Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Guardian'daki yazısında, "Tüm Türkiye'yi temsil ediyoruz" diyor; İngiliz gazeteleri İstanbul ve Ankara'daki gergin günün ayrıntılarını aktarıyor.
Abone olİngiltere basınında en çok öne çıkan konu, Amerika Birleşik Devletleri'nin Suriye'deki isyancıların silahlandırılmasına dair kararı ve bu karara Rusya'nın tepkisi.
Ancak, Gezi Parkı protestoları ve başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye'de önceki günden bu yana yaşanan gerginlik de İngiliz gazetelerinde geniş yer buluyor.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Guardian gazetesine bir köşe yazısı yazarak konuyu ele almış.
"Tüm Türkiye'yi temsil ediyoruz"
Bakan "Biz tüm Türkiye'yi temsil ediyoruz" diyor.
AK Parti'nin Türkiye'de birinci sınıf bir demokrasi yarattığını savunan Davutoğlu, "barışçıl gösterilere izin verilmesinin de başarısını yansıttığını" ifade ediyor.
Hükümetinin birçok engeli aşarak ülkeyi istikrarlı ve adil bir hale getirdiğini belirten bakan, AK Parti'nin farklılıkları takdir ettiğini yazıyor.
Ahmet Davutoğlu, yazısında, "Barışçıl protestoları demokratik sistemin bir parçası olarak görmekle birlikte, bu ilke ile kamu düzenini sağlamak arasında bir denge kurmamız da gerek" diyor.
Gezi protestolarının barışçıl çevreci bir hareket olarak başladığını ancak daha sonra şiddet ve aşırılık yanlısı grupların bu hareketin taleplerini gasp ettiğini savunan Davutoğlu, medyanın da şiddeti görmezden gelerek bu grupları demokrasi yanlısı olarak yansıttığını da belirtiyor.
Dışişleri Bakanı Guardian'daki yazısında, Reyhanlı saldırısının medyada çok az yer almasına da göndermede bulunuyor.
Bakan Davutoğlu yazısını, "Seçilmiş bir hükümeti değiştirmenin tek yolu seçimlerdir. Partimiz, birinci sınıf bir demokrasi inşa etti ve biz buna büyük değer veriyoruz. 1950 yılından bu yana dört kez hükümetler siyasi alanın dışından güçlerce devrildi. Biz halkın iradesini temsil ediyoruz ve siyasi iktidarımız tüm vatandaşlarımızın iktidarıdır" şeklinde bitiriyor.
"Erdoğan'a karşı büyüyen gösteriler"
Türkiye'de Gezi protestosu ile bağlantılı olarak dün yaşananları ele alan Independent gazetesi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyenlerin, başbakanın karşı karşıya olduğu büyüyen hükümet karşıtı gösterilerin baskısı karşısında desteklerini göstermek için İstanbul'da miting düzenlediğini yazıyor.
Gazete, Gezi Parkı müdahalesinden 24 saat önce birçok kişinin "en kötünün geride kaldığına" ve bir uzlaşmaya varıldığına inandığını yazıyor ve ekliyor:
"Erdoğan, dozerleri, üzerine alışveriş merkezi yapılması planlarının ateşlediği Gezi Parkı'na göndermeyi askıya almıştı. Daha sonra, Erdoğan meydan okuyan konuşmalarından ilkini Ankara'daki miting sırasında yaptı. 'Biz yalnız Allah'a hesap verir, ondan başka kimseden emir ve talimat almayız" dedi ve polise Gezi kampının zorla boşaltılması emrini verdi."
"Protestoculara suçlamanın delili yok"
Independent, doktor olduğu anlaşılan kişilerin ellerinin plastik kelepçelerle kelepçelendiğine dair Twitter üzerinden bazı resimlerin paylaşıldığını da yazıp başbakan Erdoğan'ın protestocuları deliller olmadan suçladığını savunuyor.
"Erdoğan protestocuların camilere saygısızlıkta bulunuyor ve başörtülü kadınları dövmekle suçluyor. Fakat bunların herhangi birini yaptıklarına dair ortada bir delil yok."
Gazete, polisin Ankara'daki gerilim içinde, ölen bir protestocunun cenaze törenini dağıttığını da okuyucularına aktarıyor.
Financial Times gazetesi de konuyla ilgili haberinde, polisin göstericilere karşı göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su kullanarak Gezi Parkı'nı boşaltmasından 24 saat sonra bile protestocularla birçok noktada çatışmaların devam ettiğini yazıyor.
Gazete, polisin tazyikli suyun içine biber gazının da eklendiğine inanıldığını; birçok göstericinin yanıklardan şikayet ettiğini de yazıyor.
Türk Tabibler Birliği'nin oluşturulan revirlerde yaralıları tedavi eden bazı doktorların gözaltına alındığını bildirdiği ancak İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun bu iddiayı yalanladığı da Financial Times'ın haberinde yer verilen ayrıntılardan.
"Yasadışı gözaltılar"
Gazete İstanbul'daki protestolarda daha örgütlü bazı kesimlerin, Başbakan Erdoğan'nın Gezi Parkı konusunda mahkeme kararının beklenmesi sözü nedeniyle parkı boşaltma yanlısı olduklarını ancak birçok göstericinin parkta kalmayı tercih ettiğini de yazıp: başbakanın bunu ihanet olarak değerlendirdiğini yazıyor.
Times gazetesi ise, polisin, Erdoğan'ın 'teröristler' olarak nitelediği göstericileri bastırmak için harekete geçtiğini yazıyor.
Gazete, polisin içinde Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth'un da bulunduğu Divan otelinin lobisine göz yaşartıcı gaz attığını da duyurup, İstanbul Barosu'ndan Fatma Elif Koru'nun yaptığı "Hâlâ insanları gözaltına alıyor ve bize nereye götürdüklerini söylemiyorlar. Bu tümüyle yasadışı." açıklamasını da aktarıyor.