BIST 9.976
DOLAR 34,07
EURO 38,04
ALTIN 2.834,60

15 Temmuz şehitlerinin son anları! Hele biri var ki

15 Temmuz şehitlerinin son anları! Hele biri var ki

15 Temmuz darbe girişiminde 249 şehit verdik. Hepsinin ayrı destansı hikayeleri var ama bazılarınınki filmlere konu olacak cinsten...

15 Temmuz şehitlerinin son anları! Hele biri var ki

15 Temmuz darbe girişiminde 249 şehit verdik. Hepsinin ayrı destansı hikayeleri var ama bazılarınınki filmlere konu olacak cinsten...15 Temmuz darbe girişiminde 249 canımızı şehit verdik. Her şehidin ayrı bir hikayesi ve romanlara konu olacak bir yaşamı olmuş. Prof. İlhan Varank, Mustafa Cambaz, Fuat Bozkurt ve Sedat Kaplan bunlardan sadece birkaçı. Bu ihanet gecesinin yıldönümünde yakınları şehitlerin o gece son anlarını anlattılar.

15 Temmuz şehitlerinin son anları! Hele biri var ki

15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde darbeci askerlerin kurşunlarıyla şehit olan İlhan Varank'ı, kardeşi Cumhurbaşkanı başdanışmanı Mustafa Varan şu sözlerle anlattı. Darbe girişiminin ardından çok yoğun telefon trafiğinin başladığını aktaran Varank, şunları kaydetti:

15 Temmuz şehitlerinin son anları! Hele biri var ki

"AĞABEYİMDEN GELEN MESAJI GÖREMEDİM" "İlgili arkadaşlarla, gelen bilgiler, yapılması gerekenler ve alınan tedbirlerle alakalı sürekli irtibat halinde olduğumuzdan telefonum neredeyse hiç kapanmıyordu. Bu esnada, rahmetli ağabeyimin daha sokağa çıkmadan, muhtemelen sürekli meşgul olduğu için, telefonuma yolladığı 'iyi misiniz?' mesajını ve aile grubumuzda eşime yazdığı 'dikkatli olun' mesajlarını görmemişim bile.

15 Temmuz şehitlerinin son anları! Hele biri var ki

Mesajı görsem belki arar, son kez görüşme fırsatı bulabilirdim ama nasip olmadı. Gecenin ilerleyen saatlerinde sağlık Bakanımızın özel kalemi aradı, 'Mustafa Ağabey, ağabeyinizle ilgili bir bilgi geldi ama şu an ne olduğunu bilmiyoruz, bir gelişme olursa ben haber edeceğim, bir kontrol edin ağabey isterseniz' dedi. Hiç beklemediğim bir durumdu. Hemen ağabeyimin telefonunu aradım. Telefonu yabancı bir ses açtı. 'Ağabey bu telefonun sahibi çok yiğit bir ağabeydi. Biraz önce vuruldu, götürdüler, telefonu burada kaldı. İstanbul Belediyesinin önündeyiz asker bizi tarıyor' dedi. Şok olmuştum, 'Öldü mü, ağabeyim yaşıyor mu, nereye götürdüler' diye sordum fakat telefonu açan da bilmiyordu. Daha sonra rahmetli ağabeyimin şehadet haberini aldım. Vurulduktan sonra Vatandaşların yardımıyla bir araçla Vakıf Gureba Hastanesine götürülmüş ve orada rahmetli olmuş."