Facebook'ta tanıştığı erkek için evden kaçan 16 yaşındaki kız erkekler tarafından pazarlandı
Abone olAdana'da facebook'ta tanıştığı erkek için evden kaçan 16 yaşındaki kız, 16 günde 23 kişinin tecavüzüne uğradıktan sonra babasına teslim edildiği ileri sürüldü.
Olayla ilgili 15 kişi gözaltına alınırken 8 kişi aranıyor. Edinilen bilgiye göre, olay, merkez Seyhan ilçesinde meydana geldi. İddiaya göre, annesi ve babası ayrı yaşayan A.E. isimli 16 yaşındaki kız çocuğu 3 ay önce sosyal paylaşım sitesi olan facebook'tan M.E. isimli bir kişiyle tanıştı.
Kısa sürede sevgili olan ikili görüşmeye başladı. A.E. 22 Ağustos günü de evden ayrılarak M.E.'nin yanına kaçtı. M.E. kız çocuğuyla birkaç gün birlikte olduktan sonra arkadaşlarını arayarak elinde kız olduğunu söyleyip çocuğu onlara verip kayıplara karıştı. Kız çocuğu erkek arkadaşı tarafından başkalarına sunulduktan sonra 16 gün içinde 23 kişinin tecavüzüne uğradı. Kız çocuğuna tecavüz eden ve uyuşturucu sattırmaya çalışan 22 kişi, kızı erkeklere pazarlamaya da başladı. Para karışlığı kız çocuğunu satmaya başlayan zanlılar, bir kişiye 5 bin TL karşılığında kızı satmaya karar verdi. Bu arada kızın ailesi polise kayıp ilanı verdiği için polis kızı aramaya başladı. Polis, kız çocuğunun Dumlupınar, Yenibey ve Barboras Mahallesi'nde gençler tarafından pazarladığını öğrendi.
Polisin baskın yapacağını anlayan erkekler korkutuğu için çocuğun babasını telefonla arayarak 6 Eylül 2011 günü Çakmak Caddesi'nde kızı babasına teslim etti. Kız babasıyla birlikte Çocuk Şube Müdürlüğü'ne gelerek şikayetçi oldu. Polis psikiyatr eşliğinde kız çocuğunun ifadesini alarak düğmeye bastı. Eş zamanlı 15 ayrı noktaya yapılan operasyonda 3'ü çocuk 15 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şahıslar Ahlak Büro Amirliği ekipleri tarafından sorgulanırken hepsi kız çocuğuyla ilişkiye kendi isteğiyle
girdiklerini tecavüz etmediklerini ileri sürdü.
Zanlılar sorgulamalarının ardından "küçük yaştaki kıza tecavüz, alıkoyma" suçlarından adliyeye sevk edildi. Sevk sırasında zanlıların "Bizim gözaltına alınmamız insan haklarına aykırı" demesi dikkat çekti. Bu arada, polis kız çocuğunun evden kaçmasına neden olan M.E. ile birlikte kıza tecavüz eden 8 kişiyi bulmak içinde geniş çaplı araştırma başlattı. Annesi ve babası ayrı olan çocuğa da devlet sahip çıkarak kadın sığınma evine yerleştirildi. Kız çocuğu burada psikologlardan yardım aldığı öğrenildi.
AĞZA BİBER SÜRMEYE 2 AY HAPİS
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]KIZ ÖĞRENCİNİN AĞZINA BİBER SÜRDÜ
İlkokul ikinci sınıfa giden küçük kız öğrencinin ağzına, kendi kızıyla tartıştığı için karabiber süren işkadını, 'yaralama' suçundan önce 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Daha sonra da 2 aya indirilen ceza 1000 lira para cezasına çevrildi. Duygu Sezercan ayrıca 10 bin TL tazminat cezasına da çarptırıldı. Yargıtay da kararı onadı. Böylelikle artık 'ağza karabiber sürmek' 'yaralama' suçu sayılacak.
