 de sakin geçmeyecek. Suriye'de kanlı bir iç savaşın ayak sesleri duyuluyor. Mısır'da İslamcı hükümet görevi askeri yönetimden devralırken, İsrail ve ABD'nin dikkatleri özellikle bu ülke üzerinde olacak.

Yılın en önemli seçiminde aday kararsızlığı

Times gazetesinin 2012 öngörülerinde değindiği kilit seçimlerden Amerikan başkanlık seçimleriyle ilgili haberler de İngiltere gazetelerinde geniş yer buluyor.

Gazeteler Cumhuriyetçi Parti'nin Başkan Obama karşısında ortak karar kılabildiği güçlü bir adayı henüz çıkaramayışını değerlendiriyor.

Guardian gazetesi konuya başyazılarından birini ayırmış ve yazının başlığında, Cumhuriyetçilerin adayının ortaya çıkmaya başladığına işaret ediliyor.

Yazıdan öne çıkan satırlar şöyle:

"Cumhuriyetçilerin bakış açısından, Amerikan başkanlığı ellerini uzatsalar alabilecekleri bir şey gibi görünüyor. Başkan Obama'ya destek 2008 yılında yüzde 54'lük bir oyla rahatlıkla kazandığı Iowa'da dahi yüzde 40'lara düşmüş durumda. Obama'yı esin kaynağı olarak görüp destekleyenlerin birçoğu, ekonominin seyrindeki sorunlar ve yüksek işsizlik nedeniyle hayal kırıklığına uğradı.

"Sağlık reformu da Obama'yı sağ seçmen nezdinde zorlayan bir etken iken, Cumhuriyetçi Parti adayının isteyebileceği daha elverişli bir durum tasarlamak zor. Ancak parti, bu kolay gördüğü yarışa çıkaracak adayı bulmakta zorlanıyor."

Guardian, başkan aday adaylığı yarışının ilk dönemlerinde önde görülen altı adaydan Michele Bachmann, Rick Perry, Rick Santorum, Ron Paul ve Herman Cain'in kendilerini zorlayan hataları ardından tempolarının düşmesine ve Cain'in yarıştan çekilmesine göndermede bulunduktan sonra elde daha monoton görülen Mitt Romney'nin kaldığını ifade ediyor.

"Böyle düşman varken, dosta ne gerek?"

Gazeteye göre Romney, disiplini ve doğru zamanda doğru mesajları vermesiyle öne çıkıyor ve Tanrıdan, silahlardan, geylerden ya da Ronald Reagan'dan bahsetmemeyi başarıyla sürdürüyor. Ancak bunun yanında insanların hayallerini yönlendirmeyi başaramıyor.

Demokrat Başkan Barack Obama'nın Cumhuriyetçilerin bu durumu karşısındaki pozisyonunu ise Independent gazetesi özetlemiş: Böylesi düşmanları varken, Başkan'ın dosta ihtiyacı var mı?

David Usborne imzalı haberde Cumhuriyetçi aday adaylarının seçim yarışının bir tren gibi başladığı ancak tren kazasına dönüştüğü savunuluyor.

Yarışta olağanüstü olan noktanın, Cumhuriyetçi adayların tüm hatalarına ve komik duruma düşmelerine rağmen hâlâ yarışı sürdürüyor olmaları olduğunu belirten Usborne, adayların tartışmalarını izlemenin eziyet verici olduğu görüşünde.

Mitt Romney, Independent'a göre de, Cumhuriyetçilerin aday adayları arasında en güçlüsü. "Adımlarını dikkatli ve hesaplayarak atan Romney'i siyasi bir mayın tarlasına koyun, o doğru cümleleri kurarak slalom yapmasını başaracaktır." diyor Independent yazarı.

Gazeteye göre tüm adaylar, yaptıkları hatalar güvenilirliklerini yitirdikçe destekçilerini de kaybetmeye başlıyorlar ve kampanaya yürütmek için kaynakları kurumaya başlıyor.

Romney'nin kampanyasını yürütenler de, bir yandan en tehlikeli rakiplerinin hata yapıp kendi kendilerini tasfiye etmesini umarken, öte yandan da kendi adaylarının kameralar önünde sorulan bir soru karşısında diğer adaylar gibi donup kalmasını engellemeye çalışıyorlar, gazeteye göre.

Guardian gazetesi konuyla ilgili olarak Demokratlar cephesinden bir gözleme de yer vermiş:

"Obama'nın Chicago'da kurulan seçim genel merkezindeki Demokratlar, Cumhuriyetçi cenahtaki bölünmüşlüğü mutlulukla izleyip, yarışın aylar boyunca, eyalet eyalet sürmesini istiyor ve bu süre sonunda kendi iç yarışlarıyla tükenen Cumhuriyetçilerin genel seçime odaklanmak için daha az zaman bulmasını umuyorlar."

"Gazeteler İngiltere'de hükümetin epostalarına sızmış"

Independent gazetesi, eski İngiltere başbakanı Gordon Brown'un maliye bakanı olduğu dönemdeki eposta mesajlaşmalarının gazeteler için çalışan bilgisayar korsanları tarafından okunduğu özel haberini manşetinden vermiş.

Gazeteye göre, eposta mesajlaşmalarının yasadışı okunması, geçen yıl telefon dinleme skandalıyla sarsılan İngiltere basını için yeni bir darbe olabilir.

Independent'ın editörlerinden Oliver Wright ise Brown'un epostalarının, hükümetin ikinci adamı olduğu dönemde dahi kırılarak okunabilmesinin İngiltere için ciddi bir güvenlik açığına işaret ettiğine dikkati çekiyor.

"Gazeteler, bu tür epostaları okuyabiliyorsa, düşmanlarımız da okuyabilir" diyen Wright, hükümet kendi epostalarının güvenliğini sağlayamıyorsa, iletişim kurduğu kişi ve kurumları da riske atıyordur, diye yazıyor.

Independent'a göre epostaların yasadışı okunması, Rupert Murdoch'un medya imparatorluğuna bağlı News of the World gazetesinin odağında yer aldığı telefon dinleme skandalından daha yaygın dahi olabilir.