BIST 9.368
DOLAR 34,48
EURO 36,23
ALTIN 2.960,74
HABER /  GÜNCEL

17 Nisan İngiltere basın özeti

Economist dergisi, "Türkler Ermeniler ile ilişkilerini düzeltmeli" diyor. Guardian gazetesine göre ise "Türkiye, Ermeni Soykırımı yüzünden 'rezil' oldu."

Abone ol

Haftalık Economist dergisi son sayısında başyazılarından birini, 1915 olaylarının 100. yılında Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ayırmış. Dergi "İyileştirme zamanı" başlıklı yazıda, "Türkler, soykırım kelimesi üzerinde tartışmaktansa Ermeniler ile ilişkilerini düzeltmeli" yorumunu yapıyor.

Economist'in başyazısı, "Günümüzde hiçbir şey geçmiş kadar tahrik edici olmaz" cümlesiyle başlıyor. Yazıda Papa Francesco'nun Pazar günü Vatikan'da Ermeniler için düzenlediği bir ayinde "soykırım" sözcüğünü kullandığı, Türkiye'nin de öfke ile Vatikan Büyükelçisini geri çağırdığı hatırlatılıyor. "Bu tartışma ne Türkler ve Ermeniler için, ne de 100 yıl öncesinin kurbanlarının anısı açısından hiçbir anlam ifade etmiyor" diyor Economist.

Dergi ABD Başkanı Barack Obama'nın daha önce bu göreve adayken Ermeni lobisine 1915'te olanları "soykırım" olarak nitelendirme sözünü verdiğini ancak daha sonra sadece "Meds Yeghern" (Ermenicede "Büyük Felalet" anlamına geliyor) ifadesini kullandığını belirtiyor.

Economist bu duruma karşın gerçeklerin Papa'nın sözünün doğru olduğunu gösterdiği görüşünde. Dergi bu noktada, "soykırım" kavramını 1943'te literatüre kazandıran Polonyalı Raphael Lemkin'in de Ermeni tezine destek verdiğini hatırlatıyor.

'Türk hükümeti milliyetçilik tuzağına düşüyor'

Derginin başyazısı şöyle sürüyor:

"Türk hükümeti sorunu hayati bir ulusal çıkar olarak görerek, milliyetçilik tuzağına düşüyor. Bunun yerine geçmişte işlediği günahları kabul etmeli. Tıpkı Britanya, Almanya ve Rusya gibi diğer Avrupalı güçler gibi, Türkiye'nin de itiraf etmesi gereken çok şey var. Türkiye geçmişte sadece Ermenilere değil Süryanilere, Rumlara ve Kürtlere de kötü davrandı; onları sınırdışı etti, öldürdü. Ancak Türkiye'nin gurur duyması gereken şeyler de var. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu, Yahudiler de dahil olmak üzere tüm etnik azınlıklarına, diğer Avrupa ülkelerine kıyasla çok daha fazla hoşgörülü davranmıştı."

Economist Türk hükümetinin bugün de azınlıklara muamele alanında sağladığı ilerlemeyle övünebileceğini belirtiyor:

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, modern Türkiye'nin kurucusu Kemal Atatürk'ün dar ve laik milliyetçiliği ile arasında mesafe koydu. Erdoğan, ülkenin en büyük azınlığı olan Kürtlerle barışa yakın, ki bu tüm seleflerinin ulaşamadığı bir hedef. Üstelik Erdoğan geçen yıl da 1915 olaylarının kurbanı olan Ermenilerin torunları için bir taziye mesajı yayımlamıştı" diyor dergi...

'Türkiye'nin yaklaşımı zarar verici'

Economist daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha milliyetçi, İslamcı ve otoriter bir söylem geliştirdiğinin altını çiziyor. Dergi, Türkiye'nin 1915 olaylarına yaklaşımını "zarar verici" olarak nitelendiriyor ve bir kez daha Ermenilerle ilişkileri düzeltmeye çalışmanın daha iyi bir yol olacağını vurguluyor.

Derginin başyazısı şu satırlarla noktalanıyor:

"2008-2009'daki kısa süreli 'futbol diplomasisi' sonrası Türkiye ve Ermenistan aralarındaki sınırın karşılıklı açılmasını öngören protokolleri imzaladılar. Ancak protokoller onaylanmadı. Bunun nedeni de soykırım tartışması değildi. Türklerin, müttefikleri Azerbaycan ile Ermenistan arasında dondurulmuş bir sorun olan Dağlık-Karabağ'ın çözülmesini bir koşul olarak sunmakta ısrar etmeleriydi. Halbuki bu sorunun çözümü için en iyi şans, Türkiye ve Ermenistan arasında daha iyi ilişki kurulması ve iki ülke arasındaki sınırın açılmasıydı. Zira Ermenistan aksi takdirde, sıkışmış hissediyor ve Rusya'nın desteğine bağımlı hale geliyor."

"Sıradan Ermeniler için 1915'teki korkunç olaylarının 100. yıldönümünü anma yolunda en çok umut verici fikir, kutsal dağları Ararat (Ağrı) Dağı'na ve eski başkentler Ani'ye yeniden doğrudan erişim imkanı elde etmeleridir. Türkiye'deki iki bölge de halen onlara kapalı. Türkiye için ise en iyi anma töreni Ermenistan'la ilişkilerin düzeltilmesi olacaktır."