AİLESİ ŞOKA GİRDİ
Habertürk'ün haberine göre 4 yıl önce yaşanan olay iddiaya göre şöyle gelişti: Şu an 11 yaşında olan S.T., İstanbul Erkek Eğitim Vakfı İlköğretim Okulu ikinci sınıf öğrencisi olduğu dönemde servis arkadaşı ile tartıştı. İddiaya göre arkadaşının annesi Duygu Sezercan ertesi sabah servise binerek "Kızımla neden tartışıyorsun" diye bağırıp, küçük kızın boğazını sıkarak ağzını açtı ve elindeki karabiberi döktü. Ayrıca küçük kızın gözlerine de karabiber attı. S.T.'nin annesi ve babası olayı duyar duymaz kızlarını hastaneye götürerek, tahriş olan boğazını tedavi ettirdi. Aile, savcılığa da şikâyetçi oldu. Savcı soruşturma sonunda Sezercan hakkında, okul servisine elinde karabiberle binmesi nedeniyle saldırıyı planlayarak gerçekleştirdiğine kanaat getirerek 'adam yaralamak' suçundan 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.
YARGITAY ONADI
Üsküdar 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen davada işkadını Sezercan, küçük kızı sadece uyardığını söyleyerek kendini savundu. Tanıklık eden servis şoförü ise velinin küçük kızın gözüne ve ağzına da karabiber döktüğünü anlattı. Mahkeme, sanığı 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Ceza 1000 lira para cezasına çevrildi. Mahkemenin bu kararı, Temmuz 2010'da Yargıtay tarafından da onandı. Karabiberli saldırı içtihatlara "adam yaralama" suçu olarak geçti.
MANİSA'DA TIR FACİASI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
MANİSA'DA TIR DEHŞET SAÇTI
Manisa'da TIR'ın altında kalan hafif ticari araçtaki 5 kişiden 2'si öldü, 3 kişi de yaralandı.
Manisa'nın Turgutlu İlçesi'nde lastiğinin patlaması sonucu karşı şeride geçen TIR'ın altında kalan hafif ticari araçtaki 5 kişiden 2'si öldü, 3 kişi de yaralandı.
Kaza, saat 00.30 sıralarında, Turgutlu İlçesi'ne bağlı Gökkaya Beldesi E-96 Karayolu'nda meydana geldi. Sürücüsünün kimliği henüz tespit edilemeyen 20 HZ 832 plakalı kablo yüklü TIR'ın, İzmir'den Ankara yönüne gittiği sırada lastiği patladı. Kontrolden çıkan TIR orta refuju aşarak karşı şeride geçti. Bu sırada karşı şeritten gelen içinde 5 kişinin bulunduğu Hüseyin Akkan (65) yönetimindeki, 35 HA 2460 plakalı hafif ticari araçla kafa kafaya çarpıştı.
Çarpışmanın şiddetiyle araçtaki 5 kişi yola fırladı. TIR'ın altında kalan araçta bir süre sürüklendikten sonra yanmaya başladı. Araçtaki 5 kişiden Emel Akkan (34) olay yerinde, ağır yaralanan sürücü Hüseyin Akkan da hastane götürülürken yolda yaşamını yitirdi. Yaralanan Hüseyin Cem Akkan (9), Dilek Akkan (61) ve Sabriye Akkan (56) olay yerine gönderilen ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Hüseyin Cem Akkan'ın sağlık durumunun iyi olduğu diğer iki yaralının da hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi.
Kazanın ardından kaçan TIR şoförünün arandığı belirtilirken, kazayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
ÇOCUKLARI İÇİN CAN VERDİLER
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
ÇOCUKLARINA KENDİLERİNİ SİPER ETTİLER
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde atarabası ile köye giderken kan davalıları tarafından açılan yaylım ateş sonucu ölen Güzel- Hasan Demirbaş çiftinin, vücutlarını 3 çocuğuna siper ettikleri ortaya çıktı.
Kanlı saldırıya tanık olan köylüler, "Anne ve baba, çocuklara vücutlarını siper etmese, onların yaşama şansı olmazdı. At arabasındaki 3 çocuk bu sayede hayatta kaldı" dedi.Olay, geçen 8 Eylül'de saat 14.30 sıralarında Doğubayazıt İlçesi'ne bağlı Tanıktepe Köyü'nde meydana geldi.
