BIST 9.368
DOLAR 34,48
EURO 36,18
ALTIN 2.954,03

15 Temmuz sivil darbedir

15 Temmuz Türkiye’de bir ilktir.

Cumhuriyet tarihinde yapılmış darbe, post modern darbelere hiç benzemiyor.

İlk defa sivil bir darbeye şahitlik ettik.

Haksız ve hukuksuz bir oluşumun Devletin düzenine başkaldırmasını yaşadık.

Yıllardır paralel yapılanmanın, kendini Devlet yerine koyup, Halkın tercihine, Milletin demokrasi tutkusuna, müdahale etmeye çalışmasını yaşadık.

Bu kalkışmayla, askerin sivile değil.

Sivil iradenin kontrolünde 

Askerin, askere,

Polisin, polise, kısacası, demokrasiye,

Aylar öncesi başlayan isyanın,Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalayarak

Türk milletinin ta kendisine ihanetini yaşadık.

Amacını kapsamını, derinliğini hala tam olarak bilemediğimiz, içinden çok ders çıkarılması gereken trajik bir durum.

Nasıl oluyorsa

İşin İçinde asker var, polis var, öğretmen var, hukukçu var, var oğlu var.

Ama siyasi ayağı yok…

Sivil bir darbenin, siyaset ayağının olmaması mümkün olabilir mi?

Bence olmaz.

Fetö ve Fetö benzeri oluşumlarla mücadele etmeyen, her siyasi akım, siyasetçi, yapılan ve yapılacak darbelerin siyasi ayağıdır.

Bu darbe girişimi mevcut siyasi güce değil, tüm Türkiye Cumhuriyeti’ne yapılmıştır, bu gerçeği görmediğimiz zaman, yarın büyük yanılgıya düşeriz.

Bunu kalkışmaya karşı hayatını ortaya koyan her düşüncedeki vatan evladının şehit ve gazi olmasından anlamalıyız.

Şehit ve gazi olanların tamamı ak partinin seçmeni değildi.

Her görüşten, Türkü, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i…

Acıbademde şehit olan mahalle muhtarı Mete Sertbaş bildiğim kadarıyla Ak partili değildi ama Türkiye aşığıydı.

Türkiye cumhuriyetine gönül vermiş gelecek ülküsünde birleşenlerdendi.

Siyaseten farklı düşünebiliriz, farklı partilere oyda verebiliriz, ancak vatan duygusunda bir olmak zorundayız.

 

O gece, milletin egemenliği ve bağımsızlığına Türk demokrasisinin vazgeçilmez bekçilerine minnet duymalıyız.

Şehit olanlar boşuna şehit olmadılar.

Halka rağmen, ben yaptım oldu diyenlere, demokrasiden uzak farklı hayaller peşinde koşanlar, milleti koyun sürüsü sananlar, bekçinin Milletin kendisi olduğunu, Egemenliğin kayıtsız şartsız Millette olduğunu bilmeliler.

 

Aynı yapı, aynı anlayış, umarım farlı şekilde yeniden hayat bulmaz.

Çıkarılması gereken ders:

Kendi gibi düşünenleri kollayıp gözeten, hukuktan ve bilimsellikten uzaklaşmış demokrasi ve özgürlükten yoksun yönetim yapılarını, bu ülkenin insanları hak etmiyor. Buna da müsade etmez.

yaşasın Demokrasi

Buradan tüm demokrasi şehitlerimize, Ömer Halis Demir şahsında rahmet diliyorum, Hakkın rahmetine yürüyen tüm Vatan sevdalılarına minnettarız.