İngiltere basınında Rsya lideri Putin'in dün yaptığı konuşmada verdiği mesajlara ve siber saldırılar nedeniyle gösterimden çekilen komedi filmi 'Röportaj'ın yarattığı ifade özgürlüğü tartışmasına geniş yer veriliyor.
Abone olİngiltere basınında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dün yaptığı konuşmada verdiği mesajlara ve siber saldırılar nedeniyle gösterimden çekilen komedi filmi 'Röportaj'ın yarattığı ifade özgürlüğü tartışmasına geniş yer veriliyor.
Independent gazetesinde yer alan haberde Putin'in dünkü konuşması "Soğuk Savaşı hatırlatan imalar, uzlaşmacı söylemleri gölgede bıraktı" deniyor.
"Putin Ruble'de yaşanan çöküş ve ekonomi üzerindeki tehdidi karşın vatandaşlarını istikrar konusunda telkin etmek için çok uğraştı" denen haberde Rusya liderinin Batı'ya ise hem havuş hem de sopa gösterdiği yorumu yer aldı.
"Üç buçuk saat konuşan Putin, Kırım konusunda taviz verilmeyeceğini net biçimde dile getirirken Ukrayna'daki durum konusunda çok daha uzlaşmacı gözüktü" ifadesine yer verilen haber konuşmanın analizine şöyle devam ediyor:
"Konuşmanın artıları arasında Moskova'nın Batı ile diyaloğa devam etme niyetini göstermesi vardı. İkinci artı ise ekonomide reformlardan ciddi biçimde bahsetmesiyldi. Ukrayna'ya dair uzlaşmacı ton ise Putin'in üçüncü artısı oldu. Eksilere gelince: İlk eksi Ukrayna konusunda Kremlin'in önümüzdeki dönemde atabileceği somut bir adımdan bahsetmedi. İkinci eksi ise Batı'yi demir perdeyi tekrar inşa etmesi oldu. Putin'in Rusya milliyetçiliğine yaptığı ateşli atıflar ise konuşlmanın üçüncü eksisiydi."
Haberde genel görüntüye bakıldığında Putin'in konuşmasındaki eksilerin, artılara rağmen endişe yarattığı yorumu yapıldı.
Financial Times gazetesinde ise Rusya'Nın içine düştüğü ekonomik sıkıntıların dünya için daha genel bir sorunun sinyallerivni verebileceği yorumu yer alıyor.
Gillian Tett imzalı yazıda küresel borçlanmanın yarattığı risklere dikkat çekiliyor ve gelişen ülkelerdeki özel sektörün dış borçlanmasının çok hızlı arttığı vurgulanıyo ve şöyle deniyor:
"Dün konuşan Rusya lideri Putin bu kaygıların farkında olduklarını gösterdi ve özel sektöre finansman desteği sağlayabileceklerinin mesajını verdi. Ancak bu ortaya çıkan büyük riski yok edebilecek bir tedbir değil."
Özellikle 2009'dan bu yana ABD'nin sağladığı bol likidite sayesinde birçok gelişen ülke şirketinin ucuz finansmana erişebildiği belirtilen yazıda, "Şirketlerin ihraç ettiği tahvillerin yarısının alıcısı yabancılar oldu" deniyor.
ABD'nin faizleri artırmaya başlamasıyla birlikte bu şirketlerin kjabaran borçlarını geri ödemekte zorlanabileceği belirtilen yazıda Türkiye'nin dönem başkanlığını üstlendiği G-20'ye da çağrıda bulunuluyor ve "G-20 şirketlerin borçlanma yöntemlerini daha şeffaf hale getirmek için çalışmalı" deniyor.
Daily Telegraph ise Sony'e düzenlenen siber saldırılar ve gelen tehditler sonrası şirketin Kim Jong-un'a suikast girişimini konu eden bir komedi filminin gösterimini iptal etmesi yorumlanıyor.
"Kulağa fantastik gelen siber savaşı kaybediyoruz" denen yazıda, Batılı ülkelerin siber saldırılar karşısında birçok zaafı olduğu ifade ediliyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Eski günlerde olsa Sony bu tür tehditlere gülüp geçerdi ve yapımcılığını üstlendiği filmin de arkasında sonuna kadar dururdu. Ancak şimdi kamuoyu önünde rezil oluyotrlar. Sızdırılan e-postalara bakılırsa Sony yöneticileri filmin kötü olduğu görüşünde."
ABD Temsilciler Meclisi'nin eski sözcüsü Newt Gingrich'in "Kimse kendisini kandırmasın. ABD ilk siber savaşını kaybetti" sözlerine yer verilen ve 'Gingrich haklı' denen yazı şöyle sonlanıyor:
"Batı siber saldırılara karşı nasıl mücadele edeceğini öğrenene kadar ve ateş hattındaki şirketlerle koordinasyonu sağlayana kadar bu yenilgi birçok benzer örneğin ilki olabilir."
Times gazetesi ise siber saldırılar konusunu 'Kuzey Kore 1 - Özgürlükler 0' başlıklı yazısında değerlendiriyor.
"Artık öyle bir noktadayız ki kimliği belirsiz bilgisayar korsanları dev bir şirketin 40 milyon dolar bütçeli bir filmi son anda gösterimden çekmesini sağlayabiliyor" ifadeleriyle başlayan yazıda "Kuzey Kore'nin tehidtşeri abartılı bir korku yarattı" deniyor.
Yazı şöyle sürüyor:
"Pyongyang yönetiminin kendi ülkesinde ve Güney Kore'de fiziki saldırılar yapabildiğini biliyoruz. Siber saldırılar konusundaki rolü de teyit edildi. Ancak Kuzey Koreli militanların Batı'nın büyük metropollerinde silahlı eylemlere girişeceğini düşünmek biraz fazla. Ayrıca bu son örnekteki geri adımlar da karşı tarafı cesaretlendirmekten öteye gitmiyor. Sonuçta bilgisayar korsanlığı nükleer silah üretmekten daha az maliyetli bir iş."