Yaz aylarında çobanlık yaptığı Üçgöze Köyü'nden Tanıktepe Köyü'ne dönen 30 yaşındaki Hasan ile eşi, 26 yaşındaki Güzel Demirbaş, çocukları 8 yaşındaki Ebru, 5 yaşındaki Mustafa ile 1 yaşındaki Güneş Demirbaş ile kayınvalidesi 62 yaşındaki Belkız Uzunca bindikleri at arabasında kurşun yağmuruna tutuldu.
Açılan ateş sırasında anne ve baba, at arabasındaki üç çocuğunun üzerine kapaklanarak onları mermilerden korudu. Baba Hasan Demirbaş olay yerinde, eşi Güzel Demirbaş ise Doğubayazıt Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken yolda öldü. Güzel Demirbaş'ın annesi Belkız Uzunca ise ağır yaralandığı için Van'a kaldırıldı ve 100'üncü Yıl Üniversitesi'nde tedavi altına alındı. Bir otomobille gelen ve ateş ettikten sonra aynı araçla kaçanların saldırısında 3 çocuk hafif sıyrıklarla kurtulduğu görüldü. Yaşadıkları şoku uzun süre üzerlerinden atamayan Ebru, Mustafa ve Güneş Demirbaş, dedeleri Ağa Demirbaş'a teslim edildi.
Diyadin İlçesi'nde oturan Yıldız ailesi ile geçen Mayıs ayında 'namus meselesi' nedeniyle aralarında kan davası başladığını söyleyen Ağa Demirbaş, bu yüzden bir oğlunu öldüğünü, bir oğlunun da cezaevine girdiğini söyledi. Yörede sözü geçenlerin araya girmesi ile 70 bin lira kan parası ödeyerek Yıldız Ailesi ile barıştıklarını vurgulayan 6'sı erkek 11 çocuk babası olan Ağa Demirbaş, şunları söyledi:
"Yıldız ailesi oğlum Cevdet'in eşini kaçırıp tezavüz etti. Oğlum da o karısını kaçıran Nesim'i öldürüp cezaevine girdi. Böylece iki aile arasında başlayan kan davasında başka canlar yanmasın diye sözü geçen büyüklerimiz devreye girdi ve Yıldız ailesine 70 bin lira kan parası ödememiz halinde barış sağlanacağını söylediler. Biz de kabul edip parayı ödedik. Ama kan davalımız olan Ali Yıldız ve oğulları bir otomobille geldikleri köyün girişinde pusu kurup atarabasıyla köye gelen oğlum ve ailesinin üzerine kurşun yağdırdı. 'Barıştık' diyerek hem paramızı aldılar hem de canımızı. Oğlum ile gelinimi toprağa verdim, 3 torunum yetim kaldı. Tek isteğim Ali Yıldız ve oğullarının yakalanıp cezalarını çekmeleridir."
Tanıktepe Köyü İlköğretim Okulu 2'nci sınıf öğrencisi Ebru Demirbaş, olayı anlatırken gözyaşlarını tutamadı. İlk silah sesi ile birlikte anne ve babasının üzerlerine kapandığını belirten Ebru Demirbaş, şöyle dedi:
"Evimize yaklaşmıştık. Aniden üzerimize silahla ateş ettiler. Kardeşlerimle korkup ağlamaya başladık. Annem ve babam üzerimize kapandı. Her ikisi de kanlar içinde kaldı. Köylüler gelip yaralı olan annemi hastaneye götürdü. Babam ise ölmüştü. Gözümü her kapattığımda, o an aklıma geliyor. Artık kardeşlerimi ben büyüteceğim."
Öte yandan olaydan sonra kaçan 4 şüphelinin yakalanması için bölgede operasyonlar sürdürülüyor.
