BIST 9.888
DOLAR 34,14
EURO 37,99
ALTIN 2.896,30
HABER /  GÜNCEL

16 yıl sonra oğlu konuştu

16 yıldır ölümü üzerindeki sır çözülemedi. Eşref Bitlis'in oğlu babasına dair bilinmeyenleri anlattı. Her akşam Kuran okuyan Bitlis'in hayatı...

Abone ol

Eşref Bitlis'in oğlu babası ile ilgili bilinmeyenleri ve Cem Erseven ile olan ilişkisini Bugün gazetesinden Seda Şimşek'e anlattı. Babasının her akşam Kur'an okuduğunu söyleyen Tarık Bitlis, çarpıcı bilgiler veriyor.

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis 17 Şubat 1993'te uçağının düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Özellikle terörle mücadele konusundaki açılımları ile dikkat çeken Orgeneral Bitlis'in ölümü üzerindeki şüpheler 16 yıldır dağılmadı.

ERSEVER iLE BABA OĞUL iLiSKiSi YOKTU

Ölümü üzerindeki sis perdesi 16 yıldır dağılmayan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in oğlu Tarık Bitlis, babası ile Cem Ersever’in yakın olduğuna dair iddialarını yalanladı. Bitlis, “Ersever'in statü olarak babamla yüz yüze görüşmesi için en az 5 kademe geçmesi gerekirdi. Bunlar spekülasyon” dedi...

SON GÖRÜŞMELERİ...

Son görüşmemiz ölmeden yaklaşık 1 ay evveldi. İş gereği çok sık görüşemezdik. Fenerbahçe Orduevi'nde görüşmüştük. Görüşmemiz biraz trajikti. Emekli olduğunda nerede yaşayacağını konuşmuştuk. Bütün Türk erkekleri gibi silah tutkusundan dolayı, kendisinin beylik silahını istiyordum. O silahın ruhsatını almam konusunda bana yardımcı olmasını istemiştim. Son görüşmemizde bana o silahı, 2 kutu mermi ve ruhsatı verdi.

ÖLÜMÜNÜ TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİM

İşyerinde çalışırken bir tanıdık telefon açarak, televizyonu açmamı istedi. "Herhalde kötü bir şey oldu" diye düşünüp, televizyonu açtım. Televizyondan öğrendim. O anda acaba öldürdüler mi diye bir şey hissetmedim. Nasıl olduğunu pek düşünmüyorsunuz. O aşamada karşı karşıya kaldığınız sonuç size yetiyor. Öldü yani.

HER AKŞAM KUR'AN OKURDU... Haberin devamında...

[PAGE]

  

SUİKAST Mİ KAZA MI?
Bir sonuca varmadığımı düşünüyorum. Sonuca ben varsam, halk da varır. Benim "bu kazaydı galiba" deme şansım yok, yüzde 100 bile bilsem ki kaza, bu ortam içinde böyle bir şey düşünme şansınız yok. Neden şüphelenirsiniz?

Etraftaki verilerden. Etrafımda, basında, kütüphanede, insanlarla konuşurken bu sorularla karşılaştığınızda, uçağın içinde olsanız bile, "bu motor niye tık tık yaptı?" dersiniz. Benim tersini düşünmem mümkün değil. Ama, benim ortalığa dökülüp "bu suikasttır" demem yanlış. İşi hafifletir. "Eşref Bitlis'in oğlu, babası ölmüş, feryat, figan ediyor" derler. Yok, öyle bir şey kardeşim, biz feryat, figan etmiyoruz. Türk halkı feryat, figan ediyor, ben de onların içinde bir vatandaşım.

ONLARA VERİLEN RAPOR
Teknik olarak uçağın düşmesine ilişkin bilgiler vardı, bir durum tahliliydi. Rapor aslında çok gerçekçiydi. O rapora bakıp kesinlikle "bu suikasttır ya da bu kazadır" deme şansınız yok.

BRiÇ OYNAMAYI ÇOK SEVERDi

Rahmetli pederin hayatta en sevdiği şeylerden birisi briç oyunuydu. Ben babamı bir kere briç masasında görmedim, ama evde ne zaman boş kalsa kağıtlarla kendisi briç açar dört tarafa, tek başına briç oynardı. Arkadaşı olsa onlarla briç oynardı.

Fenerbahçe'yi tutardı. Lefter'i çok severdi. Gençliğinde okuduğu kitapları çok severdi.

BiZ ‘KAVRUK’ DERDiK ONA

Bana Tarık derdi de, biz ona zaman zaman aile içinde "kavruk" derdik. Bir televizyon dizisi vardı. Kavruk tiplemesi ile her işi çözen bir adam vardı. Rahmetli de bizim her işimizi çözdüğü için aramızda "Kavruk" derdik.

HER AKŞAM KUR’AN OKURDU

Bize hiçbir telkini olmamıştır. Sanırım orta birinci sınıftaydım, bir bayram sabahı, "bayram namazına camiye gidelim" dedi.

Gittik camiye, namaz kıldık. O günden sonra babamdan bir telkin almadım. Ama, buna karşılık en çok okuduğu kitaplardan bir tanesi Kur'an-ı Kerim'di, ama bir kere konuşmadık. Benim bu anlamda gördüğüm en bilinçli Müslümanlar'dan birisiydi. Her akşam yatmadan önce anlamak için Kur'an-ı Kerim okuyan Müslüman çok nadirdir.