Wikileaks'ın sızdırdığı belgelerde Türkiye ve Balyoz operasyonu, İngiltere'de rekor fiyat artışları, Chilcot soruşturmasında sırlar ve kamu yararı, Irak, Kraliyet düğünü yaklaşırken Kraliçe tartışmaları.
Abone olGuardian gazetesi, Wikileaks internet sitesinin, Amerikalı diplomatların Dışişleri Bakanlığı'yla iç yazışmalarından sızdırdığı Türkiye'ye ilişkin bir iç yazışmaya yer veriyor.
İç yazışmaya göre Amerikalı diplomatlar geçen yıl Balyoz operasyonu sırasında önde gelen askeri yetkililerin tutuklanmasının, "beklenmedik bir askeri tepkiyi" tetikleyebileceğinden kaygılandı.
Türkiye'de bilindiği adıyla "Balyoz Darbe Planı" kapsamında 200 kadar emekli ve muvazzaf komutan ve subay, geçen Aralık ayında hükümeti devirmeyi planladıkları iddiasıyla yargılanmaya başlamıştı.
Guardian'a göre Türk ordusu bu planları reddetse de Ankara'daki ABD büyükelçiliğinin geçen Şubat ayındaki tutuklamalar sonrasında gönderdiği bir iç yazışma, Türk demokrasisine yönelik bir tehditten duyulan kaygıları ortaya koyuyor.
İç yazışma, dönemin Türkiye'deki ABD büyükelçisi James Jeffrey tarafından "gizli" olarak sınıflandırılmış.
1982 anayasası
İç yazışmada, "Bazı bilgili büyükelçilik yetkilileri, bu son adımı bir tür beklenmedik askeri tepkiyi tetikleyebilecek çok daha ciddi bir provokasyon olarak görüyor. Göreceğiz" deniyor.
Yazışmada ayrıca Ergenekon olaylarına ilişkin "olgular" sıralanmaya çalışılırken, bir aşamada "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" ifadesine yer veriliyor ve şöyle devam ediliyor:
"Ordunun belli ki gerekli gördüğünde siyasi olaylara müdahale planları var ve bunu halkın referandumla onayladığı 1982 anayasasına dayandırabilir. Bu anayasa, orduya demokratik hükümetlerin Atatürk ilkelerine bağlılığını denetlemeye yönelik kilit bir rol veriyor. Bu, ordu ve bürokrasiyle yargıdaki müttefiklerince tanımlanan bir rol."
Guardian'ın aktardığına göre iç yazışma, soruşturmaların - her ne kadar belden aşağı ve doğrudan temasa dayalı spor türünde olsa da - seçim siyasetiyle ilişkili ve Erdoğan'ın önceki seçim başarılarını tekrarlama çabası olduğu görüşünü dile getiriyor.
Polis ve yargı
İç yazışmada, "askerin ters tepki yaratan tehditlerini lehine değerlendirdi" şeklindeki ifadeyle de kamuoyunda e-muhtıra olarak bilinen 27 Nisan bildirisinden sonra Erdoğan'ın tavrının, 22 Temmuz seçimlerinde sandığa lehine yansımasına, bir atıf da var.
Ancak iç yazışma şöyle devam ediyor:
"Bütün bunlar, polisle yargının kaba otoriter tutumuyla daha da şiddetlendi. ABD'de olsa savcı ya da dedektif söz konusu generalleri ziyaret ederdi. Karakola çağrılır, hakları okunurdu. Suçlamalar, tutuklamalar, gözaltılar ancak çok güçlü kanıtlar ve davanın mahkemede kazanılacağı yolunda sağlam bir kanaatin oluşması ardından yapılırdı."
"Burada ise öyle değil. Bilgi sahibi olduğundan şüphelenilen herkes, otomatik silahlı polislerin önünde sürüklendi, medya tarafından küçük düşürüldü."
Wikileaks'ın sızdırdığı iç yazışma, geçmişte bu şekilde "kamuoyu önünde küçük düşürülen" bir çok kişinin er ya da geç serbest bırakıldığını yazarken, Guardian'a göre kaygı verici bir uyarıyla tamamlanıyor:
"Burada her gün yeni bir gün ve hiç kimse tüm bu koreografinin nerede bozulacağından emin olamaz. O halde, dikkat edin."
İngiltere’de rekor fiyat artışları
Financial Times gazetesi manşetten yer verdiği haberde fiyat artışının İngiltere Merkez Bankası'nı zor durumda bırakacağını duyuruyor.