TECAVÜZÜ EŞ AFFETTİ ADALET AFFETMEDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
TECAVÜZCÜ EŞ HAPSE MAHKUM EDİLDİ
Eşine silah zoruyla tecavüz eden koca, eşinin şikayetinden vazgeçmesine rağmen mahkeme tarafından ''kadının ruh sağlığı bozulduğu'' gerekçesiyle ''nitelikli cinsel saldırı'' suçundan hapse mahkum edildi.AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Gaziantep'de yaşanan olayda bir koca birliktelik teklifini kabul etmeyen karısına silah zoruyla tecavüz etti.
Mağdur kadının şikayeti üzerine tutuklanan koca, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ''nitelikli cinsel saldırı'' suçlamasıyla yargılanmaya başlandı.
Yargılama esnasında koca, karısını ikna ederek şikayetini geri çekmesini sağladı, ancak mahkeme, mağdur kadının ''ruh sağlığının bozulduğuna'' ve bu durumda sanık kocanın üzerine atılın suçun ''şikayete bağlı olmayan suçlardan'' olduğunu kabul ederek, yargılamaya devam etti.
Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sonunda, eşine silah zoruyla tecavüz eden kocayı, Türk Ceza Kanunu'nun ''Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar'' başlığı altındaki 102. maddesi hükümleri uyarınca hapis cezasına çarptırdı.
Yerel mahkemenin verdiği karar sanık koca tarafından temyiz edilerek, kararın bozulması talep edildi.
Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, Gaziantep 3. Ağır Ceza Mahkemesinin sanık koca hakkında verdiği mahkumiyet kararını hukuka uygun bularak, oy birliğiyle onadı.
Daire, olayın oluşu ve eylemin silahla gerçekleşmesinin sabit olduğuna işaret ederek, sanık hakkında verilen cezanın yerinde olduğuna karar verdi.
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin kararında, ''Mağdur eş, dava açıldıktan sonra şikayetten vazgeçtiği halde ruh sağlığı bozulduğu için suçun şikayete bağlı olmaktan çıktığı kabul edilmiş ve bu durum Yargıtay tarafından kabul edilmiştir'' ifadesi kullanıldı.
KADINLAR TUVALETİNDE AYNALI RÖNTGENCİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
KADIN MEMUR TARAFINDAN YAKALANDI
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Antalya İl Müdürlüğü'nün 2'nci katındaki kadınlar tuvaletinde ayna ile kadınları gözetleyen bir kişi, gözetlendiğini fark eden bir kadın memurun durumu fark etmesi üzerine yakalandı. Polisteki sorgusu süren şüpheli, 'cinsel taciz' suçlamasıyla adliyeye sevk edilecek.
Olay, Muratpaşa İlçesi'nin Üçgen Mahallesi Sokullu Caddesi üzerinde bulunan SGK İl Müdürlüğü 2'nci katındaki kadınlar tuvaletinde meydana geldi. İddiaya göre, kadınlar tuvaletinde kabinlerden birine giren S.E. burada bekledi. Bu sırada tuvalet ihtiyaçları için sağ ve solunda bulunan kabinlere kadınların girmesini fırsat bilen şüpheli, yanında getirdiği küçük el aynası ile alt kısımlarında boşluk bulunan kabinleri röntgenleyerek kadınları izledi. Uzun süre burada tuvalete gelen kadınları röntgenleyen S.E., son olarak yine SGK İl Müdürlüğü'nde çalışan kadın memur F.K.'yi de ayna ile izlemeye başladı. Kadın, yerde bir cismin parladığını görünce aşağıya baktı. Bu sırada biri tarafından tutulan aynayı fark eden F.K., çığlık atarak tuvaletten çıktı. F.K. durumu hemen güvenlik görevlilerine bildirirken, görevliler tuvaletten çıkarak kaçmaya çalışan S.E.'yi yakaladı. Güvenlik noktasına götürülen röntgenci, olay yerine çağrılan polislere teslim edildi. Polis S.E.'nin üst aramasında olayda kullandığı küçük el aynasını buldu.
Gözaltına alınan S.E., sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Şarampol Polis Merkez Amirliği'ne götürüldü. Karakola gelen F.K. şüpheliden şikayetçi olurken, S.E. dün geceyi nezarethanede geçirdi. Şüpheli, sorgusunun ardından 'cinsel taciz' suçlamasıyla adliyeye sevk edilecek.
