15 Temmuz'dan bu yana Nihal Olçok 'Kokularını özlüyorum'
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Olçok’u kaybeden Nihal Olçok yaşadıklarını anlattı.
Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sırasında, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Olçok’u kaybeden Nihal Olçok, 15 Temmuz'un yıldönümünde o günden bugüne yaşadıklarını Milliyet'e anlattı.
Eşi ve oğlunun ölümün 2’nci yıl dönümünde Milliyet’e konuşan Nihal Olçok, “Bu konuşmaların hem benim için hem de toplum için keyifli konular olmadığını belirtmek isterim. Güle oynana ‘Oh şehit oldular’ diyecek biri değilim. Nihayetinde bir anneyim ve iki çocuğum babasız kaldı ve ben eşimi ve oğlumu kaybettim. İki acıyı birden, aynı anda yaşıyoruz ve bunlar çok hassas konular. Ben her şeyden önce bir anneyim ve annelerin doğal refleksidir çocuklarını korumak. Hiçbir zaman türbinlere oynamadım. Bugün de burada üç farklı Nihal olarak konuşuyorum. Biri anne Nihal, biri eşini kaybetmiş ve iki yetim çocuğu olan Nihal, diğeri de bütün bu olayları toplumsal olarak yaşan Nihal... Olayın üzerinden iki yıl geçti. İki yılda her seferinde başka Nihaller devreye girerek yaşamaya çalıştı. Biri yorulduğunda diğeri devreye giriyor” ifadelerini kullandı. Olçok, şöyle devam etti:
'RENKLERLE BARIŞAMADIM' “Bu süre içerisinde hayatımızda çok şey değişti. En çok değişen de ağız tadımız, gülüşümüz ve renkler oldu. Renklerle barışamadım. Renkli giymeyi çok seven ve renkli giyen biriydim. Şimdi, renkler artık bir şey ifade etmiyor. Erol’un ve Abdullah’ın şehitliklerinin ardından güzel şeyler de oldu. Şehitliğin bereketini gördüm. Yürüyüşlerde binlerce insan girdi hayatımda. Birçok güzel insanla dost oldum.
Hayatıma okul girdi. Şimdi hem Sosyal Hizmetler hem de hukuk okuyorum. Sosyal Hizmetler Abdullah’ın ısrarıyla girdiğim bir sınavdı. Kaydın son günü beni kaydetti. Sınav sonuçları da 15 Temmuz’dan sonra açıklandı ve ben sınavı kazandığımı gördüm. Abdullah giderken bana son kıyağını yapmıştı, bana hayat serumu taktı. Üniversiteye başlamak bana hayat serumu oldu. Hayatla bağım kesilmişti, 4 ay sonra evde çıkma sebebim oldu. Bu yıl bir de Hukuk Fakültesi’ne başladım. Abdullah avukat olmayı çok istiyordu. Hukuk okumam da bunun da etkisi var. Ama asıl nedeni, oğlumun ve eşimin ilerideki davalarını kendim takip etmek istiyorum. Bu davalar belli ki AİHM’ye kadar gidecek ve ben bu davalarda bir hukukçu olarak yer almak istiyorum.