BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

168 yıla, tahliye cezası!

7 kişiyi kazada öldüren sürücüye mahkeme 168 yıl istedi ancak sürücü tahliye oldu. Nasıl mı?

Abone ol

Sinop’ta DYP lideri Mehmet Ağar’ı 29 ay önce yol kenarında bekleyen grubun içine otomobiliyle dalarak 7 kişinin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 168 yıl hapis istemiyle yargılanan 33 yaşındaki Reşat Nart Özdamar, cezai ehliyeti olmadığına ilişkin rapor üzerine tahliye edildi.
Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndaki 44 doktorun ‘akıl hastası’, 2’sinin ise muhalefet şerhi koyduğu rapor üzerine Özdamar'ın tedbiren yüksek güvenlikli bir kuruluşta tedavi altına alınmasına karar verildi.

İzmir'deki 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik İşletmeciliği Fakültesi mezunu Reşat Nart Özdamar, Sinop Cam Sanayi Fabrikası’nda Üretim ve Planlama Müdürü olarak çalışırken, yanında kadın sekreter, 27 yaşındaki Koray Avcı olduğu halde 6 Aralık 2003 tarihinde işletmeye ait otomobille Samsun yönüne hareket etti. Reşat Nart Özdamar, Sinop-Samsun il sınırındaki Kanlıçay Mevkii'nde DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ı bekleyen kalabalığın arasına 100 kilometreyi aşkın hızla daldı. Kazada DYP eski Milletvekili Kadir Bozkurt, DYP Sinop İl Başkanı Ayhan Ayyıldız, Ayancık DYP İlçe Başkanı Nizamettin Önal, Gerze DYP eski İlçe Başkanı Bilgin Akça, İl Genel Meclisi eski üyesi Onur Birer ile partili Suat Selçuk ve Turhan Akgün öldü. Özdamar ile yanındaki Koray Avcı kazadan hafif yaralı olarak kurtulurken, 6 araç da hasar gördü.

HASTA RAPORU VERİLDİ
Sinop Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu 1'den fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan hakkında 7 kez 24 yıl hapis cezası istemiyle yargılanan Özdamar, mahkeme kararıyla İstanbul'daki Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. 11 Şubat 2004 tarihinde muayene edilen sanığa ‘Paranoid Bozukluk’ teşhisi konulurken ‘Cezai ehliyeti olmadığına’ dair rapor verildi. Kazada ölenlerin avukatları itiraz edince Reşat Nart Özdamar bu kez İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi. 31 Mart 2004 tarihinde Reşat Nart Özdamar hakkında, “Cezai ehliyetini etkileyecek veya ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede akıl hastalığı tesbit edilmedi’ raporu verildi. Çelişkili iki rapor bu kez üst makam olan Adli Tıp Kurumu 4'üncü İhtisas Kurulu’nca değerlendirildi. 7 Ekim 2005 tarihinde sanık için ‘cezai ehliyeti olmadığı’ raporu verildi.

Son kararı Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu verdi. 23 Şubat 2006 tarihinde düzenlenen raporda 46 uzman doktordan 44’ü sanıkta ‘Paranoid Sendromu’ olarak bilinen akıl hastalığının saptandığını, dolayısıyla cezai ehliyetinin bulunmadığı belirtildi. 2 doktor ise, hazırlanan rapora muhalefet şerhi koydu. Raporda, sanığın suç işlediği sırada algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak derecede hastalığının etkisi altında olduğu, cezai sorumluluğunun kişide şuur ve hareket serbestliğini ortadan kaldıracak mahiyette ve derecede olan ‘Paranoid Sendrom’ denilen akıl hastalığının saptandığı vurgulandı.

Raporun Sinop Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaşmasından sonra Reşat Nart Özdamar, bugün 5’inci ve son kez yargı önüne çıktı. Hakim Hüseyin Ersoy başkanlığındaki duruşmada Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan gelen rapor okundu. Rapor, kazada ölen DYP eski Milletvekili Kadir Bozkurt’un avukatı Hasan Sert itiraz ederken, “Sanığın cezai ehliyeti olduğuna inanıyoruz'' dedi. Reşat Nart Özdamar ise, rapora bir diyeceği olmadığını söyledi.

Mahkeme Başkanı Hüseyin Ersoy, verdiği 10 dakikalık adadan sonra kararı okudu. Mahkeme, 7 kişinin ölümüne neden olmaktan yargılanan Reşat Nart Özdamar’ın rapora göre ceza verilmesine yer olmadığına ve tahliye edilmesine, yüksek güvenlikli kuruluşta tedavi oluncaya kadar da koruma altına alınmasına oy birliğiyle karar verdi. Sanık Reşat Nart Özdamar ise karara hiçbir tepki vermedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hüseyin Ersoy, kararı okuduktan sonra sanığın yüzüne bakarak, “Hüküm bu'' dedikten sonra duruşmadaki güvenlik görevlilerine “Sanığı alabilirsiniz'' dedi.
Mahkeme Başkanı Hakim Hüseyin Ersoy, Yeni TCK’ya göre, sanığın tedavi oluncaya kadar hastanede kalacağını, yapılan yazışmalardan sonra da sanığın hangi hastaneye gönderileceği konusunda karar verileceğini söyledi.