SGK İl Müdürlüğü'nün 2'nci kattaki kadınlar tuvaletinde 3 kabin bulunuyor ve müdürlükte çalışan memurların yanı sıra işlemlerini yaptırmak için binaya gelen vatandaşlar da kullanabiliyor. İşsiz olan S.E.'nin röntgencilik yapmak amacıyla binaya geldiği belirtildi.
HASTAYI BIRAKTILAR KAVGAYA TUTUŞTULAR
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
AMELİYATHANEDE SKANDAL
Konya'da özel bir hastanede açık kalp ameliyatı sırasında 33 yaşındaki uzman doktor M.G. ile hemşire 26 yaşındaki H.A.'nın kavgasıyla ilgili Başhekimlik soruşturma açtı.
Olay, özel bir üniversite hastanesinde 9 Ağustos Salı günü iddiaya göre şöyle gelişti: Hastanede görevli Kalp Damar Uzmanı M.Ö.'nün hastası olan 63 yaşındaki İ.Ç., açık kalp ameliyatına alındı. M.Ö.'ye yardımcı olarak ameliyata uzman doktor M.G. de katıldı. Ameliyat yaklaşık 5 saat sürerken, son yarım saatinde uzman doktor M.G. ile ameliyatta görevli hemşire H.A. arasında malzeme vermediği ve bağırarak tepki gösterdiği iddiasıyla tartışma başladı. Tartışma kısa sürede kavgaya dönüşürken iddiaya göre uzman doktor M.G., hemşire H.A.'nın üzerine yürüyerek boğazını sıktı. Ameliyata doktor M.Ö., devam ederken, kavgada diğer görevlilerin müdahalesiyle sona erdi. Hemşire H.A.'da ameliyathaneden uzaklaştırıldı. Ameliyatı tamamlanıp yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan hasta İ.Ç. 10 gün sonra emboli (ani damar tıkanması) ve beyin kanaması sonucu hayatını kaybetti.
Ameliyat sırasında diğer doktora yardım ettiğini öne süren H.A., doktor M.G.'nin kendisine niçin yardım etmediğini ileri sürerek aralarında tartışma yaşandığını ve çıkan tartışmada M.G.'nin üzerine yürüyüp boğazını sıktığını iddia ededek, "Anestezi doktoru ve teknisyen arkadaşların müdahalesiyle kurtuldum" dedi. Dövüldüğüne ilişkin rapor aldığı belirtilen hemşire H.A., doktor M.G. hakkında Sağlık Bakanlığı ile Başbakanlık İletişim Merkezi'ne müracaatta bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
"BİMER'e verdiğim dilekçemin sırasıyla İl Sağlık Müdürlüğü, daha sonra YÖK Hukuk Müşavirliği ve buradan da çalıştığım hastaneye sevk edildiğini gördüm. Tabi bu tablodan ne olduğunu anlayamadım. Onun sonucunu bekliyorum" dedi.
Hastane Başhekimliği yetkilileri konuya ilişkin açılan soruşturmanın halen devam ettiğini bildirdi. Hastanın ölüm nedeninin yaşanan kavgadan kaynaklanmadığını ifade eden yetkililer, "Hasta ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesinde tedavi görürken emboli ve beyin kanaması sonrası hayatını kaybetmiştir" dedi.
DİNİ EĞİTİM VEREN VAKIFTA HIRSIZA İŞKENCE
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]VAKIFIN YÖNETİCİLERİ İŞKNECE ETTİ
Adana'da dini eğitim veren Furkan Vakfı'nın yurt olarak kullandığı evden, bir arkadaşıyla 800 lira para çaldığı öne sürülen, yakalandıktan sonra serbest bırakılınca vakfın yöneticileri tarafından kaçırılıp işkence edilen 14 yaşındaki T.V.'yi polis kurtardı.
