Telabyad'da yaşanan krizin ardından, pek çok Türkmen yerleşiminde çok daha sert bir çatışma yaşanacağı ve ardından 2 milyon civarı Türkmen'in Türkiye'ye göç edeceği iddia edildi.
Abone olİNTERNETHABER.COM- Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, önceki gün Telabyad'da yaşanan krize ve 'IŞİD ile PYD arasında bölüşüm anlaşması olduğuna' dikkat çekmesi üzerine, bölgeye hakim analizleriyle tanınan Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, 'meselenin Telabyad'dan öte olduğunu', yakın zamanda Afrin, Azez, Çobanbey, Müngüç ve Bab bölgelerinde çok daha sert çatışmaya herkesin hazır olması gerektiğini ifade etti.
ANKARA ÇARE ARIYOR
Bu çatışmaların ardından 2 miyon civarında Türkmen Türkiye'ye göç edeceğini öngören Sarıkaya, ortaya çıkan yeni durum ve göç karşısında ne yapacağına ilişkin, Ankara'nın da kendisine yeni bir çözüm pozisyonu aradığını yazdı.
"YENİ ÇATIŞMADAN EN ÇOK YİNE TÜRKMENLER ETKİLENECEK"
Bugüne kadar bölge coğrafyasındaki tüm ağır saldırıları ve kritik operasyonları tahmin edip köşesinde yazdığını hatırlatan Sarıkaya, bu bölgelerin hepsinin ortak noktasının, Türkmen yurdu olmaları açısından çok önemli olduğunu, yeni çatışma alanlarında da yine en çok etkileneceklerin Türkmenler olacağını dile getirdi.
YENİ GÖÇ DALGASI GELİYOR
Sarıkaya'ya göre, Halep’i almak için Şam yönetiminin ağır güç kullanımı; IŞİD’in bölgeye tutunma çabası; Türkiye sınır bölgesinde de PYD/YPG’nin Afrin’i de ekleyip üç kantonu birleştirme mücadelesi, bölgede Türkmenler başta olmak üzere yeni göç dalgasını harekete geçirecek.
"2 MİLYON CİVARINDA MÜLTECİ AKINI"
Sarıkaya, bölgeyi çok iyi bilenlerin ve bölgede görev yapan devlet yetkililerin aktardığı bilgilere yer verdiği yazısında, Türkiye desteğindeki ÖSO’nun sınırın diğer tarafında tampon bölge oluşturup akını durduracak gücü olmadığını, bu göç dalgasının öncekiyle eşdeğerde olacağını, bunun da 2 milyon civarında mülteci akınına yol açacağını ifade etti:
"Beklenen ise yaz sonunda kuzeyde Kürt, güneydoğuda Sünni Arap ve güneybatıda Arap Nusayrilerin yaşadığı üçe bölünmüş Suriye...
Musul ve Kerkük’te de örneği görüldüğü gibi Suriye’deki Türkmenler de bunların arasında eriyip bitecek."
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Çok değil, 1 ay kadar önce yeni bir göç dalgasının Rakka-Deyrizor ve Suluk bölgesinden gelmekte olduğunu yazdım.
Çatışmanın bölgede şiddetinin arttığını, Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan her gün Türkiye nüfusuna kayıtlı 6-7 cenazenin geldiğini de aktardım.
Yakın zamanda Telabyad civarında bir yönetim değişikliğinin gerçekleşme ihtimaline de dikkat çektim.
Büyük sorunun, sınırın öte tarafındaki değişimde değil, bu tarafta yaşayanlarla uyumunda karşımıza çıkacağını da kayda geçirdim.
Hatta, bölgede “IŞİD ile PYD arasında anlaşmalı alan bölüşümü yapılıyor” iddialarını da o günlerde aktardım.
Bütün bunları yazmamın nedeni, önceki akşam Başbakan Davutoğlu’nun, “IŞİD ile PYD arasında bölüşüm anlaşması olduğuna” ilişkin sözleri.
Ancak mesele Telabyad ile bitmiş değil.
