BIST 9.673
DOLAR 35,25
EURO 36,77
ALTIN 2.960,98
HABER /  GÜNCEL

18 yıldır şehit yüzbaşının naaşını arıyor

CHP İzmir Milletvekili Türeli, Ege Denizi'ne düşen şehit pilotun naaşının neden çıkarılamadığına yanıt arıyor

Abone ol
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, verdiği yazılı ve sözlü soru önergeleriyle 18 yıl önce uçağı ile Ege Denizi'ne düşen şehit Yüzbaşı Erdoğan'ın naaşının bulunması için çaba harcıyor. 

Balıkesir'den havalanan ve günlük rutin eğitim uçuşu yapan Şehit Yüzbaşı Nail Erdoğan'ın uçağı, 8 Ekim 1996 yılında Ege Denizi'ne düştü. Uçakta bulunan Pilot Yarbay Osman Çilekli kurtarılırken, Erdoğan şehit oldu. Aramalar sonucunda Erdoğan'ın naaşına ve uçağın enkazına ulaşılamadı. Erdoğan'ın ailesi, olayın gerçekleştiği günden bu yana şehit Yüzbaşı'nın naaşının bulunması için girişimlerde bulunmaktan vazgeçmedi.  Erdoğan'ın kızı Evrim Erdoğan babası için internet ortamında blog kurup kampanya başlatarak 10 bin imza topladı ve dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e göndererek, destek ve yardım istedi. 

Kendisi de Hava Kuvvetlerinden bir subayın çocuğu olan CHP milletvekili Türeli, yaklaşık iki yıl önce Erdoğan ailesinin de yakınları olan dostlarının aracılığıyla ayrıntılarını dinlediği olayı, TBMM gündemine taşımaya karar verdi. 

Türeli, 13 Kasım 2012'de, 7 Haziran ve 1 Şubat 2013 tarihlerinde Milli Savunma Bakanlığı'nın yazılı olarak yanıtlaması istemiyle soru önergeleri vererek, uçağın düşüşü ve Şehit Yüzbaşı Erdoğan'ın naaşına neden ulaşılamadığına yanıt aradı. Türeli yazılı soru önergelerine yanıt alamazken, 3 Mart 2014'te konuyu bir kez de sözlü soru önergesi olarak yöneltti. 

SORU ÖNERGESİNE YANIT

Türeli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlıktan gelen yanıtta, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın imkanlarıyla 13 Nisan 2014'te yeniden başlatılan naaşı arama çalışmalarının, 5 Mayıs 2014'te sona erdiğinin yer aldığını aktardı. Yanıtta, çalışmalar hakkında bilgi verildiğini belirten Türeli, "Mevcut bilgilere istinaden belirlenen sahalarda, mevkilerde icra edilen arama faaliyetleri sonlandırılmıştır. Uçak enkazı ve naaşının mevkisine ilişkin yeni bir bilgi temin edilmesi durumunda yapılacak değerlendirmeye istinaden arama faaliyetlerine yeniden başlanabilecektir" denildiğini kaydetti. 

BEN DE BİR HAVACI ÇOCUĞUYUM

Ailenin olayın ardından naaşın bulunması yönünde çok önemli ve insani bir talebi olduğunun altını çizen Türeli, şunları ifade etti:

"Aslında bu çok gecikmiş bir konu. Çoktan gündeme alınmış ve çözülmüş olması gerekirdi. Burada bir dram var. Ben de bir havacı, subay çocuğuyum. Arkadaş çevremizde de uçağı düşüp babaları şehit olan arkadaşlarımız var. Bu acının ne kadar büyük olduğunu çok iyi biliyorum. Burada naaşın bulunamaması acıyı kat kat artırıyor. Önemli olan bunu sonuçlandırmamız. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin imkanlarının naaşın bulunması noktasında neden yetmediğini anlamış değilim. Tekrar soracağım, takipçisi olacağım."

Olayın üzerinden geçen uzun sürenin ardından arama çalışmalarının tekrar başlatılmasının aileyi ve kendisini ümitlendirdiğini, ancak bu çalışmanın da sonuç alınamayarak tamamlandığını hatırlatan Türeli, "Sanırım uçağın nerede olabileceği konusu bilinmiyor. Bu tip olaylarda daha derinlerdeki uçaklara ulaşılabildiğini biliyoruz, bunun örnekleri var. Türkiye NATO üyesi bir ülke. Belki başka ülkelerden de yardım alınabilir" diye konuştu. 

BENZER BİR DURUMU MADEN KAZALARINDA YAŞIYORUZ

Konuyu önergeleri ile gündemde tutacağını belirten Türeli, "Devamını mutlaka izleyeceğim. Neden bulunamıyor, ne yapılması gerekiyor, teknoloji eksikliği varsa bu nasıl giderilebilir, bunları ısrarla soracağım" değerlendirmesinde bulundu. 

Şehit Yüzbaşı Erdoğan'ın naaşının mutlaka çıkarılmasını istediklerini dile getiren Türeli, şöyle konuştu:

"Sonuna kadar takipçisi olmaya devam edeceğim. Bu çok insani bir şey. Benzer bir durumu maden kazalarında da yaşıyoruz. Naaşın bulunamaması kederi artıran bir durum, Acı her zaman büyük ama üzerinden bu kadar yıl geçmesine rağmen ailenin bu talebinin karşılanamaması, naaşın bulunamaması acıyı artırıyor, içinde bir dram barındırıyor. Bizim milletvekili olarak görevimiz gerek tüm toplumu gerek bir tek kişiyi ilgilendirsin böyle durumları Meclis'in gündemine taşımak ve çözülmesini sağlamak. Israrla takip ettim, bundan sonra da takip edeceğim."