BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  GÜNCEL

16 Aralık 2010 Basın Özeti

ABD yönetiminin BP'ye açtığı dava, Azerbaycan'daki dogalğaz sızıntısı, 'Assange'ın hapiste kalmasını İngilizler istedi', Kosova Başbakanı'na yöneltilen suçlamalar, ABD'de çelişkili Afganistan raporları ve Larry King'in ekrana vedası

Abone ol

Financial Times Amerikan hükümetinin, Meksika Körfezi'nde yaşanan petrol sızıntısı felaketi nedeniyle petrol devi BP'ye karşı açtığı davayı manşetten duyuruyor.

Gazete, davada BP'nin suçlu bulunması halinde 21 milyar doları aşan bir ceza ödemek zorunda kalabileceğini belirtiyor.

Bu cezanın, şirketin sızıntıdan zarar gören bölge halkına yapılacak tazminat ödemeleri için oluşturduğu 20 milyar dolarlık fonun üzerine ekleneceği kaydediliyor.

Haberde, ceza miktarının Amerikan hükümetinin ağır ihmal iddiasını ne ölçüde kanıtlayabileceğiyle doğru orantılı olduğu vurgulanıyor.

BP'ninse ağır ihmal suçlamasını reddettiği söyleniyor.

Financial Times, sadece BP'ye değil, 11 işçinin öldüğü patlamanın ve sızıntının gerçekleştiği Deepwater Horizon petrol platformuyla ilgili sekiz şirketin daha dava açıldığını yazıyor.

Azerbaycan'daki kaza

Amerikan diplomatlarına ait gizli yazışmaları yayımlayan Wikileaks'in ifşaatlarına yer vermeye devam eden Guardian da, 18 ay önce BP'nin Azerbaycan'da işlettiği doğalgaz yataklarında Meksika Körfezi'ndekine benzer bir kazanın yaşandığını yazıyor.

Yazışmalarda diplomatlar, yaşanan doğalgaz sızıntısından sonra BP'nin 212 işçiyi tahliye edebildiği için şanslı olduğunu söylüyor.

Sızıntının iki doğalgaz yatağının kapatılmasına ve aylar boyunca günlük en az 500 bin varillik üretim kaybına yol açtığı da kaydediliyor.

BP'nin Azerbaycan'daki sızıntının nedenini, 'kötü betonlama' olduğunu düşündüğü belirtiliyor.

Guardian daha önce de, BP'nin Eski Yönetim Kurulu Başkanı Tony Hayward'ın Meksika Körfezi'ndeki sızıntıyı aynı şekilde açıkladığını ve betonlama işini yapan Halliburton şirketini suçladığını hatırlatıyor.

Gazete, BP'nin Azerbaycan'daki betonlama işini kimin yaptığı sorularına cevap vermeyi reddettiğini de belirtiyor.

'Assange'in hapiste kalmasını İngilizler istedi'

Wikilieaks'in kurucusu Julian Assange, İsveç'te iki kadına tecavüz ettiği suçlamasıyla Londra'da gözaltına alınmıştı.

Mahkeme, önceki gün Assange'ın kefaletle serbest bırakılmasına karar vermişti.

Ancak İsveç makamları adına hareket ettiğini söyleyen savcılığın kararı temyiz etmesi nedeniyle, Assange hapiste kalmaya devam ediyor.

Guardian, bugün yapılacak temyiz duruşması öncesi, Assange'ın hapiste kalmaya devam etmesini isteyenin, sanılanın aksine İsveç makamları değil, İngiliz savcılığı olduğunu yazıyor.

Gazete haberini, İsveç Başsavcılığıyla yaptığı görüşmeye dayandırıyor.

Haberde, Assange'ın avukatlarının bu bilgi karşısında şoke oldukları ve İngiliz yetkililerin kendilerine Assange'ın hapiste kalmasını isteyenin İsveçliler olduğu yönündeki sözlerini de aktardıkları da belirtiliyor.

Taçi'ye yöneltilen suçlamalar


Times, Kosova Başbakanı Haşim Taçi'ye bir Avrupa Konseyi raporunda yöneltilen uyuşturucu ve organ kaçakçılığı suçlamalarına geniş yer ayırıyor.

Haberde İngiltere'nin başbakana yöneltilen suçlamaları araştırması için Kosova'ya baskıyı arttırdığı belirtiliyor.

