BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,00
ALTIN 3.005,97
HABER /  MEDYA

17 Aralık darbesinin Çevik Bir'i kim?

Zaman yazarı Mümtazer Türköne'ye ağır eleştiriler yönelten Salih Tuna kullandığı sert ifadeler ile dikkat çekti...

Abone ol

si yazarı , Zaman yazarı Mümtazer Türköne'yi hedef aldığı yazıda ağır ifadeler kullandı.

Türköne'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü imdada çağırdığı yazıyı eleştiren Tuna, Zaman yazarı için "17 Aralık darbesinin Çevik Bir'i" dedi.

Salih Tuna isim vermededen Türköne'yi topa tuttuğu yazısında "'17 Aralık darbesinin Çevik Bir'ine' fikrin fahişesi de diyemeyiz. Zira ortada herhangi bir fikir de yok. Olsaydı teşrih masasına yatırırdık. Maalesef yok! 'Sadece bir tetikçi var' diyeceğim..." diye yazdı. İşte yazıdan bir bölüm:

SEN HAYAT BOYU BAŞKASI ADINA TETİK Mİ ÇEKECEKSİN

(...)'Sadece bir tetikçi var' diyeceğim... Ve, Star gazetesinden Şahin M. Emiroğlu'nun şu satırlarını iktibas edeceğim: 'Sen hayat boyu başkası adına mı tetik çekeceksin? Kaderin bu mu? Sen her daim başkasının silahını mı temizleyeceksin? Sen hep kritik dönemlerde mutfakta, algı yönetiminde rol alacak ve sonra da bir TOZ BEZİ gibi kullanılıp atılacak mısın?..'

Lakin...

Tetikçi bile diyemiyorum ki!

Çünkü tetikçiliğin de kendine göre bir raconu vardır.

Bu nasıl tetikçilik, her attığında kendini vuruyor!

Kendini, yani, olanca saygınlığını, şöyle veya böyle kültürel birikimini, akademisyenliğini...

Öyle dar bir alandan ateş ediyor ki, kendini vurmaktan öteye geçmesi zaten imkânsızdı.

Habermas'ı getirsen, Wittgenstein'ı diriltsen böylesi dar alanda fazlasını yapamaz.

Kendini hapsettiği alan rezil rüsva olmaktan, iptizale uğramaktan başka imkân vermiyor.

Çevik Bir, 28 Şubat'ta tankların Sincan'da yürümesi üzerine 'Demokrasiye balans ayarı yaptık' demişti.

'Adıneydiherneyse' demokrasinin motorunu gündüz gözüyle indirmeyi teklif eden yazılar yazmakla kalmıyor, bir de hiç sıkılmadan, Cumhurbaşkanımız Gül'e 'el frenini çek' falan diyebiliyor.

Sayın Gül'ün de rahle-i tedrisatından geçtiği, Büyük Doğu'nun mümtaz mütefekkirlerinden Ali Biraderoğlu'nun 'Dava Adamı'nı bir okuyup fehmetseydi, böylesi hayasız teklifte bulunmazdı."