Olay, geçen çarşamba günü meydana geldi. Ova Mahallesi'nde oturan ve okula gitmeyen T.V., iddiaya göre, bir arkadaşıyla birlikte Furkan Vakfı'nın öğrenciler için yurt olarak kullandığı Belediye Evleri Mahallesi'ndeki eve gizlice girip, 800 lira para ve bu evde dini eğitim için bulunanlara ait kimlik belgelerini çaldı.
Öğrencilerden birinin fark ettiği T.V. ile arkadaşı kaçtı. Öğrenciler, hırsızlık suçundan kaydı bulunan T.V.'yi yakalayıp, polise teslim etti. T.V.'nin üzerinden çalınan para ve kimlikler çıkmazken, T.V., Cumhuriyet Savcısı tarafından serbest bırakıldı. T.V., adliyeden ayrıldığı kuzeni 20 yaşındaki S.V. ile birlikte kapıda bekleyen Furkan Vakfı yöneticileri 26 yaşındaki Nurullah Öğüt, Gökhan Yılmaz, 25 yaşındaki İnanç Toğ ve yanlarındaki 16 yaşındaki R.B., tarafından kaçırılarak bir çiftlik evine götürüldü.
Vakıf yöneticileri, T.V.'yi oturttukları bir sandalyede el ve ayaklarını iple bağlayarak, ağzını bantla kapattı. Çocuğu döverek işkence yapmaya başlayan vakıf yöneticileri serbest bıraktıkları S.V.'den çalınan para ve kimlikleri getirmesini istedi. 800 lira ile dönen S.V.'den parayı alan şüpheliler, kimlikleri de getirmesi halinde T.V.'yi bırakacaklarını söyledi
. Daha sonra S.V.'nin polise gitmesinden endişe eden vakıf yöneticileri, sabaha kadar işkence yaptıkları T.V.'yi de yanlarına alarak vakfın başka bir evine geçti. Bu sırada S.V. de durumu ailesine onlar da polise bildirdi
. İddia üzerine vakfın verilen adreslerine baskın yapan polis, işkence yapılmaya devam edilen çocuğu elleri ve ayakları bağlı, ağzı bantlı halde bulup kurtardı. Yüzü dayaktan şişen küçük çocuk götürüldüğü Adana Devlet Hastanesi'nde ayakta tedavi edilip ifadesi alındıktan sonra ailesine teslim edildi. Vakıf yöneticileri ise gözaltına alındı.
İfadelerinde çocuğu dövdüklerini kabul eden yöneticiler, sevk edildikleri nöbetçi mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. T.V.'nin birlikte hırsızlık yaptığı arkadaşı aranıyor.
ALIKOYMA İDDİASINDA 4 KİŞİYE GÖZALTI
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
ZORLA ALIKOYDULAR
Kadıköy'de özel bir hastanenin hissedarını kaçırarak, zorla alıkoydukları iddia edilen4 kişi gözaltına alındı.Alınan bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne başvuran Fatih Alp Y, ortağı Adnan A. ile birlikte devraldıkları özel hastanedeki kendi hisselerini satışa çıkardığını ve satışa çıkardığı hisselerini satın alacağını söyleyen kişiler tarafından tehdit edildiğini söyleyerek şikayetçi oldu.
Asayiş Şube Müdürlüğü Gasp Büro Amirliğine bağlı ekipler, şikayetçi Fatih Alp Y'nin, ortağı Adnan A'nın bu kişiler tarafından kaçırılarak hisseleri devretmesi konusunda kendisine baskı yapıldığını ifade etmesi üzerine çalışma başlattı.
Yapılan çalışmalarda Adnan A'yı kaçırarak zorla alıkoydukları ileri sürülen kişilerin Maltepe'deki bir otoparka gittiğini belirleyen polis, söz konusu adrese operasyon düzenledi. Operasyonda Nurettin K, Cengiz Ç, Suat G. ile Hüseyin K'yı yakalayan polis, Adnan A'yı da otoparkta buldu.
Şubeye getirilen şüphelilerin Adnan A'yı kaçırmadıklarını, kendilerine misafir olarak geldiğini söyledikleri öğrenildi.
Emniyetteki işlemleri tamamlanan 4 kişi, daha sonra Kadıköy Adliyesine sevk edildi.