BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

1930'lu yılların telefon adabı

Cep telefonunun hayatımıza girmesiyle birlikte telefon adabımız da değişti. Oysa bakın 1930'lu yıllarda nasıldı

Abone ol

Telefonda konuşma adabıyla ilgili 1930'lu yıllarda önerilen, başta ''yüksek sesle konuşmama'' gibi kuralları, cep telefonlarının günlük yaşamımıza alabildiğine girdiği günümüzde bir kez daha hatırlamak gerekiyor. Muhittin Dalkılıç'ın 1932 yılında yazdığı ''Yeni Hayat Adamına Yeni Adabı Muaşeret'' adlı kitapta, o dönemde telefonda konuşurken uyulması gereken kurallara yer veriliyor. Kadınlara hangi durumlarda telefon edilmeyeceği de anlatılan kitapta, şu önerilerde bulunuluyor: ''İş ve vazife sahibi kadınlara, işlerinde telefon etmek caiz değildir. Zira, muhatabınızı hemen daima iş arkadaşları ve amirleri karşısında müşkül vaziyette bırakmış olursunuz. Kocalı bir kadına evinde telefon etmeniz hem tehlikeli hem de ayıptır. Eğer münasebetiniz temiz bir samimiyetten ibaretse kadının evvela kocası ile bir dakika görüşmek ve zevcesi ile görüşmek delaletini (iznini) istemek nezaket icabıdır. Bu suretle, zevcine, zevcesiyle gayri meşru bir kur yapmakta olduğunuz şüphesini vermemiş de olursunuz. Eğer hanımefendi ile münasebetiniz aşıkane ise zevci yanında telefon etmenin tehlikelerini herhalde anlamış biri olmanız lazım gelir.'' ''İŞ İÇİN EVE TELEFON ETMEK AYIP'' Kitapta, ''telefonda daima en kısa ve en kestirme şekilde konuşulması gerektiği, telefonda uzun uzadıya hal hatır sormanın ve yüksek sesle konuşmanın kabalık olduğu, hususi ikametgah telefonu müstesna olmak üzere işyerlerine sırf hal ve hatır sormak için telefon etmenin caiz olmadığı'' da belirtiliyor. Kitapta, şöyle deniliyor: ''İşe ait bir mesele için bir zatın evine telefon etmek ayıptır. Zira hemen herkes bugünkü hayatta, evinde işiyle meşgul olmayı sevmez. Bugünkü çok yorucu iş hayatı, insanları hemen kamilen (bütünüyle) işiyle ancak iş saatinde meşgul olmaya, evinde ancak kati bir istirahat ihtiyacına mahkum etmiştir. Esasen, evinde bir zata telefon edilen iş, daima baştan savma bir surette karşılanacak, bu suretle iş sahibi, maddeten de zarar görecektir.'' TÖRENE DAVET Herhangi bir törene davet etmek için telefona başvurulmaması istenilen kitapta, şu uyarılarda bulunuluyor: ''Telefonda izdivaç (evlilik), nikah gibi merasime davet etmek ayıptır. Bu gibi haller için mutlaka davetiye göndermek şarttır. Telefonla davet, kendisinin hususi davetiye gönderilmeye layık görülmediği hissini hasıl edeceği için bir hakaret teşkil eder. Asla, telefonda ölüm haberi vermeyiniz. Ne kadar mahirane (ustaca) hareket ederseniz ediniz, telefonla verilen ölüm haberi, son derece müheyyiç (heyecanlandırıcı) olur. Muhatabınızın hayatını tehlikeye koyar. Çünkü telefon, kara haber vermek için evvela haleti ruhiyenin (ruh halinin) hazırlanması lüzumunu temin etmeye asla müsait değildir.''