Bugünkü İngiliz gazetelerinden haber ve yorumlar: Türkiye'nin bocalamaya başlayan dış siyaset maceraları, Esad İspanya'nın gizli teklifini reddetti, kamu harcamaları sürmeli....
Abone olBugünkü Financial Times gazetesinin yorum sayfalarında yer alan David Gardner imzalı makalenin başlığı "Türkiye'nin bocalamaya başlayan dış siyaset maceraları".
Yazıda özetle, iktidardaki Adalet Kalkınma Partisi ve başbakan Erdoğan'ın "komşu ülkelerle sıfır sorun" olarak bilinen dış politikasının, Arap ülkelerinde artarda yaşanan halk ayaklanmaları sonrasında, bir "gerçekçilik testinden" geçmekte olduğu fikri savunulmuş.
Komşularla sıfır sorun yaklaşımının sınıfı geçtiğini söylemenin zor olduğunu belirten yazar David Gardner, son olarak Suriye konusunda yaşanan huzursuzluğun bu politikanın başarısızlığını gözler önüne serdiğini söylemiş.
Gardner'a göre, her ne kadar Şam-Ankara hattındaki gerilim göz önünde olsa da esas mesele İran ile Türkiye arasındaki rekabette gizli.
Orta doğunun gayri resmi lideri olma konusunda Türkiye'nin, varolan İran egemenliğine rakip bir tavır izlediğinin söylendiği yazıda bu gelişmenin, AKP'nin benimsediği dış siyaset yaklaşımıyla ilgili olduğu belirtilmiş.
AKP'nin, Avrupa'daki Hıristiyan Demokratlar'ın muadili olan, post-islamcı bir parti olduğunu belirten David Gardner, partinin dış politika sorumlusu Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun şu sözlerine yer vermiş: Türkiye'nin dış siyaseti, güvenlik ve özgürlük arasından bir denge bulunması üzerine kuruludur.
Gardner, "Ortadoğu'da yaygın olan üç lider tipinden, değişime direnenlerin zamanla tasfiye olacaklarını belirten Davutoğlu'nun bu mesajının, Suriye'deki Esad rejimi tarafından alındığı yönünde bir işaret maalesef yok" diyerek yazısını noktalamış.
İspanya'nın Esad'a gizli teklifi
Times gazetesi Suriye'de süregelen toplumsal gerilime diğer İngiliz gazetelerinde olmayan bir haberle yer vermiş, haberin başlığı "Esad, İspanya'nın gizli teklifini reddetti".
Gazetenin Şam ve Madrid muhabirleri tarafından hazırlanan haberde İspanyol hükümeti adına Suriye'ye giden bir temsilcinin Esad yönetimine, iktidarı barışçıl bir şekilde teslim edip, güvenli bir şekilde İspanya'ya sığınmasını önerdiği anlatılıyor.
İspanyol başbakanı Zapatero'ya yakın bir isim olarak bilinen Bernadino Leon'un diplomatik kimliğiyle değil sivil olarak Şam'a giderek Beşar Esad'ın temsilcileriyle görüştüğünün belirtildiği haberde, gizli teklifin Esad tarafından geri çevrildiği söylenmiş.
Gelişmeler sonrasında fikri alınan bir İspanyol diplomatın "bende oluşan izlenim Suriye yönetimi ciddi bir geri adım atmaktan bir hayli uzak" sözlerine yer verilen haberde aynı yetkilinin "Esad ve çevresinin olan bitenlerden ve gerçeklikten bir hayli uzak olduğu söylenebilir" demecinin altı çizilmiş.
Times'ın Suriye haberinde ayrıca Suriyeli muhalif grupların, Ankara'ya taleplerini içeren bir liste sundukları belirtilmiş.
Listede Ankara'nın Şam'dan şiddet uygulamalarını bir an önce sona erdirilmesi çağrısında bulunması ve Suriye iktidarının meşruiyetini tanımaması talepleri yer almış.
Lagarde: Kamu harcamaları kesilmesin
Financial Times'ın yorum sayfasındaki dikkat çekici bir makale, Uluslarası Para Fonu başkanı Christine Lagarde imzasını taşıyor.
Yazının başlığı "Harcamalara yapılan frenin, küresel toparlanmayı yavaşlatmasına müsaade etmeyin".
IMF başkanı Lagarde'in küresel ekonomik krizden çıkış konusunda atılacak siyasi kararlar kalmadığı inanışının yanlış olduğunu söyleyerek başladığı yazısı, dünya ülkelerinin liderlerine bir tavsiye üzerinden ilerliyor: kamu borçlarının azaltılması çabası ile kısa vadede büyüme ve istihdamı sağlayacak adımlar birlikte atılmalı.
Lagarde, ülkelerin bütçe açıklarını azaltma derdine düşüp sert bir şekilde frene basmasının ve kamu harcamalarını azaltılmasının, uzun sürebilecek toplumsal huzursuzlukları doğurabileceğini söylüyor.
IMF başkanı orta vadede bütçeyi dengeleme çabasının, kısa vadede büyümeyi sağlayacak kamu harcamalarıyla paralel yürüyecek adımlar olduğunu vurgulayarak yazısını bitirmiş.
"Kirli Nükleer Oyunlar"
Guardian'ın başyazılarından "Kirli Nükleer Oyunlar", Japonya'da Mart ayında yaşanan tsunami sonrasında ortaya çıkan nükleer felakete dair.
Japon hükümetinin radikal bir karar alarak Nükleer Güvenlik Ofisi'ni ticaret bakanlığından, çevre bakanlığına bağlamasının sebeplerinin tartışıldığı başyazı, nükleer enerji güvenliği konusundaki endişeleri dile getirmiş.
Kısa vadeli gelir artırma güdüsüyle hareket eden nükleer enerji endüstrisinin, insanlığın geliştirdiği en tehlikeli teknoloji olan nükleer enerjinin barındırdığı dev riskleri gündem dışında tutmak çabasında olduğunun altının çizildiği yazıda bu tablonun nükleer enerjiden faydalanan tüm ülkeler için geçerli olduğu belirtilmiş.
Yazı, bilim insanı olan sayılı siyasi liderlerden Angela Merkel'in bu özelliği sayesinde durumu far ederek, ülkedeki nükleer enerji yatırımlarını durdurma kararının övüldüğü yazı, Japonya'da yaşananların gösterdiği üzere, nükleer enerji tartışmasının yeninden canlanması gerektiği uyarısıyla sona ermiş.
Bankalardan tartışmalı kaynak
Independent'in ilk sayfasından duyurduğu haberlerden biri, önde gelen İngiliz bankalarının parça tesirli bomba imal eden şirketlere kaynak sağladıklarına dair.
Uluslarası Af Örgütü'nün raporunu haberleştiren Independent, üretimi ve ticareti son dönemde uluslararası olarak yasaklanan, misket bombası olarak da bilinen parça tesirli bombaların, özellikle sivil ölümlerine yol açması sebebiyle tepki çektiğine dikkat çekmiş.
Misket bombası üreticilerine fon sağlayan bankalardan ikisinin, 2008 küresel finans krizi sonrası kurtarılarak kamu idaresine geçen bankalar olduğunun altının çizildiği haberde, İngiltere'nin bir yıl önce parça tesirli bombaların yasaklanması yönündeki uluslararası konvansiyona imza attığı hatırlatılmış.
Konu gazetenin başyazılarından birinde de ele alınmış ve İngiliz bankalarının kaynak aktarımını dolaylı bir şekilde sağlayan yasal boşluğun bir an önce doldurulması gerektiği dile getirilmiş.