Yakın zamanda Afrin, Azez, Çobanbey, Müngüç ve Bab bölgelerinde çok daha sert çatışmaya herkes hazır olmalı.
"ALMAYINCA GİTTİLER"
(...) dün Ankara’da ziyaretime gelen Türkmen komutanlardan Dr. Ömer Dede de bu duruma dikkat çekti.
Telabyad bölgesinde YPG’nin Türkmenlere yerleşim hakkı tanımadığını ileri sürdü. “Oysa IŞİD geldiğinde yakınımızdaki Kürt köylerini ve Kürt dostlarımızı onlara karşı koruyan bizlerdik” dedi.
İlk günler sınıra gelen akrabalarının Türkiye’ye geçiş yapamadıklarını, uzun süre dışarıda beklemek zorunda kaldıklarını da vurgulayan Dr. Dede ekledi:
“Akrabalarım evini terk etmiş şekilde günlerce sınırda bekledi. Giremeyince aşağıdan gelmekte olan diğer Türkmen akrabalarımız, ‘Dede kendi ailesini Türkiye’ye sokamıyorsa biz hiç giremeyiz’ deyip IŞİD bölgesine doğru yönelmek zorunda kaldı.”
Dr. Ömer Dede, Türkmenlerin sorunu konusunda bugüne kadar Ankara’dan tek bir açıklama gelmemiş olmasına da tepki gösterdi.
Görünen o ki, Türk askeri sınırın ötesinde tampon bölge oluşturmakta zorlanıyor, Suriye içinde koalisyon güçleri ve PYD ile karşı karşıya gelmekten kaçınıyor.
TÜRKİYE'NİN ELİNDEKİ RAPORLAR
CNN TÜRK'ün edindiği bilgilere göre, gelişmelerle ilgili Türkiye'nin elinde kapsamlı raporlar var.
Buna göre, bölgede kimin kiminle işbirliği yaptığı birbirine girmiş durumda. "Kimi zaman Esad rejimi ile IŞİD,
kimi zaman ise IŞİd ile PYD birlikte hareket ediyor" tespiti yapılıyor.
Tabloya bakınca Türkiye'nin yüzyüze olduğu bir çok sorun var... Bunlardan ilki, Tel Abyad'ı ele geçiren PYD'nin sınırın hemen Suriye tarafında oluşturduğu ve tamamlamak için mücadeleye devam ettiği Kürt koridoru...
Türkiye'nin en başından beri koalisyon güçlerine "tampon bölge ilan edelim" dediği yere şimdi PYD yerleşiyor.
Üstelik, Türkiye'nin elindeki güvenlik ve istihbarat raporlarına göre PYD, o koridoru Kürt nufüsla doldurmaya çalışıyor.
Türkiye'den Tel Abyad'a dönmeye başlayanların "Kürt" olduğuna dikkat çekiliyor o raporlarda.
Ve yine raporlara göre Cizre kantonu ve Kuzey Irak'tan 10 bin Kürdün Tel Abyad'a taşınması planlanıyor.
Hatta PYD'nin bu amaçla Kürtlere para ve toprak verdiği ileri sürülüyor. Güvenlik raporlarına göre, bu başından beri planlanan oyunun devamı; amaç, PYD'ye koridoru tamamlatmak.
Gözler şimdi ÖSO kontrolündeki Idlib'de. Kent iki ateş arasında kalmış durumda.
Azaz-mare hattında IŞİD tarafından 7 ayrı noktada saldırıya uğruyor. Batıdan, Lazkiye'den ise Esad rejimi saldırıyor.
Raporlara göre Esad, İdlib'i ele geçirmesi için Lazkiye'ye 7 bin savaşçı indirdi.
Bunların 2 bini Hizbullah militanı, 5 bini ise Irak, Yemen, Afganistan gibi ülkelerden gelen savaşçılar...
İdlib düşerse Türkiye'ye gelmesi olası mülteci sayısı 200 bin.
İşte Türkiye bu konularda durum değerlendirmesi yapıyor. Tüm senaryolar da masaya yatırılıyor. Endişeler uluslararası arenada da tüm platformlarda dile getiriliyor.