Financial Times: AB'nin çağrısı Türkiye'yi, kızdırdı

Avrupa Parlamentosu (AP) önceki gün Türkiye'ye, 1915 olaylarını "soykırım" olarak tanıması çağrısında bulunan bir karar tasarısını kabul etmişti. Financial Times gazetesi, AP'nin kararını ve Türkiye'nin tepkisini dış haberler sayfalarına taşımış.

İstanbul'dan Piotr Zalewski'nin imzasını taşıyan haberin başlığı, "AB'nin Ermeni katliamlarını 'soykırım' olarak tanıma çağrısı, Türkiye'yi kızdırdı".

Haberde, Türkiye'nin AB'yi, AP'nin kararının ilişkileri sekteye uğratabileceği uyarısında bulunduğu beliriliyor.

Financial Times'ın dikkat çektiği bir diğer nokta ise AP'nin daha 1987 yılında "soykırım" ifadesini kullanan ilk uluslararası kuruluş olması. Gazete; aralarında Fransa, İtalya ve İsveç'in de olduğu 10 AB üyesinin de benzer tavır aldığını da eklemiş.

Guardian: Türkiye Ermeni Soykırımı yüzünden 'rezil' oldu

Guardian gazetesi ise Türkiye'nin Çanakkale Şavaşı'nın 100. yıl anma törenlerini 24 Nisan'da organize ederek, "Ermeni Soykırımı'nın 100. yıldönümünü hor görmek" ile suçlandığını yazıyor.

Gazetenin dış haberler sayfasındaki haber, İstanbul muhabiri Constanze Letsch ve Jon Henley'nin imzalarını taşıyor. Haberin başlığı, "Türkiye, Ermeni Soykırımı yüzünden 'rezil' oldu".

Gazeteye konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Profesör Ayhan Aktar, Türk hükümetinin kararının kendisini şaşırtmadığını söylemiş:

"Türkiye 97 yıldır Birinci Dünya Savaşı'nda cephelerde ölen Türkleri ortaya atarak şu fikri öne sürüyor: 'Evet, Ermeniler ölmüş olabilir ama bizim atalarımız da öldü'. Anma törenlerinin aynı güne getirilmesi de bu savunma anlayışının devamı. Ancak bu edepsizce ve rezalet."

Guardian bugüne dek Çanakkale Savaşı'nın anma törenlerini hep 25 Nisan'da yapıldığını, bir gün önce ise Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan ve katledilen 1 milyondan fazla Ermeninin anıldığını belirtiyor.

'Çirkin bir siyasi manevra'

Türkçe ve Ermenice yayımlanan haftalık Agos gazetesinin yazarlarından Ohannes Kılıçdağı da bu yıl yapılanı, "Son derece çirkin bir siyasi manevra" olarak nitelendiriyor. Ohannes Kılıçdağı Guardian'a şunları söylemiş:

"100. yılda bu anma törenini organize ederek Türkiye üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmaya çalışmak, ucuz siyaset. Herkes Çanakkale çevresindeki anma törenlerinin her yıl 18 ve 25 Nisan'da yapıldığını biliyor."

Guardian, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Ermenistan dışında yaşayan çok sayıda Ermeninin, 24 Nisan'da Çanakkale'de yapılacak törenler nedeniyle Türkiye'ye çok öfkeli olduğunu, Türkiye'deki Ermeni cemaatinin ise bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtiyor.

Ohannes Kılıçdağı'na göre bunun nedenlerinden biri de, kalıcı şidddet korkusu:

"Durum düzelmiş olsa da birçok kişi şiddet ile birlikte yaşamayı öğrendi. Bu neredeyse bir reflekse dönüştü. Ermeniler Türkiye'de hala korunmasız bir grup."

Guardian'daki haberde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl 1915'te ölenlerin torunları için bir taziye mesajı yayımladığı, bunun Türk-Ermeni ilişkilerinde buzların eriyeceğine dair umutları artırdığı hatırlatılıyor.

Haber, Hrant Dink Vakfı Program Koordinatörü Nayat Karaköse'nin şu yorumuyla noktalanmış:

"Erdoğan'ın geçen yılki sözlerinin ardından, son gelişmeler büyük bir hayalkırıklığı oldu."

'Ayasofya cami olabilir'

Times gazetesinin dış haberler sayfalarında ise "Vatikan'la tartışma yüzünden, Türk kilisesi cami olabilir". Tom Coghlan imzalı haberde atıfta bulunulan kilise ise Ayasofya.

Coghlan, "soykırım" sözcüğünü kullanan Papa Francesco'yu eleştiren Ankara Müftüsü Prof. Dr. Mefail Hızlı'nın dün yaptığı açıklamadan şu sözleri de haberine taşımış:

"Papa'nın talihsiz açıklamaları, bu topraklarda yüzyıllardır gerçekleştirilen Haçlı hücumlarının modern bir rengini yansıtmaktadır. Doğrusu bu açıklama, sadece Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını hızlandıracaktır diye düşünüyorum."

Times muhabiri Hızlı'yı, "hükümetin üst düzey bir din adamı" olarak nitelendirmiş ve onun sözleri sonrası Türk medyasında, dünyaca ünlü Ayasofya Müzesi'nin camiye çevrilmesinin planlandığı yolunda spekülasyonların arttığını yazmış.

Haberde, Ayasofya'nın cami olarak yeniden açılmasına yönelik bir kampanyanın son dönemde Türk İslamcılar arasında destek topladığı da belirtilmiş.