Guardian yazarı: Fransa Parlamentosu'nun tarih yargılayacak donanımı ve yetkisi yok, Türkiye'deki yargı reformu paketi, Batılı diplomatlara göre 'İran tribünlere oynuyor' ve son dönemde artan Falkland gerilimi
Abone olGuardian yazarı Timothy Garton Ash, Fransa'da 1915 olaylarının 'soykırım olduğunu inkâr etmeyi' suç sayan yasa tasarısını ifade özgürlüğüne bir saldırı olarak tanımlıyor.
Ash makalesinde, Fransa'da Senato'nun gelecek Pazartesi günü yapılacak oylamada, Ulusal Meclis'ten geçen tasarıyı ifade ve tarihi araştırma özgürlüğü adına reddetmesi gerektiğini söylüyor.
Ash Senato'nun tasarıya, 1789'daki Fransız Devrimi'nden sonra yayımlanan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nin "Düşüncelerin ve inançların serbestçe dışavurumu en değerli insan haklarından bir tanesidir" diyen 11'inci maddesi uyarınca da karşı çıkması gerektiği görüşünde.
'Fransa Parlamentosu'nun donanımı ve yetkisi yok'
"Burada mesele, Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında Ermeniler'in katlinin korkunç olup olmadığı, ya da Türk veya Avrupalılar'ın belleğinde kabullenilip, kabullenilmemesi gerektiği değil. Korkunçtu ve kabullenilmeli de" diyen yazar şöyle devam ediyor.
"Sorun şu, bu korkunç olayların uluslararası hukukta yeri olan "soykırım" ifadesiyle tanımlanmasına karşı çıkmak Fransa'da, ya da başka bir ülkede suç olmalı mı? Meşhur Osmanlı tarihi uzmanı Bernard Lewis, Ermenilerin çektiği acıları daha az göstermeye çalışmadan, tam da bu noktaya karşı çıkmıştı. Peki, Fransa Parlamentosu dünya tarihi ve diğer ülkelerin geçmişte yaptıkları üzerine kararlar veren bir mahkeme gibi davranacak donanıma ve yetkiye sahip mi? Bu iki sorunun da yanıtı hayır"
'Erdoğan da tutuklanacak mı?'
Tasarının, sadece soykırımı inkar etmeyi değil, soykırımı "ölçüsüzce minimize etmeyi" suç saydığını belirten yazar şu örnekle devam ediyor;
"Türklerin ölen Ermeni tahmini 500 bin, Ermenilerin ise 1,5 milyonsa, ne minimize etmek sayılacak? 547 bin mi? Peki Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Fransa'ya yapacağı bir sonraki resmi ziyaretinde böyle bir minimize etme suçundan tutuklanmalı mı?"
'Tasarı seçimle ilgili'
Fransa Parlamentosu'nda bu tür yasa tasarılarının ortaya çıkmasıyla, 500 bin Ermeni kökenli seçmenin büyük rol oynadığı seçimlerin yaklaşması arasında büyük bir ilgi olduğunu söyleyen Timothy Garton Ash, "Aralık 2001'de olanları soykırım olarak tanımlayan yasa, tam da parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce çıkmıştı. Şimdikine benzer bir tasarı da, 2006'da bir sonraki yıl yapılacak seçimlere gidilirken parlamentonun alt kanadından geçmiş, ama Senato'da reddedilmişti. Bu yıl ne olacak? Evet, seçimler" diyor.
Türk hükümetinin tepkisinin beklendiği gibi sert olduğunu söyleyen Ash, Erdoğan'ın da Cezayir'de olanlar nedeniyle Fransa'yı soykırımla suçladığını hatırlatıyor. Ash şöyle devam ediyor;
'Siyasi malzeme oldu'
Böylece, vakur anma törenlerinin ve eldeki kanıtlara ters düşse de, en tutarsız teorileri bile sakince test eden özgür bir tarih tartışmasının konusu olması gereken bir trajedi, siyasi manipülasyon ve siyasetçilerin birbirine sataşma malzemesine dönüştü. Dünün cesetlerinin sayısı, yarının oy sayısı için istismar edildi. İşler, 'Sen beni soykırımla suçlarsan, ben de seni suçlarım', noktasına geldi. Bu arada Nobel ödüllü Orhan Pamuk gibi cesurca Ermenilere yapılanların soykırım olduğunu söyleyen entelektüeller de Türkiye'de soruşturmaya uğradı. Yani, Fransa'da devletin buyurduğu doğru, Türkiye'de devletin buyurduğu yanlış oluyor. "
Yargı reformuna eleştiriler
Financial Times, dün Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açıkladığı yargı reformu paketini haberleştirmiş.
Haberde, Ergin'in reformun yargı sürecini hızlandıracağını, yargılama öncesi gözaltı sürelerini kısaltacağı yönündeki sözleri aktarıldıktan sonra, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu'nun eleştirilerine yer veriyor. Paketin yetersiz olduğunu söyleyen Feyzioğlu, "Davaları makul bir sürede sonuçlandırmanın en etkili yolu, sağlam kanıtlara dayanmayan vakaları soruşturmamaktır" diyor.
Türkiye'de yargının siyasallaştığını savunan Feyzioğlu, mahkeme salonunda sanıkların avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin kaydedilmesi gibi uygulamalarla sanık haklarının kısıtlandığını ve terör gibi bazı suçların tanımının geniş bir şekilde yapılmasının hâkimlere açık bir neden göstermeden, sanığı gözaltında tutma hakkı verdiğini söylüyor.
'İran tribünlere oynuyor'
Financial Times'ın dünya haberleri sayfalarında dikkat çeken bir başka haber de, İran'ın nükleer programıyla ilgili. Haberde kaynak gösterilen Batılı diplomatlar, Tahran'ın programla ilgili yeni görüşmeler yapılacağı iddiasını reddediyor.
İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Salihi, dün Ankara'da yaptığı açıklamada, görüşmelerin yer ve tarih belirleme noktasına geldiğini söylemiş ve ülkesinin bu müzakerelerin İstanbul'da yapılmasını istediğini belirtmişti.
Ancak Financial Times'a konuşan Batılı diplomatlar, İran'ın kapsamlı müzakerelere girme niyeti olmadığında ısrarlı. Söz konusu diplomatlar, Tahran'ın "manşetlere çıkmaya ve görüşme niyeti varmış gibi görünmeye çalıştığını" savunuyor.
Falkland gerilimi
Times'ın manşetinde, İngiltere ve Arjantin arasında son günlerde yükselen Falkland Adaları gerilimi var. Gazete, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın Arjantin'e, adaların hâkimiyetinin tartışma konusu olmadığı uyarısında bulunduktan sonra, adalardaki İngiliz askeri sayısını acilen arttırma planlarına onay verdiğini söylüyor. Gazete, Cameron'ın ayrıca, Arjantin'i sömürgecilikle suçladığını aktarıyor.
Independent ise, konuyla ilgili haberinde Arjantin Dışişleri Bakanı'nın Cameron'a yanıtına yer veriyor. Arjantinli Bakan Florencio Randazzo, "Bu suçlamanın İngiltere'den geliyor oluşu, özellikle rahatsız edici. Tarih, İngilizler'in geçmişte dünyaya karşı tavrının nasıl olduğunu açıkça gösteriyor" diyor.
Haberde ayrıca, Arjantin, Uruguay, Brezilya ve Paraguay'dan oluşan Mercosur ülkelerinin, Arjantin'in Las Malvinas adını verdiği Falkland Adaları'nın bayrağını taşıyan gemilere limanlarına demirlemesini yasaklayacağını duyurduğu hatırlatılıyor.