Financial Times'tan Merkez Bankası başkanlığını devralacak Erdem Başçı'ya uyarı, Independent yazarı Stephen Glover'dan BBC Dünya Servisi'ndeki kesintilere tepki ve İngiltere Premier Ligi'nde olaylı Arsenal-Liverpool maçının yankıları.
Abone olFinancial Times gazetesinin arka sayfasındaki haber-yorum (Lex Column) köşesindeki yazılardan biri bugün Türkiye'ye ayrılmış.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz görevini bugün Erdem Başcı'ya devrediyor. Financial Times Durmuş Yılmaz'ı, "bulmaca gibi biri" olarak nitelendirmiş. Gazete Yılmaz'ın bir yandan enflasyonu kontrol edip erkenden hükümetten bağımsız hareket etmeye başladığını, bir yandan da Erdem Başçı'ya alışılmışın dışında bir para politikası devrettiğini belirtiyor.
Financial Times'a göre seçimin yaklaştığı, cari açığın arttığı ve bankaların izlenen para politikasından şikayetçi oldukları bir dönemde, Başçı'nın elinde fazla ısınmış bir tepsi var.
Türkiye'nin toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasılası 2009'da yüzde 4,7 küçüldükten sonra geçen yıl yaklaşık yüzde 9 büyümüştü. Merkez Bankası hızla artan borçlanmayı ve iç talebi soğutmak için doğrudan faiz oranlarını artırmak yerine öncelikle bankaların rezerv zorunluluklarını artırmıştı. Türkiye'nin cari açığının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranı da yüzde 6,5'a çıkmış durumda ve yükselen cari açık giderek daha da fazla artan oranda kısa vadeli sermaye girişleriyle finanse ediliyor.
Tüm bu veriler eşliğinde Türkiye ekonomisinin fazla ısındığının vurgulandığı Financial Times'taki yazı şöyle noktalanmış:
"Cari açığın büyüklüğü, seçim döneminin doğal gerginlikleri ve küresel ekonomideki belirsizliğin sürmesi göz önünde bulundurulduğunda Erdem Başçı, Türkiye'nin kontrolden çıkmış ekonomisini ayakta tutmak için, Merkez Bankası'nın gelişmelerin gerisinde kalmamasına çok dikkat etmelidir.".
Times'tan Ahmedinejad'a mektup
Times gazetesi ilk sayfasında, İran'da zinayla suçlanan ve recm ile idam cezasına çarptırılan Sakine Muhammed Ashtiani için verdiği adalet mücadelesini Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a bir mektup göndererek sürdürdüğünü duyuruyor. Gazetenin haber başlığı da, "İran, Times'ın Ashtiani'nin durumunun gözden geçirilmesi çağrısı yapılan mektubunu kabul ediyor".
İran'da, 2009'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası hiçbir İngiliz gazetecinin görev yapmasına izin verilmiyor. Ancak Times, İran Ulusal Müzesi'ndeki bir sergi için Tahran'a gönderdiği muhabiri Ben Hoyle aracılığı ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'a bir mektup iletmiş. Mektup, 2014'te İran Cumhurbaşkanı olabileceği belirtilen Ahmedinejad'ın eski özel kalem müdürü İsfendiyar Rahim Meşai'ye verilmiş, Meşai de mektubu kabul etmiş.
Times muhabiri Ben Hoyle, Meşai'nin yanı sıra Ahmedinejad'ın yeni özel kalem müdürü Hamid Beghaie ile görüşmüş. Gazete, İngiliz diplomatların bu iki İranlı yetkiliyle en az bir yıldır görüşemediklerine dikkat çekiyor. Ancak Times, İsfendiyar Rahim Meşai'nin daha sonra, Ashtiani'nin durumunun "önemli olmadığını" söylediğini de belirtiyor. Meşai'ye göre, Ashtiani'nin recm ile idamı, İran toplumunun, onun suçlarından bağışıklık kazanmasını sağlayacak.
'BBC Dünya Servisi'ndeki kesintiler İngiltere'ye zarar veriyor'
Independent gazetesinin köşe yazılarını da içeren Viewspaper ekindeki Stephen Glover imzalı yazının başlığı, "BBC Dünya Servisi'ndeki kesintilerle İngiltere'ye zarar veriyoruz". Glover yazısında eski Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan'ın servis için kullandığı "İngiltere'nin belki de dünyaya en büyük hediyesi" sözünü hatırlatmış. İngiltere hükümeti ise servisin yılda 253 milyon sterlinlik bütçesini yüzde 16 kesmeyi planlıyor. Geçen hafta Avam Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu hükümete, BBC Dünya Servisi'nin bütçesinde kesinti yapma kararını geri almasını tavsiye etmişti. Independent yazarı Stephen Glover, 46 milyon sterlinlik kesintinin, servisin bütçesinde değil dış yardım bütçesinde yapılması gerektiğini yazıyor. Yazıda şu ifadeler de yer alıyor:
"Büyük meblağda paralar, muhtemelen ihtiyaç sahibi olmayan ülkelere gidiyor. İngiltere yılda, Avrupa Birliği aracılığı ile orta gelir düzeyindeki Türkiye'ye 90 milyon sterlin, kapsamlı bir uzay programı olan ve savunma bütçesi bizimkinden az olmayan Hindistan'a da 300 milyon sterlin aktarıyor".