Gazeteye göre yatırımcılar, artan petrol ve gıda fiyatlarının Aralık ayı enflasyonunu beklenenden daha yükseğe taşıması sonrası, İngiltere Merkez Bankası'nın da faiz oranlarını yaz başından itibaren artırmaya başlayacağı tahminlerini yapıyorlar.
İngiltere'de tüketici fiyat endeksi aralık ayında yüzde 3,7'lik artış yaşadı. Ülkede kasım ayında yaşanan artış, yüzde 3,3 olmuştu. Bu sürpriz iktisatçıları enflasyonun yüzde 5'e ulaşabileceği öngörüsüne yöneltti ki bu rakam, Merkez Bankası tahminlerinin tam yüzde 2 üzerinde.
Enflasyon rakamları
Yüzde 5'lik enflasyon artışı tahminleri Times gazetesinin de manşet haberi.
Gazete, Maliye Bakanı George Osborne'un rekor fiyatlardan duyduğu kaygıyı dile getirdiğini ancak Merkez Bankası'nın kararlarını desteklediğini aktarıyor.
Capitol Economics şirketinden Jonathan Loynes, bu rakamların vatandaşların kişisel gelirini korkunç ölçekte sıkıştıracağı yorumunu yaptı.
Chilcot soruşturması ve Blair
Hatırlanacağı üzere İngiltere'nin Irak'ın işgali sırasındaki eski başbakanı Tony Blair, Cuma günü savaşa giden süreçte alınan kararların ele alındığı Chilcot soruşturmasında bir kez daha tanık sandalyesine oturacak. Bu oturum öncesinde İngiltere gazetelerinde bir çok haber ve yoruma rastlanıyor. Independent gazetesinin manşeti Irak: son sır.
Gazetenin haberine göre Irak'ın işgali öncesi, dönemin Amerikan Başkanı George Bush'la Blair arasındaki özel yazışmalar saklı tutulacak.
İngiltere'nin en üst düzey kamu görevlisi, hükümet müsteşarı Sir Gus O'Donnell, Chilcot soruşturma heyetinin hayli önem addettiği iç yazışmalardan "kilit önem taşıyan bölümleri" yayımlama çabalarını veto etti. Soruşturmayı yöneten Sir John Chilcot, Sir Gus'un kararını, "şeffaflığa ciddi bir darbe" diye niteledi.
Örneğin 2002 yılından bir yazışmada Blair'in Amerikan Başkanı'na, Saddam Hüseyin'e karşı askeri eylemi tercih etmeleri halinde İngiltere'nin "tamamıyla yanlarında olduğu" yolunda güvence verdiği söyleniyor.
Karar, soruşturma heyetinin eski başbakanı, İngiltere'yi Amerika önderliğindeki işgale ne zaman dahil etmeye karar verdiği konusunda sorgulama kabiliyetine de ciddi darbe vurabilir. Önde gelen hükümet kaynakları ise dün gece komisyon üyelerinin, bu belgelere atıfta bulunmalarına izin verileceğini ancak belgelerin içeriğini tartışamayacaklarını doğruladı.
Independent baş yazısında da bu konuya değiniyor ve Blair ile Bush'un savaş planlarına ilişkin gizliliğin kaldırılmasında kamu yararı olduğunun altını çiziyor. Şöyle devam ediyor yazı:
Sir Gus, bu yazışmaların şimdi kamuya açıklanması halinde, gelecekteki başbakanların Amerikan başkanlarıyla özgürce konuşmayacaklarını savunuyor. Ancak bu aşırı titizlik gibi duruyor. Chilcot paneli, belgeleri gördü ve açık şekilde bunların ilan edilmelerinin, kamu yararına olduğuna inanıyor.
Kraliyet düğünü yaklaşıyor
İngiltere'de Kraliyet düğünü için geri sayım başladı, 100 gün sonra, 29 Nisan'da Prens William'la halktan müstakbel gelin adayı Kate Middleton dünyaevine girecek. Gazeteler şimdiden doğacak ilk çocuk kız olursa, Kraliçe olabilir mi? sorusuna yanıt arıyor.
Daily Telegraph, hükümetin İngiliz Uluslar Topluluğu Commonwealth'e üye hükümetlerle kadın Kraliyet üyelerine tanınan haklarda değişiklik yapma olasılığını görüşüyor. Mevcut yasa gereği, erkek çocuk, taht sırasında kendisinden önce doğan kız çocukların önüne geçiyor. Bu da Prens William'ın ilk çocuğu kız olsa da, ondan sonra doğacak oğlunun Kral olması anlamına geliyor.
İngiltere'de iktidardaki koalisyon ise bu yasanın ayrımcılığa dayalı olduğu ve değişmesi gerektiği görüşünde.