Times, Sırbistan'ın Taçi hakkındaki iddialarla ilgili ek kanıtlar sunacağını kaydediyor.

Haberde, Sırp yetkililere göre kurbanlardan birinin 49 yaşındaki Predrag Dragoviç olduğu belirtiliyor.

Dragoviç'in, 1999'daki Kosova Savaşı'ndan hemen sonra evinden kaçırıldığı ve öldürüldüğü söyleniyor.

Sırp savcıların, yakın mesafeden başından vurularak öldürülen Dragoviç'in cesediyle fotoğraf çektiren dört Kosova Kurtuluş Ordusu üyesinin kimliğini tespit etmeye çalıştığı kaydediliyor.

Predrag Dragoviç'irn oğlu, 'Biz Karadağ'a kaçtık. Babam ve babaannem evde kaldı. 'Ben kimseye kötülük yapmadım, o yüzden ayrılmam için hiçbir neden yok' dedi. Bize kaygılanmamamızı söyledi' diyor.

Taçi'ye yöneltilen suçlamalar, Guardian'da bir makale kaleme alan Avrupa ve Balkanlar uzmanı Neil Clark'ın yazısına da konu oluyor.

Blair'ın 'iyi savaşı'

Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Kosova Savaşı'nı 'iyi savaş' diye tanımladığını hatırlatan Clark şöyle devam ediyor;

'Bırakın Tony Blair'in dediği gibi iyi savaş olmayı, NATO'nun Yugoslavya'ya saldırısı, Irak'ın işgali kadar gayri ahlakiydi. Ama Irak savaşı eleştirildikçe, 'liberal müdahaleciler' için Kosova Savaşı'nın bir tür başarı olduğu söylemini savunmak çok daha önemli hale geldi. Avrupa Konseyi'nin Kosova Kurtuluş Ordusu'nun işlediği suçlarla ilgili raporu bu pozisyonu savunmayı daha da zorlaştırdı. Bu rapor insanların Batı'nın gelecekteki liberal müdahaleleri'ne daha şüpheyle bakmalarında rol oynarsa memnuniyetle karşılanacak'

Çelişkili Afganistan raporları

Times, Amerikan yönetiminin Afganistan'daki askeri ilerlemeyi değerlendiren iyimser bir rapor yayımlayacağını yazıyor.

Başkan Obama'nın da bu iyimser değerlendirmeyi, güvenlik sorumluluğunu hızla Afgan güçlerine devredilmesi ve NATO güçlerinin gelecek yıldan itibaren çekilmesini meşru göstermek için kullanacağını belirtiyor.

Ancak Times'ın haberine göre, 16 Amerikan istihbarat servisini bir çatıda toplayan Ulusal İstihbarat Konseyi'nin Afganistan ve Pakistan konusundaki raporu farklı bir portre çiziyor.

Raporda Afganistan'ın büyük kısmının Taliban'ın denetiminde olduğu, diğer bölgelerinse Taliban'ın geri dönüş tehdidine açık bulunduğu belirtiliyor.

Raporda NATO'nun bölgede başarı kazanmasının, Pakistan'ın aşiret bölgelerinde Taliban ve El Kaide'nin yok edilmesine bağlı olduğu söyleniyor.

Ancak Pakistan hükümeti ve silahlı kuvvetlerinin bunu yapmayı istemedikleri kaydediliyor.

Larry King'in ekrana vedası

Independent, televizyon efsanelerinden Larry King'in, CNN televizyonundaki programına 25 yıldan sonra bugün son verecek olmasına geniş yer ayırıyor.

Gazete, 76 yaşındaki King'in ekranlara veda etmesiyle, aslında uzun süredir modası geçmiş olan bir mülakat tarzının tamamen tarihe karışacağı görüşünde.

King'in, sorgulayıcı olmak yerine, hep konuklarının rahatına öncelik verdiğini söyleyen gazete, halefi İngiliz gazeteci Piers Morgan'ın çok farklı pir program yapacağını belirtiyor.

Morgan, 'Format, her şey değişecek. CNN stüdyosunda kırmızı pantolon askılarıyla oturan bir diğer programcı olmayacağım. Larry'ninkine kıyasla çok farklı bir şey olacak.' diyor.