Independent yazarı Stephen Glover, Dünya Servisi bütçesinin gelecekte İngiltere Dışişleri Bakanlığı yerine BBC tarafından finanse edilecek olmasını da yanlış buluyor. Glover'a göre, bandrol ücreti ile BBC bütçesini finanse eden vergi mükellefleri çok az duydukları bir servisin finansmanı ile çok az ilgili olabilir, hatta hiç ilgili de olmayabilir. Avam Kamarası Dış İlişkiler Komisyonu'na teşekkür eden Glover, yazsını şöyle noktalamış:
"İngiltere'nin dünyadaki etkinliğini önemseyen ve bu ülkenin iyi şeylerin bayraktarlığını yapmasını isteyen herkes, komisyonun verdiği mücadeleye katılmalıdır.".
Macaristan annelere ek oy hakkı vermek üzere
Guardian'ın ilk sayfasındaki haberin başlığı, "Macaristan annelere ek oy hakkı verilmesini istiyor". Gazete Macaristan hükümetinin modern demokraside eşi benzeri görülmemiş bir uygulamayı değerlendirdiğini bildiriyor. İktidardaki muhafazakar Fidesz Partisi'nin gündeminde 18 yaşından küçük çocukları olan annelere seçimlerde ek oy hakkı vermek var.
Partinin önde gelen yetkililerinden ve milletvekillerinden Jozef Szajer toplumun yaklaşık yüzde 20'sini çocukların oluşturduğunu belirterek, gelecek nesillerin karar sürecinde temsil edilmediklerini söylüyor. Szajer, "Bunun başta tuhaf göründüğünü biliyoruz. Ancak 50'li yıllarda siyahlara oy hakkı verilmesi tuhaftı. 100 yıl önce de kadınlar için aynı şey geçerliydi" diyor.
Guardian, Fidesz Partisi'nin önerisine, bugün mecliste onaylanması beklenen yeni anayasada yer vermek istediğini ancak çingenelerin daha fazla oy hakkı olacağına yönelik kaygılar üzerine sadece yasa değişikliğine gittiğini duyuruyor. Gazeteye göre yine de annelere ek oy hakkı verilmesi, popülist uygulamalarıyla bilinen Fidesz Partisi'nin bugüne kadar aldığı en tartışmalı karar olabilir.
'Arsenal'in şampiyonluk iddiası havaya uçtu'
Bugünkü basın özetlerimizi Daily Telegraph gazetesinin spor ekiyle noktalıyoruz. İngiltere Premier Ligi'nde dün oynanan Arsenal-Liverpool karşılaşması 98 ve 102. dakikalarda atılan karşılıklı iki penaltı golüyle 1-1 sona ermişti. Daily Telegraph, Liverpool'un 102. dakikada attığı penaltı golüyle Arsenal'in şampiyonluk iddiasının havaya uçtuğunu belirtiyor.
Gazetenin yazarı Henry Winter, Arsenel'in kaderini belirleyenin sağ bek Eboue'nin acemice yaptırdığı penaltı olduğu görüşünde. Arsenal menajeri Arsene Wenger ise hem penaltı kararına öfkeli hem de penaltının sekiz dakika uzatılan bir maçın 102.dakikada verilmesine...Wenger maç sonrası Liverpool menajeri Kenny Dalglish'le tartışması sırasında söyledikleri ile ilgili olarak ise pişman olmadığını söylüyor. Dalglish'in, sözleri sonrası Wenger'e küfrettiği iddia ediliyor.
Liverpool'un eski efsanevi oyuncularından Alan Hansen ise yazısında "Arsenal Premier Ligi kazanmak için asla daha iyi bir şansa sahip olmayacak" diyor.
Premier Lig'de altışar maç daha oynayacak iki takımdan, Arsenal, lider Manchester United'ın 6 puan gerisinde ikinci sırada.
BBC Türkçe'nin İngiltere gazetelerinden derlediği basın özetini, hafta içi her sabah Türkiye saatiyle 08.40'ta NTV ekranından izleyebilir, ayrıca gün boyunca internet sayfamızda bulabilirsiniz. Adresimiz: bbctürkçe.com